Depremzede kadınlar İSTİSMARA uğruyor!
Maraş'taki konteyner tuvaletlerde kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel istismar ve taciz olayları yaşandı. Bölgede görev alan Mor Dayanışma İzmir Üyesi Didar Gül, 'Bu konuya dair meclisteki muhalif partiler soru önergesi verdi. Fakat buna yönelik bir cevap alamadık' dedi.
Özlem KARA/Yeni İzmir Maraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler sonrasında bölgedeki sorunlara yenileri ekleniyor. Mor Dayanışma İzmir üyesi Didar Gül, depremde kadınların iki kat daha fazla depremzede olduğunu vurgulayarak, kadınların temel hijyen ürünlerine ulaşmasında hala sıkıntılar olduğunu belirtti. Deprem bölgesinde en çok istenilen ilaçların uyuz ve bit ilacı olduğunu vurgulayan Gül, bölgede ortak tuvaletlerin kullanılması ve hijyensiz ortamlarda yaşam mücadelesi veren kadınlarda enefeksiyonel hastalıkların çokça yaşandığını söyledi.
Güvensiz ortam
Maraş’ta kurulan konteyner tuvaletlerde kadın ve çocukların cinsel istismar ve tacize maruz kaldığı bilgisini aldıklarını söyleyen Gül, “Bu konuya dair meclisteki muhalif partiler soru önergesi verdi. Fakat buna yönelik bir cevap almadık. Şu anda deprem bölgesinde çocuklar, kadınlar ve LGBTİ+ bireyler güvenli olmayan ortamlarda yaşamaya çalışıyorlar. Bu güvenli olmama durumu hem cinsel tacizle karşımıza çıkıyor hem de çocukların kaybolmasıyla. Hala birçok çocuktan haber alamama durumu var. Antakyalı kadınların, kaybolan çocukları tarikatlara verilmesi konusunda endişesi var. Bu tarikatların orada konumlandığı bir durum var. Hayliyle bütün bu sorunlarla o kadınlar boğuşmaya çalışıyorlar” dedi.
2 kat sorumluluk
Toplumsal cinsiyetin, ev işlerinden çadır işlerine taşınma durumu olduğunu söyleyen Gül, “Nasıl kadınlar ev, yemek ve eşlerinin işlerinden ve bakımından sorumlu tutuluyorsa, şu an bu durum çadırlara taşınmış durumda. Bu yüzden kadınlar iki kat daha depremzedeler. O koşullarda, kadınlar toplumsal cinsiyet rollerine zorlanıyorlar” ifadelerini kullandı.
Kadınların hijyen ürünlerine ulaşımları konusunda sıkıntı yaşadıklarını söyleyen Gül, erkek depremzedelerin kendi ihtiyaçları için dayanışma noktalarına gittiklerinde kadın ihtiyaçlarını almadığını belirterek “Erkekler, kadınlar için pet veya tampon almıyor kadının bir şekilde çözmesini bekliyor” dedi.
Uyuz ve bitler yayılıyor
Deprem bölgesinde kadınların enfeksiyon riski ile karşı karşıya olduğunu hatırlatan Gül, Mor Dayanışma’dan bölgeye giden kadınların vajinal mantar olarak geri döndüklerini aktardı. Gül, “Sağlık ekipmanları çok kısıtlı. Türk Tabipleri Birliği ve SES’in (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) orada organize bir çalışması var ama yetmiyor. Hastanelerin bile yıkıldığı bir ortamdan bahsediyoruz. Sahra hastaneleri çok uzakta, çadır kentler çok uzaklarda. İnsanlar enkazların yakınlarındaki çadır kentlerde durmak istiyor, ama bu sağlanmıyor. Enkazlardan çıkan ceset kokusu gerçeği var. Buradan da bir hastalık durumu söz konusu. Ortak tuvaletler kadınların sağlıkları bakımından çok riskli. Bir sürü enfeksiyon hastalıkları var. Kadınlar bize sürekli ilaç soruyorlar. Uyuz ve bit gerçeğiyle çok fazla karşı karşıyaydık. En fazla ihtiyaç duyulan ilaç uyuz ve bit ilacıydı. Bunlar kadınların bulmakta zorlandıkları, ulaşamadıkları şeyler ve bu da bir sürü sorun olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
Çok yönlü çalışma
Gül, “Yakın süreçte bu cinsel istismar, taciz olaylarına karşın ne yapabileceğimize ilişkin tartıştığımız bunun arkasında bunun hesabını sorma gününü kendimizde bulduğumuz bir durum var. Hepsiyle çok yönlü bir çalışma ile oradayız, o kadınlarla kız kardeşlik bağını, dayanışmayla örmeye çalıştığımız süreç devam ediyor” dedi.