Konuşma yetimizin sırrı çözüldü mü?
Konuşma yetimiz genlerimize mi kodlu? Bilim insanları, yalnızca insanlara özgü bir genetik varyant keşfetti! Peki, bu gen olmadan konuşmak mümkün müydü?
Bilim insanları, konuşma yetisinin kökenlerine dair önemli bir keşfe imza attı. Yapılan araştırmalara göre, yalnızca modern insanlarda (Homo sapiens) bulunan bir genetik varyant, iletişim kurmamıza katkıda bulunmuş olabilir. Uzmanlar, bu bulgunun konuşma bozukluklarının teşhisi ve tedavisi konusunda yeni yollar açabileceğine dikkat çekiyor.
Minnesota Üniversitesi’nden Liza Finestack, elde edilen verilerin, konuşma ve dil gelişimini etkileyebilecek belirli genleri incelemek adına önemli bir başlangıç noktası olduğunu ifade etti. Bilim insanları, bu tür genetik araştırmaların gelecekte konuşma bozuklukları yaşayan bireylere yardımcı olabileceğini düşünüyor.
KONUŞMANIN EVRİMSEL AVANTAJI VE YENİ BULGULAR
İnsanların konuşma yetisi, bilgi paylaşımı, sosyal etkileşim ve hayatta kalma açısından büyük bir avantaj sağladı. Konuşma sayesinde insanlar, Neandertaller ve Denisovalılar gibi soyu tükenmiş akrabalarına kıyasla daha başarılı bir şekilde iş birliği yaparak bilgi aktarımını gerçekleştirdi.
Nature Communications dergisinde yayımlanan yeni araştırmada, yalnızca Homo sapiens’te bulunan bir protein varyantının konuşma yetisinin gelişiminde rol oynayabileceği öne sürüldü. Çalışmanın yazarlarından Dr. Robert Darnell, incelenen genetik varyantın, modern insanın baskın tür haline gelmesinde etkili olan genlerden biri olabileceğini belirtti.
Dr. Darnell, yaklaşık 30 yıldır beyin gelişimi için kritik bir protein olan NOVA1 üzerinde çalışıyor. Yeni araştırmada, bilim insanları bu proteinin etkilerini incelemek için fareler üzerinde genetik bir düzenleme gerçekleştirdi. Rockefeller Üniversitesi’ndeki uzmanlar, CRISPR gen düzenleme teknolojisini kullanarak farelerde bulunan NOVA1 proteinini insan varyantıyla değiştirdi.
Deneyler sonucunda, genetik olarak düzenlenmiş farelerin iletişim biçimlerinin değiştiği gözlemlendi. İnsan varyantına sahip yavru fareler, anneleri yanlarına geldiğinde farklı şekilde ses çıkarırken, yetişkin erkek fareler ise kızgınlık dönemindeki dişilere karşı normal farelerden farklı seslenmeye başladı. Dr. Darnell, bu değişikliklerin konuşmayla bağlantılı olabileceğine işaret ettiğini belirtti.
KONUŞMA VE GENETİK ARAŞTIRMALAR
Bu, bilim insanlarının konuşma yetisini bir gen ile ilişkilendirdiği ilk çalışma değil. 2001 yılında İngiliz bilim insanları, dil ve konuşma bozukluklarıyla bağlantılı olan FOXP2 genini keşfettiklerini açıklamıştı. Başlangıçta bu genin yalnızca modern insanlara özgü olduğu düşünülse de, daha sonra yapılan araştırmalar Neandertallerin de FOXP2 genine sahip olduğunu gösterdi.
Ancak NOVA1 varyantının yalnızca Homo sapiens’te bulunduğu ifade ediliyor. Dr. Darnell, konuşma yetisinin yalnızca tek bir gen varyantına bağlı olmadığını, aynı zamanda insan anatomisi ve beyin bölgelerinin birlikte çalışmasıyla mümkün hale geldiğini vurguladı.
Bilim insanları, bu çalışmanın yalnızca insan evrimini anlamaya katkı sunmakla kalmayacağını, aynı zamanda konuşma bozukluklarının erken teşhis edilerek tedavi edilmesi için yeni yollar açabileceğini umuyor. Finestack, gelecekte bu genetik bulgular sayesinde konuşma ve dil gelişimi desteğine ihtiyaç duyan bireylerin daha erken yaşlarda tespit edilebileceğini belirtti.
“Bu kesinlikle mümkün,” diyen Finestack, genetik araştırmaların konuşma terapileri ve dil gelişimi müdahalelerinde çığır açabilecek potansiyele sahip olduğunu ifade etti.