- Haberler
- Sağlık
- Lösemili Çocuklar Haftası'nda uzmanlardan çarpıcı uyarılar: Erken tanı hayat kurtarıyor!
Lösemili Çocuklar Haftası'nda uzmanlardan çarpıcı uyarılar: Erken tanı hayat kurtarıyor!
Lösemili Çocuklar Haftası'nda uzmanlar, çocuklarda en sık görülen kanser türü olan löseminin erken tanı ile tedavi edilebileceğine dikkat çekti.
2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası nedeniyle açıklamalarda bulunan uzmanlar, löseminin özellikle çocukluk çağında görülen en yaygın kanser türlerinden biri olduğunu belirterek, erken tanı ve tedavinin önemine dikkat çekti. Uzmanlar, löseminin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ve Türkiye'deki tedavi başarı oranlarının oldukça yüksek olduğunu vurguladı.
LÖSEMİ: ÇOCUKLUK ÇAĞINDA EN YAYGIN KANSER TÜRÜ
Lösemi, kan hücrelerinin gelişimini sağlayan öncül hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla oluşan bir kanser türü olarak tanımlanıyor. Lösemi, dünya genelinde çocukluk çağındaki kanserler arasında en sık görülen hastalık olma özelliği taşıyor. 2022 yılında yapılan uluslararası bir araştırmaya göre, dünya genelinde her yıl yaklaşık 65 bin çocuk lösemi tanısı alıyor. Bu da çocukluk çağındaki kanser vakalarının yaklaşık yüzde 32'sini oluşturuyor.
Türkiye'deki veriler de oldukça dikkat çekici. 2010-2020 yılları arasında Türkiye'de 5 bin 200 çocuğa lösemi tanısı kondu. Bu oran, tüm çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 30'una tekabül ediyor.
LÖSEMİ NEDEN OLUŞUR
Lösemi bulaşıcı bir hastalık değildir, ancak ortaya çıkışında birkaç farklı risk faktörü etkili olabilir. Uzmanlar, löseminin oluşumunda genetik faktörler, beslenme alışkanlıkları ve çevresel etmenler gibi birden fazla mekanizmanın rol oynadığını belirtiyor. Radyasyona ve bazı kimyasal maddelere maruz kalmanın da lösemi riskini artırdığı ifade ediliyor.
LÖSEMİNİS EN YAYGIN GÖRÜLDÜĞÜ YAŞ 2 İLE 5 YAŞ ARASIDIR
Lösemi, çocuklarda genellikle 2 ila 5 yaş arasında görülmektedir. Fettah, löseminin belirtilerinin genellikle halsizlik, yorgunluk, enfeksiyon, yüksek ateş, boyun bezelerinde şişlik, kemik ağrıları ve karın şişliği gibi şikayetlerle başladığını söyledi. Uzmanlar, bu belirtileri fark eden ailelerin, zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerektiğini vurguladı.
"LÖSEMİ ERKEN TEŞİSLE TEDAVİ EDİLEBİLİR''
Lösemi, doğru tedavi yöntemleriyle tedavi edilebilen bir hastalık olup, erken tanı konduğunda tedavi başarı oranları oldukça yüksektir. Türkiye'de lösemi tedavi oranları oldukça yüksek ve 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 80 civarındadır. Lösemi tedavisinde kullanılan güncel yöntemlerin Türkiye'deki hastanelerde başarıyla uygulandığı ifade ediliyor.
Lösemi tedavisinin ücretsiz olarak gerçekleştirilebildiğini belirten uzmanlar, Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinde tedavi masraflarının devlet tarafından karşılandığını belirtti. Fettah, "Lösemi tedavi edilebilir bir hastalık olduğundan ailelerin kaygıya kapılmamaları gerektiğini" belirtti. Tedavi sürecinde yapılan destek tedavileri ve modern tedavi yaklaşımları sayesinde lösemi sağ kalım oranlarının arttığı da uzmanlar tarafından ifade ediliyor.
ERKEN TANI VE FARKINDALIK ÖNEMLİ
Lösemi tedavisinde erken tanı büyük önem taşıyor. Fettah, çocukların normalde daha halsiz ve soluk olabileceğini, bu yüzden ailelerin bu tür durumları erken fark etmelerinin çok önemli olduğunu belirtti. Ayrıca, ailelere ve birinci basamak hekimlerine büyük sorumluluk düştüğünü ifade etti. Lösemi belirtilerinin fark edilmesi ve erken müdahale, tedavi sürecinin başarıyla tamamlanmasına katkı sağlıyor.
LÖSEMİ TEDAVİLERİNDE TÜRKİYENİN BAŞARISI
Lösemi tedavisinde Türkiye'nin, gelişmiş ülkelerle eşdeğer tedavi başarılarına sahip olduğu ifade ediliyor. Özellikle üniversite hastanelerinde ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde modern tedavi yöntemleriyle lösemi tedavisi başarıyla yürütülüyor. Uzmanlar, bu konuda ailelere güven vermek amacıyla, tedavi sürecinde devletin desteğinin her zaman yanında olduğunu hatırlattı.
FETTAH, AİLELERE ŞU ÇAĞRIYI YAPTI
“Lösemi tedavi edilebilir bir hastalıktır ve erken tanı ile tedavi süreci daha başarılı sonuçlar verir. Ailelerimiz, çocuklarında lösemiye dair herhangi bir belirti gördüklerinde derhal sağlık kuruluşlarına başvurmalıdır. Bu şekilde tedavi süreci başarılı bir şekilde yönetilebilir.”