Kızamığın tek çaresi ‘aşılama’
Son zamanlarda artan kızamık vakaları tüm toplumun sağlığını tehdit ediyor. Aşılama sıkıntısı ve artan göçle beraber...
Son zamanlarda artan kızamık vakaları tüm toplumun sağlığını tehdit ediyor. Aşılama sıkıntısı ve artan göçle beraber kızamık vakalarında gözle görülür bir artış var. Vaka sayılarının giderek yükselmesi ve göç hareketinin sonucunda ne gibi çözümler üretilecek? Aşı sıkıntısı nasıl çözülecek? Dr. Murat Kalaycıoğlu artan vaka sayısını değerlendirdi. Yeni Kiraz.com Göksu Tekin’in haberine göre; Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında kızamık hastalığında 457 vaka ile üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye’de yoğun bakım yatışı gerektiren kızamık vakaları da görülüyor.
Türkiye’de 2011-12 yılları arasında düşüşte olan kızamık vakaları, 2013 yılında ülkeye yapılan düzensiz göçten dolayı yükselişe geçti. Kızamık en ağır şekliyle gelişmemiş ülkelerde görülüyor. Sanayileşmiş ülkelerde binde 0,5 iken, gelişmekte olan ülkeler de yüzde 7,4 tür. Mülteci kamplarında yüzde 32’lik bir oranla daha ağır seyrediyor. Son dönemde artan düzensiz göçler ve 6 Şubat depreminin sebep olduğu aksamalarla nedeniyle kızamık vakalarında da belirgin bir artış oldu.
“YÜZDE 90’A ÇIKABİLİR”
Son dönemde artış kaydeden kızamık olgularına ilişkin değerlendirmede bulunan Aile Hekimi Dr. Murat Kalaycıoğlu kızamığın ortaya çıkışı ve yayılma nedenlerini anlattı. Kızamığın çocukluk çağında virüsler aracılığı ile bulaşan ve döküntülü hastalıklarından biri olduğunu ifade eden Kalaycıoğlu, virüs yoluyla bulaşması nedeniyle tedavisi olmadığını, en etkili ve tek korunma yönteminin aşılama olduğunun altını çizdi. Son zamanlardaki artışın aşısız birey sayısının artmasına bağlı olduğuna vurgu yapan Kalaycıoğlu, aşısız bir toplulukta bulaş oranını % 90’ları bulabileceğini belirtti.
“POLİTİKA ŞAŞTI”
Aşılamanın kızamık vakalarında azaltıcı etkisi olduğunu vurgulayan Kalaycıoğlu şu ifadelere yer verdi: ‘’Türkiye kızamıkla mücadelede 2006 yılına kadar 0 vaka politikası ile çok iyi bir aşı kampanyası ile hastalığı neredeyse tamamen yok edecekti ki, tüm dünyanın ama özellikle ülkemizin maruz kaldığı göç dalgası ile 0 vaka politikası tamamen altüst oldu. Önce bir iki kızamık vakası derken aşısız bireylerin sayısının artması (ki bunda aşı reddi grupların sayısının artması da çok önemli) ile bulaş hızla arttı. “Benim çocuğum aşılı neden korkayım ki” diyebiliriz ancak kızamık virüsüne karşı aşılama maalesef doğar doğmaz başlayamıyor. Özellikle 1 yaş altında aşılama etkinliği düşük. Hal böyle iken özellikle 0-9 aylık bebeklerin kızamık virüsüne karşı korumaları yok sayılabilir. Biz aşılamalara 9. ayda başlıyoruz ve ilerleyen aylarda hatırlatma dozu yapıyoruz ki ancak % 99 civarı koruma sağlıyoruz. Aşılamanın düştüğü ve göçle gelen aşısız nüfusun fazla olduğu bölgelerde vaka sayılarının tırmanışı da açıklanmış oluyor. Bu nedenle göç akımlarından etkilenen iller (Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, İstanbul gibi), hatta bir ilin içerisindeki ilçeler bile (İzmir’de örneğin Torbalının en çok vakanın görüldüğü ilçe olması gibi) vaka sayılarının fazlalığını açıklıyor‘’
Haber Merkezi