Kulak çınlaması yaşıyorsanız dikkat! Tehlike çanları çalıyor olabilir
Günlük hayatın yoğun temposu içinde zaman zaman karşılaşılan kulak çınlaması, çoğu zaman önemsenmese de aslında bazı ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilir.
Uzmanlar, özellikle tek taraflı ve sürekli hale gelen çınlamaların dikkate alınması gerektiği konusunda uyarıyor.
Medline Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Soner Kadıköylü, kulak çınlamasının yalnızca işitmeyle ilgili bir rahatsızlık olmadığını, bazı durumlarda kalp ve damar sistemi gibi hayati organlar hakkında da ipuçları verebileceğini belirtti.
“Yüksek tansiyon veya damar sertliği gibi durumlar, kan akışındaki değişimlerle kulakta nabız atışına benzer bir sesin duyulmasına neden olabilir. 'Pulzatil tinnitus' olarak adlandırılan bu durum, kalp atışlarımızla senkronize şekilde hissedilir ve altta yatan damar sorunlarının habercisi olabilir. Nadiren de olsa akustik nöroma (vestibüler schwannoma) adlı iyi huylu tümörler, iç kulakta yer alan denge ve işitmeden sorumlu sinir üzerinde gelişir. Tümör büyüdükçe, sinire baskı yaparak sürekli ve tek taraflı kulak çınlamasına yol açabilir. Genellikle bu çınlama, beraberinde işitme kaybı veya denge sorunlarıyla birlikte seyreder. Erken teşhis, bu tümörlerin tedavisinde büyük önem taşır. Bundan dolayı özellikle tek kulağı etkileyen ve zamanla artan çınlamalarda mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır” ifadelerini kullandı.
KALICI HASARA YOL AÇABİLİR
Bazı ilaçların da çınlamaya neden olabileceğini söyleyen Kadıköylü, özellikle uzun süreli ya da yüksek dozda kullanılan bazı ilaçların iç kulaktaki yapıları olumsuz etkileyebileceğini belirtti. “Özellikle yüksek dozda aspirin, bazı antibiyotikler, kemoterapi ilaçları ve idrar söktürücüler gibi ototoksik etkili ilaçlar, iç kulakta hasara neden olabilir. Bu gibi bir durumda, ilaç kullanımı doktor kontrolü altında yeniden düzenlenmelidir. Kulak çınlamasının altında yatan ve sık görülen bir başka neden de yaşa bağlı işitme kaybıdır. Zamanla iç kulaktaki hassas tüy hücreleri yıpranır ve zarar görür. Bu hücreler, dışarıdan gelen sesleri elektrik sinyallerine dönüştürerek beynimize iletmekle görevlidir. Ancak bu sistem bozulduğunda, beynimiz eksik kalan sinyalleri telafi etmeye çalışır ve kendi sesini üretmeye başlar. Bu durum ise biz farkında olmadan rahatsız edici bir çınlama olarak karşımıza çıkar” dedi.
GENÇLERDE EN SIK NEDEN
Özellikle genç bireylerde çınlamanın en yaygın nedenlerinden birinin yüksek sesli müzik ve gürültülü ortamlara uzun süre maruz kalmak olduğunu vurgulayan Dr. Kadıköylü, şu açıklamalarda bulundu:
“Kulaklıkla yüksek sesle müzik dinlemek ya da sık sık yüksek desibelli etkinliklere katılmak, iç kulaktaki hassas yapıları zedeleyebilir. İlk başta geçici gibi görünen bu çınlama, zamanla kalıcı bir sorun haline de dönüşebilir. Bazen çok daha basit ama gözden kaçan nedenler de çınlamaya yol açabilir. Örneğin, kulak kiri birikmesi ses dalgalarının kulakta doğru şekilde iletilmesini engeller ve baskı hissiyle birlikte çınlamayı tetikleyebilir. Benzer şekilde, grip veya sinüzit sonrası ortaya çıkan östaki borusu tıkanıklığı da kulak basıncını değiştirerek istenmeyen seslere yol açabilir. Modern yaşamın kaçınılmaz bir parçası olan stres de kulak çınlamasını tetikleyen başlıca etkenlerden biridir. Stres altındayken vücudumuzun ürettiği bazı kimyasallar, sinir sistemimizi aşırı hassas hale getirerek çınlamayı artırabilir. Uzun süreli kaygı, yoğun endişe ya da uyku problemleri de kulak çınlamasını daha belirgin hale getirebilir. Çene eklemi problemleri de tahmin edilenden daha fazla kulak çınlamasına yol açar. Çene kemiğimiz kulağa çok yakın bir yapıya sahip olduğu için, burada yaşanan kas veya eklem sorunları, kulağa yansıyarak çınlama hissine neden olabilir. Aynı şekilde, bazı nörolojik rahatsızlıklar da işitme sinirlerini etkileyerek kulak çınlamasına sebep olabilir.”