Küçük kasabanın yarattığı yazar: Nalan Tuntaş

Yaşadığı küçük kasabada vaktini okuyarak geçiren Nalan Tuntaş, okudukça yazma isteği duyan ve 1995 yılından bu yana iki öykü kitabından sonra arka arkaya kadın romanları ile adını duyuran bir yazar. Son romanı Zümrüt ile Türkiye'nin yakın tarihini kadın gözüyle anlatıyor

Nalan Tuntaş, 1995'de başladığı yazarlıkta, bugün Türkiye'nin tanıdığı onlarca öykü ve romanlarıyla tanınan bir isim. Evliliği, eşinin işi onu uzun yıllar küçük bir kasabada yaşamak zorunda bırakınca kendini kitaplara vermiş. Çok okumak, yazma isteğini doğurmuş. Yazmaya küçük küçük öykülerle başlamış ve ilk öykü kitabını kendi bastırmış. Remzi Kitabevi, Şenocak Yayınları gibi profesyonel yayınevleri ile devam eden yazarlık yolculuğu bugün Yitik Ülke Yayınları ile sürüyor. Son romanı Zümrüt bu yayınevi aracılığı ile hem kitabevleri hem de internet üzerinden satışa sunuldu. Nalan Tuntaş ile hayat yolculuğunun onu sürüklediği yazarlığını ve kitaplarını konuştuk:

Bize kendinizi tanıtır mısınız?
İzmir'de doğdum. Babam Sökeli. İlkokulu Söke'de okuduktan sonra Amerikan Koleji'nde okumak üzere İzmir'e geldim. Okul bittikten sonra evlendim, yeniden Söke'ye gelin gittim. Uzun yıllar Söke'de oturduk. Çocuklarımızı orada büyüttük.
Elbette. Tamamen bu yüzden diyebilirim. Çocuklar biraz büyüyünce Söke'de kitap yazmaya başladım. Küçük yerde yapacak birşey yok, gidecek yer yok o nedenle oldu. Çok kitap okuyordum. Okudukça yazma isteği de geldi.

Küçük kasabanın yarattığı yazar: Nalan Tuntaş

Yazarlığa yönelmenizde küçük kasabada yaşamanızın etkisi var mı?
Elbette. Tamamen bu yüzden diyebilirim. Çocuklar biraz büyüyünce Söke'de kitap yazmaya başladım. Küçük yerde yapacak birşey yok, gidecek yer yok o nedenle oldu. Çok kitap okuyordum. Okudukça yazma isteği de geldi. 

Başka şartlarda, büyük şehirde yaşasaydınız da yazar olur muydunuz?
Küçük bir kasabada yaşamak yazarlığımı tetikledi. Yazarlık hiç aklımda yoktu. Başka meslek düşünüyordum. Mimar olmak istiyordum. Ben üniversite sınavına bile giremedim. Liseden mezun olduktan hemen sonra evlendim. Söke'de öyle bir ailede üniversite okumak imkansızdı. Zaten terörün pik yaptığı bir dönemdi. Başarılı bir sporcu olabilirdim. Yazarlık biraz da hayat koşullarının beni zorladığı meslek oldu. Yaratıcılık isteyen farklı meslekte sivrilebilirdim.

Küçük kasabanın yarattığı yazar: Nalan Tuntaş

Yazmaya nasıl başladınız?
Küçük kasaba şartları beni okumaya yöneltti. Okumak da yazmaya. Küçük öyküler yazmaya başladım. İlk kitabım İçimdeki Yalnızlık. Farklı öyküleri biraraya topladım ve ilk kitabımı bastırdım. O ilk kitap biraz gençliğin verdiği cahil cesareti gibi oldu. Editörlüğünü de kendim yaptım. Sonra diğer kitaplar gelmeye başladı. Sezgilerim kuvvetli. Sezgilerim bana yol gösteriyor.

İkinci kitabınız neydi?
Söke'den sonra iki öykü kitabının arasında Kuşadası'na taşındık. İkinci kitabım Saatin Durduğu An. O da öykülerden oluşuyor. Genelde bireyin yanlızlığını anlatan öykülerden oluşuyor.  İçsel yolculukları,  toplum içinde bile ne kadar yalnız olduğunu anlatıyor. Kızım Ankara'da üniversitede okuyordu. Kuşadası ile Ankara arasında çok sık gidip geliyordu.

