Kentsel dönüşüm amacına hizmet ediyor mu?

İzmir'de kentsel dönüşüm bekleyen 4 bin 700 hektarlık alanın 248 hektarında yerinde dönüşüm çalışması başlatıldı. Uzmanlar, yerinde dönüşümün amaca hizmet etmediğini belirtiyor. Kentsel dönüşümde olması gereken ada bazlı dönüşüm

Depremler yüzünden değişen yasalar, yaşanan deprem felaketleri, binaların eskimeye bağlı yıpranması nedeniyle kentsel dönüşüm hız kazandı. Ancak bina bina yıkılıp, yenilenmesi yüzünden tüm kesimler kentsel dönüşümün amacına hizmet etmediğini söylüyor, çözüm ada bazlı dönüşüm ama uygulamaya geçilemiyor. 

Kentsel dönüşüm, bina yenileme çalışmaları büyükşehir belediyeleri ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kontrolünde gerçekleştiriliyor. İzmir’de kentsel yerleşim alanı toplam 11 bin 100 hektar. Bunun 4 bin 700 hektarında acil kentsel dönüşüm yapılması gerekiyor. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm projeleri 6 pilot bölgede uygulanırken, yerinde projeler 248 hektarlık alanda yürütülüyor. Bu çalışmalar yerinde dönüşüm projeleri. Yaşanan deprem felaketi nedeniyle kentsel dönüşüm yapılması gereken afet alanı ise 46 hektar. 

Kentsel dönüşüm başlatmak da uzun bir süreç gerektiriyor. Aşamaları teknik, bürokratik analiz, rapor, proje çalışmaları gerektiriyor. Kentsel dönüşüm projelerinde önce fiziki, ekonomik ve sosyal durum tespiti yapılıyor. ÇED (çevresel etki değerlendirme) raporu hazırlanıyor.  Arazi ve mülkiyet, hak sahiplerinin tespiti yapılıyor. Gayrimenkul değerleme çalışması, jeolojik ve jeoteknik raporu hazırlanıyor. İmar planı ve uygulaması tespit ediliyor. Mimari ve sosyal dönüşüm projeleri hazırlanıyor. Bu projeler için görüşler alınıyor. Hak sahipleri ile birebir görüşülüyor. Altyapı ve üst yapı projeleri hazırlanıyor. Maliyetler belirleniyor. İhale ve yapım aşamasına geçiliyor. Bu süreçlerden geçilen, belediyenin kontrol ve denetiminde Çiğli Güzeltepe, Konak Ballıkuyu, Gaziemir Aktepe ve Emrez, Konak Ege Mahallesi, Karşıyaka Örnekköy, Konak Uzundere mahallelerinde 6 pilot proje devam ediyor. 

Ada bazlı projeler amaca hizmet ederken, yerinde projelerin kentsel dönüşüm olarak kabul edilmeyeceğini söyleyen uzmanlar, 248 hektar alanda yürütülen yerinde projelerin ada bazlı yapılması gerektiğini vurguluyor. 

YERİNDE DEĞİL ADA BAZLI DÖNÜŞÜM

Yıkılan binanın arsasına aynı ölçekte bina yapmanın çözüm olmadığını söyleyen BASİFED Başkanı ve Mimar Semiha Güneş, ada bazlı dönüşümlerle deniz esintisinden, yeşil alandan ve daha geniş yollardan yararlanma imkanı olacağını açıkladı 

İzmir’de mimarlık alanında en yetkin isimlerden biri olan aynı zamanda Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanı Dernekleri Federasyonu Başkanı Semiha Güneş, İzmir’de kentsel dönüşümün amacına hizmet etmediğini, yerinde dönüşüm değil ada bazlı dönüşüm yapılmasını gerektiğini hatırlattı.

