'Konut piyasasının açılması için belirsizlik bitmeli'
TÜİK’in açıkladığı Haziran 2024 konut satış istatistiklerine göre Türkiye genelinde konut satışları geçen yıl Haziran göre...
TÜİK’in açıkladığı Haziran 2024 konut satış istatistiklerine göre Türkiye genelinde konut satışları geçen yıl Haziran göre yüzde 5,2 azalarak 79 bin 313 olarak gerçekleşti.
Yalaza, açıklanan rakamların yatırımcıların harekete geçmek için belirsizliğin ortadan kalkmasını beklediğini ortaya koyduğunu dile getirdi.
Bir süredir gündeme gelen konuta ek vergi konusunun da belirsizliği artırdığını vurgulayan Özkan Yalaza, “Yatırımcının belirsizlik ortadan kalkmadan alım yapmasını beklemek zor. Şu anda kiralarda ek vergi, ikinci ve üçüncü konuta ek bir kira vergisi tartışılıyor. Ayrıca konut satışında yine ikinci ve üçüncü konutta yeni bir vergi gelirse bu sistem devam eder. Yatırımcı fiyatların stabil olması nedeniyle parasını yüksek getirili mevduatta değerlendirmeye devam ediyor. Piyasayı da gözlemliyor. Ne zaman konut fiyatlarında yukarıya doğru bir yükseliş görecek o zaman mevduattan çıkıp, gayrimenkul ihtiyacını karşılayacak. Yatırımcılar birikimini mevduatta tuttuğu her günü avantaj ve kar olarak görüyor. Şu anda ev ihtiyacı yoksa ve yatırım amaçlı alım yapacaksa, yatırımcıyı oradan çıkarıp konuta yönlendirmek kolay olmayacaktır” diye konuştu.
KREDİ OLANAKLARI ARTIRILMALI
Yaz aylarında gurbetçi Türkler’in gayrimenkul konusunda eskisi gibi bir ivme yaratmadığına da dikkat çeken Özkan Yalaza, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda gurbetçi kesimde de eski hareketlilik yok. Bu durumun değişmesi için kredili satışların önünün açılabilmesi gerekli. Bunun banka kredileriyle geriye gelmesi çok mümkün görünmüyor. Şu anda yüzde 3,5 ile yüzde 4’ün altında kredi bulmak da çok olası değil. Bu kredilerin kısa vadede yüzde 1’in altına inmesi de zor. Devletin bu durumla ilgili konut stoğunu düşürmeye dönük, ilk evim kredisi gibi, çeşitli kredi olanaklarını artırması önemli. Ancak ilk evim kredisi deyip maksimum 1 milyon liralık bir kredi verilmesi de sorunu çözmüyor. Kredinin devlet tarafından ne ölçüde destekleneceği de çok önemli. Kısa vadede enflasyon rakamları veya mevduat faizleri yüzde 10 ve 15 seviyesine düşmeyecektir. Bu 1-1,5 buçuk yıllık bir süre içinde ancak gerçekleşebilir. 2025 sonuna kadar kademeli bir düşüş bekleniyor. Ama bizim daha önceki yıllardaki gibi yüzde 1’in altında kredi oranlarını görmemiz 2026’yı bulacaktır”
KİRALARDA YÜKSELİŞ SÜRECEK
Konut ve barınma krizinin ülkede çok ciddi sorunları da beraberinde getirdiğin vurgulayan Yalaza, şunları söyledi: “Mal sahibi ve kiracı dava sayılarında rekor artış var. Eski kiracı ile yeni kiracı arasındaki kira rakamlarında makas çok açıldı. Bu durum kiracı açısından çok gergin bir ortam yaratıyor. Konut değiştirmek maddi ve psikolojik açıdan çok zor bir konu. Bir yıldır bu sorun artarak devam ediyor. Kiradaki yüzde 25 artış sınırının kalkması da kira rakamlarının çok yükselmesine neden oldu. Haziran ayında kira artış oranı yüzde 65 olarak gerçekleşti. Bunun yöntemi kiraya sınır koyarak değil, satılacak ve satın alınacak konuta ulaşmayı sağlayacak yolları açmakla mümkün olacaktır. Müteahhit tarafından üretim yapılsa da satılamayacağı için bu da çözüm değil. Devletin destekleyeceği projeler olmadan, piyasaların kendi normal seyriyle hareketlenmesi 2026 yılını bulacaktır”
HABER MERKEZİ