Kongre binasının altından “katliam” çıktı
Bu yıl 100. yılına giren İzmir İktisat Kongresi'nin 17 Şubat'a yetiştirilmesi planlanan bina inşaatı halen bitirilemedi. İnşaat çalışmaları devam eden, tarihte Guiffray Hanı olarak bilinen İzmir İktisat Kongresi Binası'nı araştırdığımızda altından adeta tarih fışkırdı.
Aycan PIRASALAR YAŞAR/YENİ İZMİR Guiffray Hanı, İzmir’de köklü bir aile olan Guiffray Ailesi’ne ait. 1872 yılında İzmir’e yerleşen Guiffray Ailesi, kısa süre içinde İzmir’in sanayi ve ticaret hayatında önemli işlere imza attı. Birinci kuşak Guiffray’ların en büyüğü Elie Guiffray, öncelikle Göztepe Tramvay Kumpanyası’nı kurdu. Konak ile Reşadiye arasında ve Karşıyaka’da atlı tramvay çalıştırmaya başladı. 1893’de Belçikalı bir ortağıyla Şark Sanayi Kumpanyası’nı kurdu. Aydın sınırları içindeki Tatar Çiftliği’ni satın alarak tarıma da girdi. İzmir Elektrik Şirketi’ni kurdu. Karataş ve çevresine sonra da Alsancak bölgesine elektrik getirdi. Aydın – Kasaba yani bugünkü adıyla Turgutlu tren yolu işletmeciliği de onların kontrolündeydi. Elie Guiffray’ın üçüncü çocuğu Elzear Guiffray, İzmir’de yaşayan Levantenler’le Osmanlı ahalisini aynı çatı altında bütünleştirmeyi amaçlayan bir projeye imza attı ve Sporting Club’ı kurdu. Tenisten biniciliğe, yüzmeden futbola kadar birçok sportif faaliyetlere ev sahipliği yapan kulüp, Türk ve yabancı gençlerin bütünleşmesinde rol aldı.
Ticaret ve sanayide adından söz ettiren Guiffray’ler, rıhtım ve liman işletmeleriyle tanınır. Araştırmacı yazar Yaşar Ürük, bir yazısında 100. yılına giren İzmir iktisat Kongresi Binası’nın yani Guiffray Hanı’nın, 19. Yüzyıl sonuna ait şehir planlarında, iki ayrı han olarak görüldüğünü, iki ayrı binanın ortaklarının da aynı kişiler olduğunu anlatır. Ortakların isimlerinin Elie Guiffray ve Aime Tissot olduğunu aktarır. Hatta 1905 planında, iki yapının yeni bir kat eklenerek birleştirildiğini ve artık Tissot adının olmadığını, yapının tamamının Guiffray’a geçtiğini yazar. Ürük, hanın satış aşamasını şu sözlerle dile getirdi: “Aime Tissot ile Elie Guiffray’i karşı karşıya getiren durumun Kordon Tramvayı olarak bilinen Rıhtım Tramvayları olduğu anlaşılır. Rıhtımın ve söz konusu tramvay hattının sahibi Elie Dussaud, Bâbıâli ile de yapılan uzun görüşmelerden sonra aldığı onayla, şirketi 1891 yılında, o dönemde liman yapımının müdürü olan yeğeni Elie Guiffray’e satar. Bir zaman sonra İzmir Belediyesi, Rıhtım tramvayını Alsancak Gar’da sonlandırmayıp Halkapınar’da Paralıköprü’ye kadar uzatmaya karar verir. Bu ek hat Aime Tissot’a yaptırılır ve 13 Ağustos 1903 tarihinde hizmete girer. Tissot bir zaman sonra tramvay şirketinin yönetiminde de yer alacaktır. Rıhtım şirketinin yönetimini artık tamamen ele geçiren Guiffray ise 1907 yılında ithalat vergilerinde yaşanan bir artışın ardından İzmir Gümrük Binası ve ilgili yapıların ihtiyacı olan eklentilerin inşasına girişir. Bu yapım 1909 yılında tamamlanır.
Osmanlı devletinin üst üste girdiği savaşlar ve iç karışıklıklarla oldukça yıpranması ve otoritesini yitirmesi nedeniyle İzmir Rıhtım Şirketi, anlaşma maddelerini keyfi olarak uygulamaya başlar. Sistemsiz vergi alan şirket, gümrük tarifesini sürekli arttırırken, rıhtım ve tesislerin bakım ve onarımlarını da artık yapmaz olur. Bununla da kalmayarak İzmir’in işgali sırasında iki katı arttırdığı tarifeden kazandığını Yunan Devleti ile paylaşır. Bu olaylar kurtuluştan sonra da sürer. Yerel basın ile şirketin hem ortağı hem de müdürü olan E. Guiffray arasındaki tartışma oldukça şiddetlenir ve iş, mahkemelerde açılan hakaret davalarına kadar uzar. Bu arada Guiffray, sahibi olduğu ve kongrenin yapıldığı hanı Bakırcıyan Ailesi’ne satar. “ Han daha sonra Cumhuriyet döneminde Şerif Remzi Reyent ve dolayısı ile de Ayla Ökmen’e intikal eder.
