Nevruz'un tarihçesi | Türk kültüründe Nevruz

Nevruz'un kökenleri ne kadar eskiye dayanıyor? Nasıl bir kutlama geleneğiyle devam ediyor? Tüm bu soruların yanıtları, Nevruz'un kültürümüzdeki derin izlerini gözler önüne seriyor.

Her yıl 21 Mart'ta coşku içinde kutlanan Nevruz, Türklerin tarih sahnesine yeniden çıkışının simgesi ve yeni bir yılın başlangıcını ifade eden önemli bir bayramdır. "Ergenekon Bayramı" olarak da bilinen bu özel gün, Türkler için hem kültürel hem de dini bir öneme sahiptir.

Nevruz'un tarihçesi | Türk kültüründe Nevruz

Nevruz, Türk milletinin tarih boyunca kutladığı bir bayramdır. Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu, Osmanlı ve günümüz Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde gelenekselleşmiş olan bu kutlama, her zaman büyük bir coşku ve eğlencelerle gerçekleştirilmiştir. Bugün, Nevruz’un izleri, Büyük Selçuklu Devleti'nin sınırlarında ve Türk dünyasında geniş bir coğrafyada görülmektedir. Kuzey Kıbrıs’tan Doğu Türkistan’a kadar, Nevruz her yıl coşkuyla kutlanır ve halkın ulu günü, yeni yılın habercisi ve baharın gelişini simgeler.

Nevruz'un tarihçesi | Türk kültüründe Nevruz

Nevruz, İslamiyet ile bağdaştırılamaz ve Alevilik, Sünnilik gibi mezheplerle ilişkilendirilmesi yanlıştır. Bu bayram, Türklerin İslamiyet’i kabul etmeden önceki zamanlara, hatta eski geleneklere dayanır. Tarihte, bu özel günün kutlanışı, Kazak, Kırgız, Özbek ve Tatar Türkleri tarafından da benimsenmiş ve halk kültürü üzerindeki etkileri büyük olmuştur.

Türklerin tarihî mirasıyla derinden bağlantılı olan Nevruz, aynı zamanda "Nevruz Sultanı" ve "Mart Dokuzu" gibi isimlerle de anılmaktadır. Bu isimler özellikle kırsal bölgelerde ve gelişmemiş köylerde kullanılmaktadır.

Nevruz'un tarihçesi | Türk kültüründe Nevruz

 

Nevruz'un kutlanışı, birçok geleneksel merasimle zenginleşmiştir. Geleneksel olarak, bu günün sabahında halk ibadethanelere, camilere, mescitlere, takkelere ve pazar yerlerine toplanır. Toplanan insanlar, çeşitli eğlencelere katılır, dans gösterileri sergiler ve oyunlar oynar. Nevruz şarkıları, koşaklar ve beyitler eşliğinde şairler arasında atışmalar yapılır. Aynı zamanda, nevruz şarkısı söyleyen çocuklar ve ağaçlara yazılan nevruznameler de bu kutlamanın ayrılmaz parçalarındandır. Cemaat tarafından toplanan paralarla kazanlar kaynatılır ve zengin aileler, kendi yaptıkları yemekleri bu alanda paylaşır.

DAYANIŞMA VE BARIŞ 

Nevruz'un tarihçesi | Türk kültüründe Nevruz

Nevruz, sadece eğlencelerle sınırlı kalmaz; aynı zamanda toplumdaki barışın ve dayanışmanın da simgesidir. Özellikle Anadolu’da Mevleviler, Nevruz'u yedi ayetten oluşan bir dua ile kutlarken, Bektaşiler dergahlarda toplanarak ruh ve ahlak temizliği duaları yapar. Bu duaların sonunda süt ikram edilir ve "Nevrûziyeler" okunur. Nevruz, küs olanların barıştığı, suçluların affedildiği ve halk arasında kardeşlik bağlarının güçlendiği bir dönemdir.

Nevruz, aynı zamanda Türk halk edebiyatının ve folklorunun önemli bir parçasıdır. Bu özel gün, koşmalar, kopuzlar, türkülere ilham kaynağı olmuş ve Türk-Uygur ağzının gelişiminde büyük rol oynamıştır. Nevruz’un etkisi, Türk halkının sanat anlayışına ve edebiyatına da yansımıştır.

DOĞU ANADOLU'DA NEVRUZ

Nevruz'un tarihçesi | Türk kültüründe Nevruz

Doğu Anadolu Bölgesi’nde özellikle Antep ve Diyarbakır'da, 21 Mart’ı 22 Mart’a bağlayan gece "Nevruz" olarak kabul edilir. Bu gece, gökte görünen bir kız ve kuş kılığına girmiş bir ermişin simgesiyle karşılanır. O saatte dua ve dileklerde bulunmanın, dileklerin kabul olacağına inanılır. Ayrıca, Nevruz günü göz sürmesi çekilmesinin göz ağrısını geçireceğine ve gusül abdesti alanın hastalıksız bir yıl geçireceğine dair halk arasında yaygın inançlar bulunmaktadır.

Nevruz, sadece bir bayram değil, Türk milletinin tarihi ve kültürel bağlarını güçlendiren bir gelenektir. Hem toplumsal hem de edebî yönleriyle bu bayram, geçmişten günümüze taşıdığı derin anlamlarla Türk halkının ortak değerlerini simgeliyor.