Narin'leri nasıl koruyacağız?

Egeli sanayiciler, ekonomik olayların yanı sıra toplumsal olaylara da tepki göstermeyi sürdürüyor. Mülteci ve sığınmacıların ülkede yarattığı suç artışı ve asayiş sorunlarına sürekli dikkat çeken sanayiciler, son olarak sayıları giderek artan çocuk, kadın cinayetleri ve cinsel istismar olaylarına tepki gösterdi

EBSO Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu, “Güzel ülkemiz, nasıl yaşanamaz, umutsuz, yoksullukla boğuşan bir ülke haline geldik, 2 yaşındaki çocuğa tecavüz, küçük kız çocuğunun katli, 26 sabıkası olup dışarıda gezen sabıkalının kadın polisi şehit etmesi, kadınların öldürülme sayısının artması,
cezaevinde olması gerekenler dışarıda, dışarıda olması gerekenler içeride. Can güvenliğimizin olmadığı, hukuka güvenin yok olduğu,modern eğitimin,dini ağırlıklı eğitime dönüştüğü gibi çok olumsuz unsuru barındıran hak etmediğimiz halk haline gelince, Fatih Sultan Mehmet Han’ın şu sözlerini yöneticilerimize tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum;  Aklı öldürürsen, ahlak da ölür,
Akıl ve ahlak ölürse, millet bölünür, kadıyı satın aldığı gün, adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün, devlet de ölür” dedi.

Ülkemizde artan şiddet olaylarını kürsüden sürekli dile getirdiklerini vurgulayan Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “ Polis kayıtlarına geçmiş suçları ile önce gencecik kadın polis memuru ardından da dur ihtarına uymayarak jandarma astsubayını şehit eden şiddete doymayan, şehir magandaları. Bir insanı öldürmek bu kadar kolay olmamalı. Ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin. Bir yanda böylesine şiddet gerçeği varken, diğer yanda giderek sayıları artan kız çocuklarına yönelik taciz ve şiddet olayları önlenemiyor. Son yaşanan Narin olayı  şiddetin çok başka bir boyutu. Hala açıklanamayan, çözülemeyen  organize bir kötülük. Bir köyde, bu derece profesyonel derecede planlı bir cinayetin gerçekleşiyor olması, insanlık adına çok üzücü. Devletin tüm birimleri devrede. En son Tübitak dahi davaya dahil oldu. Ancak, çözülemiyor” diye konuştu. 

Sosyologların, konuya “Ataerkil yapının hakim olduğu söz konusu topluluklarda, kız çocuklarına değer verilmediği, yapının zarar görmemesi adına sessiz kalındığı” değerlendirmesini yaptığını hatırlatan Yorgancılar, şöyle devam etti; “Bir çocuğun öldürülmesine sessiz kalınmasını anlamak mümkün değil. İnsanlarımızın vicdanının bu derece kurumuş olması, uzay çağında, sanayi  4.0’ı, katma değerli üretimi konuştuğumuz yüzyılda hala kız çocuklarının değer görmemesi kat etmek istediğimiz yolda umudumuzu zayıflatıyor. Aşmamız gereken meselelere kalıcı çözümler getirmediğimiz sürece, bu yolda her seferinde takılarak düşmemize sebep olacak gibi. Narinleri nasıl koruyacağız? derken Tekirdağ’da 2 yaşındaki Sıla bebeğe yapılanlar ise ayrıca çok vahim. Son olmasını dilemekten de,  başka bir şey gelmiyor elimizden.”