Nar suyu gençlik iksiri
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, 'Nar suyunda bulunan maddeler hücre yenilenmesini uyararak vücut direncini yükseltiyor, bağışıklığı güçlendiriyor' dedi
Lezzeti ve tıbbi faydalarından dolayı dünya genelinde gittikçe popülerleşen meyve olan nar, insanların antibiyotiklere karşı direnç kazanmasına destek oluyor. Narın folik asit, potasyum, fosfor, demir, C vitamini ve lif bakımından yüksek içeriklere sahip olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, “Japon patentli ilaçlarda yer alan 9 bitkisel gıda arasında yer alıyor. Yapılan çalışmalara göre nar suyunun antioksidan aktivitesi yeşil çaydan neredeyse 3 kat daha fazla. Bütün bunlara bağlı olarak da narın üretim ve tüketimine talep giderek artıyor” dedi.
100 gram narın, yetişkin bir kişinin günlük ihtiyacı olan C vitamini dozunun yaklaşık yüzde 16’sını tek başına karşıladığını ifade eden Derya Eren, “Narın birden fazla tüketim şekli var. Genel olarak taze haliyle tercih edilse de ek olarak pekmez, ekşi sosu, meyve suyu ve sirkeye dönüştürülerek, içecek gruplarına ferahlatıcı aroma olarak eklenerek ya da çay haline getirilerek de tüketilebilir. Nar çayı; ezilmiş nar taneleri, kurutulmuş nar çiçekleri veya nar suyu konsantresinin sıcak suya eklenmesi ile kolayca demlenebilir” diye konuştu.
Derya Eren, narın 16 faydasını şöyle sıraladı:
• Çekirdeğinden çıkarılan yağdaki maddeler kalp hastalıklarından korunmaya yardımcı olur.
• Nar suyu ekstresinde bulunan biyoaktif kimyasal bileşikler, hücresel anormal çoğalmayı ve tümör yayılımını önleyebilir.
• Nar meyvesinden elde edilen ekstre; akciğer, meme, kolon ve prostat kanserlerinin agresif etkilerinden korunmaya yardımcı olur.
• Kolesterolü dengeler.
• Kandaki glikoz seviyesini dengeler, şeker hastalığının önlenmesine yardımcı olur.
• Sistolik kan basıncını düşürücü etki gösterebilir.
• Prostat kanserinin önlenmesine katkıda bulunur.
• Kemikleri besler, kireçlenmenin önlenmesine yardımcı olur.
• İshal semptomlarını giderebilir.
• Otooksidasyonla meydana gelen hücre hasarının önlenmesine yardımcı olur.
• Hücreler arası iletişimde görev alan proteinlerin oluşumuna katkı sağlar.
• Kemik ve eklem iltihaplarının önlenmesine yardımcı olur.
• Karaciğer üzerinde koruyucu etki gösterir.
• Üreme sağlığına katkıda bulunur.
• Kas ağrılarının hafiflemesini, ağır antrenmanlardan sonra vücudun toparlanmasını kolaylaştırır.
• Ağız sağlığını korumaya yardımcı olur.