Kabataş Lisesi'nden Cemil Türk , Harvard'da bir ilki başardı!
Kabataş Lisesi 11. sınıf öğrencisi Cemil Türk, Harvard Üniversitesi tarafından lise öğrencilerine yönelik düzenlenen Uluslararası Ekonomi Makalesi Yarışmasında (High School International Economics Essay Competition - HIEEC) büyük bir başarıya imza attı.
Türk, bugüne dek yalnızca ABD ve Asya’dan öğrencilerin kazandığı yarışmayı kazanan ilk Türk öğrenci olarak adını tarihe yazdırdı.
İlk kez 2018 yılında Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesi ile Harvard Ekonomi Topluluğu'nun ortak girişimiyle düzenlenen yarışma, lise düzeyinde dünyanın en prestijli akademik platformlarından biri olarak kabul ediliyor. Her yıl 400 ila 500 arasında makalenin değerlendirildiği yarışmada, finale kalan 15 makale arasından yalnızca 3 tanesi kazanan olarak seçiliyor.
Mardin doğumlu olan Cemil Türk, öğretmen bir ailenin çocuğu. Yarışma için 1500 kelimelik bir makale hazırlayan Türk, süreci şöyle anlatıyor:
“Ekonominin sadece sayılardan ibaret olmadığını, insana ve topluma nasıl etki ettiğini göstermek istedim. Yarışmanın önergesinde orta gelirli bir ülkeyi ele almamız istenmişti. Bu nedenle Yeni Zelanda, Zimbabve ve Brezilya örneklerini ele aldım.”
Yarışmada dereceye giren makaleler, Harvard Üniversitesi İktisat Fakültesi tarafından yayımlanıyor. Böylece Cemil Türk’ün makalesi de uluslararası akademik bir yayında yer alma hakkı kazanmış oldu.
ÖĞRETMENLERİNDEN ÖVGÜ
Kabataş Erkek Lisesi İngilizce Öğretmeni Özgen Yıldırımtaş, öğrencisinin başarısıyla gurur duyduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu tarz bir incelemenin bu yaş grubundaki bir öğrenci için oldukça zor olması beklenir, ancak Cemil ilgi duyduğu bu alanda kendini çok ciddi bir şekilde geliştirmeyi başardı. Cemil’in beşeri bilimler alanında elde ettiği bu başarı ve bu alanda başarıya ulaşan ilk Türk olması önemli. Onunla gurur duyuyoruz.”
Cemil Türk ise gelecekteki akademik planları hakkında “Harvard ya da Yale Üniversitesi’nde uluslararası politika, ekonomi ya da felsefe alanlarında eğitim almayı hedefliyorum” diyor.
Bu başarı, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda Türkiye’nin akademik gençliği adına da ilham verici bir gelişme olarak öne çıkıyor.