Medya, Narin cinayetinde kötü imtihan mı verdi

İletişim emekçileri, medyanın Narin ile olan imtihanını tartışmak üzere bir araya geldi. İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı, X platformunda düzenlenen sohbet odasında Narin cinayetinin ortaya çıkardığı medyadaki çürümeyi ele aldı.

Etkinlikte ilk sözü alan gazeteci Canan Kaya, olayın iktidarın medya üzerindeki kontrolünü gözler önüne serdiğini belirtti. Kaya, "Dosyada gizlilik kararı varken, ailenin talebiyle yayın yasağı getirildi. Ancak gizlilik kararına rağmen iktidara yakın gazetelerde ifadeler yayınlanmaya başlandı" dedi. Ayrıca İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın gazetecilere 'sus' işareti yapmasını eleştiren Kaya, tüm televizyon yayıncılarına Ankara’dan gelen talimatların da bu kontrolü pekiştirdiğini vurguladı.

Çocuk Hakları ve Siyasi İstismar

Gazeteci Evrim Kepenek, "Bizim yaptığımız bu haber neye hizmet ediyor?" sorusunu gündeme getirerek çocuk haklarına dikkat çekti. Kepenek, "Bu ülkede çocuk istismarı gerçeği var ve son dönemde artan çocuk cinayetleri var. Ancak konu, sistematik bir gerçeklikten koparılıyor" diye konuştu.

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatı Çisel Demirkan, Narin cinayetinin bireysel değil toplumsal bir trajedi olduğunu belirterek, olayın magazinel bir forma sokulmaya çalışıldığını ifade etti. Demirkan, "Olay magazinsel değilse, basına sunulmayı tercih etmiyorlar" dedi.

Medya Yozlaşması ve Kamuoyu

soL yazarı Orhan Gökdemir, televizyonlardaki haber sunumlarını eleştirerek, "Çocuğun ölüm haberini verip arkasına ağıt koyamazsınız, bu gazetecilik değildir" dedi. Gökdemir, iktidara yakın medyanın yanı sıra "muhalif" medyanın da yozlaştığını belirtti ve cinayetin çözülmemesinin ardında farklı nedenlerin olabileceğini öne sürdü.

Dayanışma ve Etik Gazetecilik

Etkinliği düzenleyen Ebru Yazıcı, medyadaki çürümeye karşı gazetecilik mesleğinin onurunu korumak için bir araya geldiklerini ifade etti. Yazıcı, reyting peşinde koşan basının, etik gazetecilikten uzaklaştığını vurguladı.

soL Haber editörü Aslı İnanmışık, olayın arka planında tarikatlar gibi gerici yapıların olduğunu belirterek, medya olarak bu durumu sorgulamanın önemine dikkat çekti. Çocuklara yönelik suçlara zemin hazırlayan adımlara karşı medyanın da sorumluluk taşıdığını ifade etti.

Son olarak, gazeteci Sinem Nazlı Demir, medyanın "dedektif" rolüne soyunarak meseleyi gizlediğini ve habercilikteki hız yarışının arkasındaki motivasyonun gazeteciliği olumsuz etkilediğini belirtti.

Narin cinayeti, medyanın sorumluluğunu ve toplumsal konulardaki duyarlılığını sorgulamak için bir fırsat sunuyor.

Bakmadan Geçme