Meme muayenesi hayati önem taşıyor
Meme sağlığını etkileyebilecek birçok hastalık bulunduğunu belirten uzmanlar, birçoğunun nedeninin belirsiz olduğuna dikkat çekiyor. Üsküdar Üniversitesi...
Meme sağlığını etkileyebilecek birçok hastalık bulunduğunu belirten uzmanlar, birçoğunun nedeninin belirsiz olduğuna dikkat çekiyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca, meme hastalıkları ve cerrahisi hakkında açıklamalarda bulundu.
İyi huylu olabilecek kistler, fibroadenom gibi tümörler, mastalji (meme ağrısı), meme akıntıları, meme kanallarının genişlemesi, meme iltihabı ve yağ veya cilt altı dokusundan kaynaklanan hastalıklar gibi çeşitli meme hastalıkları bulunduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca, “Bu hastalıklar meme sağlığını etkileyebilir ve çeşitli belirtilerle ortaya çıkabilirler.” dedi.
Meme hastalıklarının ortaya çıkmasının nedenlerinin, hastalığın türüne bağlı olarak değiştiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca, “Birçoğunun nedeni belirsiz. Bazı hastalıklarda hormonal etkiler rol oynayabilirken, diğerlerinde çevresel faktörler etkili olabilir” diye konuştu.
Meme cerrahisinin meme bölgesindeki her hastalığa odaklandığına değinen Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca, “Bu hastalıklar arasında ağrı, ele gelen kitle, kızarıklık, akıntı gibi belirtiler gösteren sorunlar bulunur ve genel cerrahi bölümü ve uzmanı tarafından incelenir” dedi.
Meme hastalıklarının tedavisinde cerrahi müdahale gerekebilecek durumların çeşitli olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin, meme kisti varsa ve belli büyüklüğe ulaşmışsa boşaltılması veya alınması gerekebilir. Fibroadenom gibi iyi huylu bir tümör varsa ve belirli büyüklüğe ulaşmışsa veya kişinin yaşı 35’in üzerindeyse, büyüme gözleniyorsa alınması gerekebilir. Mastodini veya mastaji gibi memede ağrılar varsa, sebebi tespit edildikten sonra buna yönelik tedavi yapılır. Meme başından gelen akıntılar varsa, bu akıntıların sebebi belirlendikten sonra tedavi yapılabilir. Duktus genişlemesi gibi meme kanallarında belirtiler varsa, şüpheli durumlar söz konusuysa tedavi uygulanabilir. Mastit gibi meme iltihabı durumunda tanı yapıldıktan sonra antibiyotik veya semptomatik tedavi uygulanabilir. Eğer meme kanseri gibi kötü huylu bir durum varsa, biyopsi sonrası teşhis edildiğinde cerrahi müdahale gerekebilir. Ayrıca, yağ nekrozu veya cilt altı dokusundan kaynaklanan durumlar da cerrahi müdahale ile tedavi edilebilir.”
Meme hastalıklarının kadınlar üzerinde farklı etkileri olabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Koca, “Meme, estetik ve fonksiyonel önemde bir organ. Bebek beslenmesi için gerekli ve emzirmeyi sağlar. Memeyle ilgili sorun, kadınları hem fiziksel hem de psikolojik olarak etkileyebilir. İlk olarak, psikolojik etkiler görülür. Bir kitle veya belirti fark edildiğinde, kişi hemen psikolojik olarak etkilenebilir. Sonuçlar tetkiklerden sonra belli olur. İyi huylu ise moral düzelebilir, ancak kötü huylu bir durumda psikolojik etkiler artabilir. Tedavi sonrasında vücutta değişiklikler olabilir ve kanser durumunda tedavi süreci uzun ve zorlayıcı olabilir, hayatın her aşamasını etkileyebilir.” şeklinde konuştu.
“Kanser durumunda doğru tedavi yöntemlerinin belirlenmesi önemli” diyen Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Murat Koca, genellikle cerrahi müdahale içeren kombinasyon tedavi uygulandığını söyledi. Kanserli dokunun temizlenmesinin ardından radyoterapi, kemoterapi veya immünoterapi gibi ek tedavilerden birinin seçildiğini sözlerine ekleyen Dr. Öğr. Üyesi Koca “Tedavi sonrası hastanın düzenli olarak takip edilmesi gerekir. Ailede risk grubunda olan kişilerin de kontrol edilmesi önemli. Cerrahi tedavide, hangi yöntemin uygulanacağı tetkiklerle belirlenir ve ameliyat tipi buna göre belirlenir.” dedi.
Meme hastalıklarının tamamen önlenemeyeceğinin altını çizen Koca, sözlerini şöyle tamamladı: “Risk faktörlerini azaltarak ve belirli koruma yöntemlerini uygulayarak olasılıkları azaltabiliriz. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek, radyasyon gibi risk faktörlerinden uzak durmak, uyku düzeni sağlamak, alkol ve sigaradan kaçınmak, doğum sonrası bebeği uzun süre emzirmek, hormon tedavisi alınıyorsa sınırlı tutmak, kendi vücudumuzu tanımak, meme muayenesi yapmayı öğrenmek ve düzenli doktor kontrollerine gitmek önemlidir.”
HÜSNİYE SEVAL ACUN