Kronik böbrek hastalığı: Görünmeyen tehdit! Her 7 erişkinden biri riskte
Kronik böbrek hastalığı, dünya genelinde artan bir sağlık sorunu olarak dikkat çekiyor. Türk Nefroloji Derneği'nin verilerine göre, hastalığın farkındalığı sadece seviyelerinde kalırken, ülkemizde her 7 erişkinden biri bu tehlikeyle karşı karşıya. Erken tanı ve önlemler, yaşam kurtarıcı olabilir. Detaylar haberimizde!
Kronik böbrek hastalığı (KBH), hem ülkemizde hem de dünya genelinde giderek artan bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkmaktadır. Erken teşhis ve tedavi ile önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir olmasına rağmen, bu hastalığın farkındalığı dünya genelinde oldukça düşüktür. Türk Nefroloji Derneği tarafından yapılan bir araştırma, ciddi KBH teşhisi konmuş hastalarda bile farkındalığın %10’un altında olduğunu göstermektedir. Bu durum, birçok hastanın hastalığın ilerlemesine ve diyaliz ya da böbrek nakli gibi zorlayıcı tedavilere ihtiyaç duymasına yol açmaktadır.
KBH TANISI NASIL KONUR?
Kronik böbrek hastalığı, böbrek fonksiyon testlerinde üç aydan uzun süredir anormalliklerin tespit edilmesi ile teşhis edilmektedir. Kanda ölçülen kreatinin değeri, böbrek fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılmakta ve çeşitli formüller ile böbrek çalışma hızı hesaplanmaktadır. Eğer bu hız üç ay veya daha uzun bir süre boyunca 60 ml/dk’nın altında kalıyorsa, KBH tanısı konulmaktadır. Ayrıca, üç aydan uzun süren idrar tetkiklerinde anormalliklerin gözlemlenmesi, protein kaçağı saptanması veya ultrasonografik ve histopatolojik değişikliklerin tespit edilmesi de hastalığın tanısına katkıda bulunur. KBH, erken evrelerden itibaren başlıca kardiyovasküler nedenlere bağlı olarak ölüm riskini artırmakta ve hastalık ilerledikçe bu risk daha da belirginleşmektedir. Bu nedenle, erken tanı koymak hasta sağlığı açısından son derece önemlidir.
ERİŞKİN POPÜLASYONDA YÜKSEK GÖRÜLME ORANI
2012 yılında Türkiye’de yapılan bir çalışmaya göre, her yedi erişkinden birinde kronik böbrek hastalığı tespit edilmiştir. Özellikle diyabet, hipertansiyon, böbrek taşı öyküsü bulunanlar ve ailede böbrek hastalığı olan bireyler, KBH gelişimi açısından risk taşıyan gruplar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, yüksek riskli bireylerin hastalığını önlemek ve erken tanı ile tedavi yöntemleri ile hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, komplikasyonları kontrol altına almak oldukça önemlidir.
Kronik böbrek hastalığı konusunda toplumda farkındalığın artırılması ve bu hastalığın önlenmesi adına atılacak adımlar, sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından kritik bir öneme sahiptir.