YOLU VE YEŞİL ALANI YETMEYEN HALİYLE ŞEHRİ GELECEĞE TAŞIYAMAYIZ

Profesyonel mimarlık çalışmalarında kentsel dönüşüme pek girmediğini, girmek istemediğini vurgulayan BASİFED Başkanı Mimar Semiha Güneş, “Konumu güzel projelere giriyorum. Artık seçiyorum. Kordon, Karşıyaka ve Narlıdere’de aldığım projeler var.  Kentsel dönüşümün yerinde yapılmasına karşıyım. Kentsel dönüşüm aslında yerinde yapmak değil. Ada bazında olmalı. Çözüm böyle olur. Yol ve yeşil alan olarak yetmeyen şehrimizin aynı şekilde geleceğe taşınmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Yüksek yapı yapalım diye değil ama 8 katlı binaların 15 katlı hale getirip, zemini boşaltıp yükseltmenin sahildeki o deniz esintisini içeri taşımak için tek çözüm olduğunu düşünüyorum. Maliyetler de düşecek. Bitişik iki binada iki merdiven, iki asansör yapmak zorundasınız. Ada bazında yapınca hem maliyetler düşünüyor hem de alanı ferah kullanabilirsiniz. İki cepheli önlü arkalı binalar yerine, dört cephesi açık binalara, yeşil alanlara, geniş yollara sahip oluyorsunuz. Bitişik binalar depremde birbirini itiyor. Bodrumlara yapılan otoparklar kullanılamıyor. O kadar çözüm varken, aynı yanlışlarda takılı kalmayı ben anlamıyorum” diye konuştu. 

Bireyselciliğin kentsel dönüşümde de büyük sorun olduğunu anlatan Güneş, “İnsanlar çok bireysel, birleşemiyor. Küçük metrekarelerle uğraşırken ana fikri kaçırıyorlar. Buna cesaretle, ‘yapmak zorundayız’ diye girişilmesi gerekiyor. Bu da olmuyor. Bence bir yerden başlamalı. Bina sahiplerini ikna etmek inşaat firmalarının ve belediyelerin görevi ama bir binada bile daire sahiplerinin bir araya gelmesi çok zor oluyor. İnsanları da anlıyorum. Bir evi var. Belki tek varlığı. Onu kaybeder miyim korkusu? Acaba kandırılıyor muyum korkusu? Daha küçük bir eve mi dönüşecek? Hiç yapılmazsa? Bu korkuları ortadan kaldıracak garantiler bekliyor. Bu olmayınca da bireysel düşünmek zorunda kalıyor. Her alanda bu böyle, bunu yaşıyoruz” dedi.

“YÜZDE 10 TEMİNAT ŞARTI YÜZÜNDEN PROJELER ZORA GİRİYOR”

Kentsel dönüşüm projelerine imza atan Akçiçek İnşaat’ın sahibi Müteahhit Murat Çiçek, kentsel dönüşüm projelerine başlarken, proje bedelinin yüzde 10’unun bankaya bloke edilmesini eleştiren Çiçek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bunu şart koştuğunu belirterek, bu şartın müteahhitleri zorladığını vurguluyor. Teminat yüzünden müteahhitlerin kentsel dönüşüm projelerini tercih etmediğini söyleyen Murat Çiçek, yaşanan sıkıntıları şöyle sıraladı; “Kentsel dönüşüm projelerinde paydaş sayısı çok fazla. Onlara tek tek bilgi vermek, ikna etmek zaman alıyor. Belediyelerden ruhsat izni çok geç çıkıyor. Bürokratik sorunlar yüzünden müteahhitler kadar depremzedeler de mağdur oluyor. Prosedürlerin azaltılması teknik zaafiyet anlamına gelmez. Daha hızlı hareket edilebilir. Sıkı denetimlerle teknik problemlerin oluşması engellenir. Özellikle bizim inşaat yaptığımız Bayraklı bölgesinde depremzedeler çok mağdur, İnşaat maliyetleri çok yüksek ve her geçen gün daha da artıyor. Kentsel dönüşümün metrekare inşaat birim maliyeti bugün 20 bin lira. Yarın daha da yüksek olacak. Geçmişte bir inşaatın toplam maliyetinin yüzde 40’ını kaba, yüzde 60’ını ince işçilik oluştururdu. Bugün tersine döndü. Çünkü temel hassasiyeti birim maliyetleri çok değiştirdi ve arttırdı.”
 

Bakmadan Geçme