Kemal Kılıçdaroğlu: Medya susarsa cumhuriyet susar
CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği'nin (BAMAD) sansürün kaldırılışının 116'ncı...
CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği’nin (BAMAD) sansürün kaldırılışının 116’ncı yılında İzmir‘de düzenlenen söyleşiye konuşmacı olarak katıldı.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç modaratörlüğünde gerçekleşen söyleşide konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, meydanın, gazetecilerin susmaması gerektiğini söyledi.
KEMAL KILIÇDAROĞLLU: YÜREKLİ GAZETECİLERE SELAM OLSUN
Konuşmasına hayatını gazetecilikle kazanan ve vefat eden isimleri sayarak başlayan Kılıçdaroğlu, “Hayatını gazetecilikle kazanan ve mücadele eden rahmetli Uğur Mumcu, Ümit Kaftancıoğlu, Musa Anter, Metin Göktepe Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink Bülent Ülkü’yü rahmetle anıyorum. Bu toplantıda yaptığım konuşmayı bu onurlu gazeteciler ve bundan sonra da hayatını onurlu olarak sürdürecek gazetecilere armağan ediyorum. Kalemini satmayan yürekli gazetecilerin hepsine selam olsun. Çünkü zor dönemden geçiyoruz ve zor dönemde kalemini satmamak gibi onurlu bir görevi üstlenen gazeteciler her zaman başımızın üstündedir. Onlara saygı duymak hepimizin görevidir. Türkiye’de demokrasi var mı? Bunun üzerine düşünmek zorundayız, olmadığını biliyoruz. Ama yaşadığımız tablo düşüncelerimizi özgürce ifade edebileceğimiz bir tablo değil. Elinde kalemi olan gazeteci de yazarken ‘yarın hapse girebilir miyim’ diye düşünüyor. Vatandaş konuşurken acaba ‘birilerinin ayağına bastım mı, beni ertesi gün hapse atarlar mı’ diye düşünüyor” diye konuştu.
“MEDYA SUSARSA…”
Meydanın susmaması gerektiğini söyleyen Kemak Kılıçdaroğlu, “Medya susarsa ne olur? Medyanın zor dönemden geçtiğini biliyorum. Büyük sıkıntılar yaşadığını biliyorum. Kalemini satmayan gazetecilerin hangi zorluklarla ve hangi risklerle yazdığını da biliyorum. Eğer medya susarsa Anadolu’nun küçük ve yoksul okulunda parmak kaldıran kız öğrenci susar. Eğer medya susarsa tarikat yurtlarında istismar edilen yavrularımız susar. Eğer medya susarsa parmağını makineye kaptıran genç işçi, söylemekten utanıyorum ama ‘zorla evlendirildim’ diyen genç kızlar susar. Kurutma makinasını çocukların odasına koyup, üşümesin diye çalıştıran anneler susar. Eşi pazara gitmemiz gerekiyor, evde yiyecek kalmadı dediği için cebindeki 12 lirayı koyup yan odaya geçip intihar eden babalar susar. Torunlarına verirse biraz da kurban eti ben alayım bunun için pazara giden ama gördüğü kötü muamele yüzünden kendini direğe asan susar. Kanun hükmünde kararname mağduru annesi hapishanede olduğu için kanser tedavisi gören, annesini sayıklayarak hayata gözünü yuman evladı susar. Dilek Özçelik’i hatırlayın. Kanser hastası genç bir kız. Hani bakan beyin yanına yaklaşıp, ya bir sorunum var dediğinde bakan cebinden 3-5 kuruş çıkarıp bunu al git deyince ‘ben dilenci değilim’ deyip küsen kız susar. Yoksul, ayakkabısı doğru dürüst olmayan çocuklarımız, evlatlarımız, yoksul, geçinemeyen emekli susar. Umutsuz gençler, umutsuz anneler, babalar susar. Medya susarsa ne olur biliyor musunuz? Emine Şen Yaşar susar. Saniye Ateş, Ayşe Ateş susar. Siz susarsanız yani medya susarsa SMA anneleri susar. Diyarbakır anneleri susar. Cumartesi anneleri susar. Medyanın susmaması lazım. Her türlü baskıya, kendine, davalara, linç girişimlerine, hedef göstermelerine, hapishanelere, hatta ve hatta ölümlere bile kendilerine halkı için korkmadan yürüyen gazetecilerimiz. Sizler susarsanız cumhuriyet susar, halk susar. Peki onlar sustuğunda kim konuşur? Arsızlar, millet ve vatan düşmanları, mafya çeteleri konuşur. Cumhuriyet düşmanları konuşur” dedi.
BATUHAN VURUŞKANLAR