OTOPARK OLDU
Cumhuriyet’in ilanından önce 17 Şubat 1923’te Kemeraltı Çarşısı sınırlarında incir deposu olarak kullanılan Guiffray Hanı’nda toplanan İzmir İktisat Kongresi, “Misak-ı İktisadi” başlığı altında milli bir ekonominin inşası için nasıl bir yol haritası izlenmesi gerektiğine yönelik önemli kararlara sahne oldu. İzmir Valiliği, İktisat Kongresi’ni 100. yılında yeniden aynı yerinde düzenlemek üzere proje hazırladı. Otopark olarak kullanılan arazide Osmanlı dönemine ait kalıntıların bulunması üzerine kazı çalışmaları yapıldı. Binanın eski resimlerine bakılarak proje hazırlanmasının ardından yüklenici firma, 2 katlı, 14 metre yüksekliğindeki kongre merkezinin yapımına başladı. 6 bin 500 metrekare inşaat alanına sahip olacak binada, 750 kişilik konferans salonunun yanında, 6 adet toplantı salonu ile farklı çalışmalara ev sahipliği yapacak sergi alanları yer alacaktı. Zemin kattaki fuaye alanında ise bina temel kazısından çıkan buluntular sergilenecekti.
Binanın inşaatı 19 Ağustos 2022 tarihinde ihale edildi, 29 Ağustos 2022 tarihinde ise yüklenici firma Yılmaz Yapı Taahhüt ve Ticaret Limitet Şirketi tarafından inşaat çalışmalarına başlandı. 180 gün içinde teslim edilmesi planlanan bina inşaatı ise halen devam ediyor. 17 Şubat’a yetiştirilmesi hedeflenen Kongre binasının ne zaman tamamlanacağı ise bilinmiyor.
HÜKÜMET KONGREYİ UNUTTU
Kongrenin 100. yılına hazırlanan hükümet, 17 Şubat tarihinde İzmir İktisat Kongresi’ni 100 yıl önceki gibi bu binada yapmayı planladı.. Kongrenin ‘Küresel Ekonomik Güç Olma Yolunda Türkiye Ekonomisi’ ana temasıyla toplanacağı ve binanın açılışının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılması duyuruldu. Hatta 130 bilim insanının katılacağı açıklandı. Ancak 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş Depremi’nin ardından kongre programı iptal edildi. Depremin ardından 14 Mayıs’taki seçime hazırlanan hükümet adeta kongreyi unuttu.
Alternatif program hazırlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi ise deprem nedeniyle kongre takvimini değiştirdi. 15-21 Mart 2023 tarihleri arasında İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi adı altında bir dizi etkinlik yaptı. Geleceğin iktisat stratejileri tartışıldı. Depremin yarattığı devasa yıkımın uzun vadeli sonuçları hakkında kapsamlı müzakereler gerçekleştirildi, politika önerileri tartışıldı.
YUNAN SUÇLARI RAPORU
İzmir’in işgal yıllarında sıkıntılı bir döneme giren Guiffray Ailesi, Marsilya ve Cannes’a taşınarak oralarda iş kurdu. Aile, buradaki şirketlerini yavaş yavaş küçültmeye başladı. Şark Sanayi Kumpanyası’na Türk ortaklar alındı. Guiffray’ların 1872 yılında başlayan İzmir macerası da böylece son buldu. Ancak, çocukların ülkedeki ticaret ve sanayi hayatı için İzmir’e gelip gitti. Hatta Elzéar Guiffray’in tarihe geçen önemli bir anekdotu da var. Paris’teki yönetim, İzmir’deki Fransız toplumunun 1914’ten beri seçilmiş lideri olan Elzéar Guiffray’den, Yunanlılar’ın kötü davranışları hakkında bir rapor yazmasını ister. 22 Temmuz 1922 tarihinde Dışişleri Bakanlığı’na sunduğu raporda, 1919 Mayıs çıkarmasından beri Yunan suçlarının “sayısız” olduğunu anlatır. Şubat 1922’de Karatepe Camii’nde, çoğu çocuk olan 250 Türk’ün katledilmesi gibi yayımlanmış olan raporların o zamana kadar “işlenmiş olan suçlardan çok azını” teşkil ettiğini söyler. Guiffray yakılmış köylerden, katliamlardan, rastgele tutuklamalardan örnekler verir. Yunan güçleri tarafından öldürülen Türk sayısının 150 bini geçtiğini belirtir.
PİRİŞTİNA SATIN ALDI
Yaz aylarını geçirmek için Buca’da ev satın alan Elzear Guiffray, 1930 yılında 42 yaşındayken yaşamını yitirdi. Elzear’dan sonra boş kalan evi, İzmir Büyükşehir Belediye eski başkanlarından Ahmet Piriştina’nın babası Derviş Piriştina satın aldı. Ahmet Piriştina da bu evde dünyaya geldi. Tarihi ev, şimdi Ukrayna’nın İzmir Fahri Konsolosu Çetin Güvercin tarafından konut olarak kullanılıyor.