Küçük kasabanın yarattığı yazar: Nalan Tuntaş

Roman yazmaya nasıl başladınız?
İlk roman olarak  Zor Yıllar geldi. Profesyonel Yayınevi ile çalıştığımız ilk kitabım oldu. Remzi Kitabevi bastı. Birkaç yayınevine göndermiştim. Remzi kabul etti. Zor Yıllar'da dedemin hayatını anlattım. Kazım Karabekir'in kolordusunda Ermeni ve Ruslar'a karşı verdikleri mücadele anlatılıyor. Ermeni tehciri sorgulanıyor. Soykırım olmadığını da anlatmaya çalıştım. Çok araştırma yaptım bu kitabım için. O dönemin zorlukları. Doğu'daki Ermeni'lerin göçleri. Hastalıklar, çetelerin verdiği zararlar.

Daha sonra Gölge Kadın'ı yazdım. Bu kitabımda da bir kadının içsel yolculuğu anlatılıyor. Zengin bir aileye gelin giden ama kocasına bağımlı olmak istemeyen bir kadını işledim. Aldatılan ve o hayatı reddeden bir kadın.

Tamamen romana bir geçiş olmuş
Benim aslında iki öykü kitabımın arasında yazdığım bir romanım vardı. Ben Baharda Yağmur'a Özlem adıyla yazdım ama basımı Cahide olarak yapıldı. İstanbul'da orta halli bir ailenin kızı olarak yaşayan ama gözü yükseklerde bir kızın hayatını anlatıyor. Psikolojik ve fiziksel baskı görüyor.

Küçük kasabanın yarattığı yazar: Nalan Tuntaş

Kitaplarınızın büyük bölümü kadınları anlatıyor. Bu sizin seçiminiz mi?
Kadın hayatlarını yazmak aslında tamamen benim seçimim değil. Bir kitabı yazarken, sonraki kitabım için fikir gelişiyor. İlham gibi birşey oluyor. Bir kitabı bitirince, bir süre soluklanırım. Onun okunması, benim sindirmem gerekiyor. Sonra kafamda oluşan fikirle yenisini yazmaya başlarım. İlla şunu yazayım demiyorum hiçbir zaman. Konu kendiliğinden oluşuyor.

Hep kadının toplamdaki yerini sorgulayan romanlar mı yazdınız?
Aşk romanı yazmak isteyince Zirvede kitabı çıktı ortaya. Aşk ayağa düştüğü için farklı olsun istedim. Kayak tutkunuyum. Uludağ'a tutkumla örtüştürdüm. Kayakta geçen bir hikayeyi aşkla tamamladım. 80 kuşağını ele aldım.

Bir sonraki romanım da kadın hikayesi oldu. Kasabanın Pençeleri. Küçük bir kasabada yaşamanın zorluklarını işledim. Mahalle baskısı. Ben Ege kasabası değil, daha sapa bir Anadolu kasabasını yazdım.  

Son kitabınız Zümrüt'ten söz eder misiniz?
İlginç bir kadının hayat yolculuğunu işledim. 60'lı yıllardan bu yana Türkiye'nin yaşadığı siyasal tarihi anlatıyor. Yakın tarih romanı oldu. 68, 78 kuşağı. Cesur bir kadın. O yılları bir kadının gözünden anlatmak istedim. 1960'lar bu yana siyasi olaylar, güncel konular işleniyor. Zümrüt başına buyruk, özgürlüğüne düşkün, toplum normlarına yüz çevirerek yaşamış, isyankar bir kadın. Hiç mutlu olamıyor, hep kaçmayı tercih ediyor. Yaşlanınca kendisiyle yüzleşmeye başlıyor. Yalnız bir hayat sürmeye başlıyor ve hep hayatını sorguluyor.

"Çevresindeki kadınlarla kıyaslanmayacak denli karmaşık bir yaşamı sırtlanıp gelmiş bugünlere" arka kapakta böyle tanımlanıyor Zümrüt.

Ne zaman basıldı? Satışı başladı mı?
Yeni basıldı. Kitaplarımı Yitik Ülke Yayınları basıyor. Hepsi 4'er baskı yaptı. Bütün kitapevlerinde dağıtımı oluyor. İnternet üzerinden de satın almak mümkün.

Yazar olmanızda ailenizin desteği var mı?
Kızımın çok faydası oldu. Zor Yıllar'ı yazarken  5 yıl araştırdım. Kızım o kitabın heba olmasını istemediği için dosyalar hazırladı. Yayınevleri'ne gönderdi. Okumazlar, ilgilenmezler sanıyordum ama öyle değilmiş. Biz gönderdikten 1 ay sonra Remzi Kitabevi'nden aradılar. İstanbul'a gittik. Kızımın desteği olmasaydı ben kitabı yayınevlerine göndermeye cesaret edemezdim.

Nalan Tuntaş'ın Türkiye'nin yakın tarihine, siyasi olaylarına ışık tutan, kadın gözüyle anlatan son romanı Zümrüt'ü tüm kitabevlerinden alabileceğiniz gibi, internet üzerinden de sipariş verebilirsiniz.