Konforculuk küresel bir hastalık halinde artıyor!
Konforculuk, günümüzün küresel bir hastalığı haline gelmiş durumda. Psikiyatristler, bu rahatsızlığın insan sağlığına etkilerinin giderek daha ciddi boyutlara ulaştığını söylüyor. Peki, konfor arayışımız gerçekten sağlığımıza ne kadar zarar veriyor? Bu hastalığın fiziksel ve psikolojik etkileri nelerdir?
Son yıllarda konforculuğun, hem fiziksel hem de psikolojik sağlık üzerinde ciddi tehditler oluşturduğunu belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Konforculuk küresel bir hastalık haline geldi” diyerek konfor alanından çıkmamanın insan yaşamı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
KONFORCULUK VE SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Prof. Dr. Tarhan, konforculuğun fiziksel ve psikolojik sağlık üzerinde ciddi sonuçlar doğurduğunu vurguladı. Günümüzde “rahatlık hastalıkları” adı verilen beş temel hastalığın, bu eğilimin doğal bir sonucu olarak ortaya çıktığını kaydetti. Obezite, hareketsizlik ve kalp-damar hastalıkları gibi fiziksel hastalıkların yanı sıra, psikolojik rahatsızlıkların da artış gösterdiğini belirtti. Özellikle yalnızlık, bağımlılık ve bireyselcilik gibi psikiyatrik hastalıkların, konforculuğun etkisiyle daha yaygın hale geldiğine dikkat çekti.
KONFORCULUĞUN SEBEPLERİ VE TOPLUMSAL ETKİLERİ
Konforculuğun küresel ölçekte arttığını ifade eden Tarhan, bu eğilimin teknolojik gelişmeler, ekonomik refah ve toplumsal değişimlerle ilişkili olduğunu belirtti. Modernizmle birlikte değer yargılarındaki değişikliklerin, bireysel rahatlık arayışını teşvik ettiğini söyledi. Eğitim sisteminin de bu sürece katkı sağladığını belirten Tarhan, yalnızca bireysel faydayı ön planda tutan bir yaşam anlayışının yaygınlaştığını ifade etti.
KÖTÜLÜĞÜN SIRADANLAŞMASI
Prof. Dr. Tarhan, konforculuğun kötü davranışlara karşı daha duyarsız hale gelmeye yol açtığını söyledi. Kötülüğün sıradanlaşmasının, insanların konformist eğilimleri nedeniyle meydana geldiğini belirtti. Kişilerin, konforlarını kaybetme korkusu nedeniyle haksızlıklara karşı sessiz kalmalarının, kötülüğün yayılmasına zemin hazırladığını dile getirdi.
KİŞİSEL VE TOPLUMSAL KONFOR
Konforculuğun, yalnızca bireysel bir kavram olarak algılanmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, grupsal konforun da önemli olduğunu ifade etti. İnsanların, sosyal varlıklar olarak onaylanmadıklarında yalnızlık ve kaygı gibi olumsuz duygular yaşadığını kaydetti. Ayrıca, toplumsal faydayı gözeten bir yaklaşımın, konforculuğa karşı en etkili çözüm olduğunu söyledi.
AİLE VE TOPLUMSAL UYUM
Aile içindeki uyumun, bireylerin güvenliğini sağladığını vurgulayan Prof. Dr. Tarhan, toplumsal uyumun bozulmasının temel sebebinin amaçsızlık olduğunu belirtti. Aile içindeki güvenlik ve toplumsal faydanın ön planda tutulmasının, bireysel konfor arayışından daha önemli olduğunu söyledi. Konforculuğa karşı en önemli önerisinin ise, kişinin sadece bireysel değil, toplumsal faydayı da gözetmesi gerektiği şeklinde olduğunu belirtti.
Konforculuk sadece bireylerin değil, toplumların da geleceğini tehdit eden bir sorun haline gelmiş durumda. Bu nedenle, konforu sadece kişisel değil, toplumsal düzeyde de sağlamak ve korumak büyük önem taşıyor.