İzmir Seferihisar’da Orhanlı Köyü’nde 2019’dan beri RSC Elektrik Şirketi’nin kurduğu jeotermal elektrik santrali için Orhanlı köyü halkının yaptığı mücadele devam ederken geçtiğimiz günlerde Orhanlı Köyü Derneği’nin sosyal medya hesabından Kavakdere Köyündeki jeotermal tesisin zehirli gazının ve suyunun dere yatağına salındığına dair video paylaşıldı.
Söz konusu video paylaşımının ardından Orhanlı ve Kavakdere köylerindeki jeotermal elektrik tesisi tekrardan gündeme geldi. Köy halkından gerek doğaya gerekse de insana zarar verecek zehirli suların dere yatağına dökülmesine Orhanlı halkı tepki gösterdi.
Seferihisar Doğa Derneği Genel Koordinatörü ve aynı zamanda Orhanlı Köyü çiftçisi Galip Ener, Orhanlı ve Kavakdere köylerinde yapılan jeotermal tesislerle ilgili bilgiler verdi.
“AÇTIĞIMIZ BEŞ DAVAYI KAZANDIK”
Ürkmez vadisi içerinde RSC Elektrik şirketi tarafından kurulmuş bir jeotermal elektrik santralinin şu an mevcut olup aktif halde çalıştığını söyleyen Seferihisar Doğa Derneği Genel Koordinatörü Galip Ener, “2019’dan beri biz Orhanlı köyü sakinleri, bunun mücadelesini veriyoruz. Üç yıl içerisinde bu projelerle ilgili yapılmak istenen projelere karşı açtığımız 5 davayı kazandık. Yürütmeyi durdurma kararı da aldık. Nihai kararı da aldık. Bu projelere karşı hukuk mücadelesi verdik. Köydeki arkadaşlarla bir araya gelerek bu projelerin durdurduk. Fakat Kavakdere tesisi için bunu yapamadık. Zamanında muhtarlığa yapılan başvurular hep göz ardı edildiği için bir anda “evlere sıcak su dağıtacağız, burada sera yapacağız, burası tarımsal olarak sizin işinize yarayacak şeklinde bir tesisi kuruyoruz” şeklinde yıllar öncesinde bu tesisin süreçleri başlıyor. Tesis bir şekilde kuruluyor. Tesis kurulduktan sonra ne tarımda sıcak su kullanıldı ne evlere verildi. Oradaki insanların faydalanacağı bir şekilde değil tam tersi zararına olarak şekilde ve sadece insanların değil vadide yaşayan tüm canlıların olumsuz etkilenmesine neden oluyor” dedi.
“NE YAZIK Kİ ÖNLEMLER ALINAMIYOR”
Kavakdere Köyü’nde bulunan RSC Elektrik santralinin çevreye verdiği hasardan bahseden Seferihisar Doğa Derneği Genel Koordinatörü Galip Ener, “Kavakdere santrali dönem dönem hem buharını hem de yer altından çıkarttığı sıcak suyu yani zehirli suyu dere yatağına veriyor ve dere yatağından dolayı da çevrede bulunan narenciye bahçeleri, zeytinlikler, çamlıklar, Orhanlı halkı hatta İzmir’de yaşayan insanlar bu zehirli hava ve sulardan etkileniyor. Çünkü zehirli su aktığı zaman denizdeki balıklara kadar etkisi oluyor. Biz bununla ilgili defalarca kamu kurumlarına müracaat ettik. Bu konuda CİMER üzerinden de yazdık. Dilekçelerimizi de verdik. Ama ne yazık ki gerekli önlemler alınamıyor” diye konuştu.
Kamu kurumlarının çalışmadığı dönemlerde Kavakdere Köyü’nün dere yatağına zehirli suyun salındığı ifade den Galip Ener, devamında şunları söyledi: Şirket özellikle hafta sonları yani kamu kurumlarının kapalı olduğu zamanlarda bu çalışmaları yapıyor. Bu hafta sonunda böyle bir durum olmuştu. Sosyal medyamızdan paylaştık. Hiçbir kamu kurumundan hiç kimse gelip bu işlere müdahale etmiyor. Kamu kurumları şu an gelseler tutanak tutup gidecekler. Her şey yolunda diyecekler. Kamu kurumları o günlerde denetime gelemediği için iş gününe gelene kadar iş işten geçmiş oluyor. Kamu günleri iş günlerinde gelip inceleme yaptıkları için bizim canlı bir teyidimiz olmamış oluyor.
“YENİ PROJE”
Şu an da bizim herhangi bir dava sürecimiz yok diyen Doğa Derneği Genel Koordinatörü Galip Ener, “Diğer Orhanlı sahaları içerisinde bulunan ve en son Küçük Menderes şirketinin yapmak istediği projeye karşı açtığımız davada, mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma hükmü verildi. Onu kazandık. Ama şirket şu an yeni bir projeyle geldi. Biz de onunla ilgili çalışmalarımızı hukuksal mücadelemizi hazırlıyoruz. Orhanlı köyü halkı olarak sonuna kadar da mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
“JEOTERMALE KARŞI MÜCADELE”
Orhanlı ve Kavakdere köylerindeki jeotermal tesisinin kurulmaması için verdikleri mücadelede İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi’nin yanlarında olduğunu belirten Ener, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Seferihisar Belediyesi de bu projenin burada kurulmasını istemiyor. Buranın bir tarım arazisi olduğunu, tarımın hala devam ettiğini bildiklerinden onlar da istemiyorlar. Burada STK’lar, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Doğa Derneği, Orhanlı Köyü halkı tüm bu paydaşlarla birlikte, köyün doğal bitki örtüsünün korunması için jeotermale karşı mücadelesini hep birlikte sürdürüyor” şeklinde konuştu.
“AĞIR METAL”
30 yıla aşkın süredir Orhanlı Köyü’nde ikamet ettiğini, İlk Türkçe branş öğretmenlerinden olduğunu ifade eden Muhittin Akbulut, Kavakdere Köyü’nde geçtiğimiz günlerde meydana gelen dere yatağına salınan zehirli suyla ilgili detayları anlatı. Akbulut, “Kavakdere’de bir jeotermal tesis var. Onlar gece belli bir saate Cumartesi ve Pazar günleri dumanlarını ve sularını doğaya bırakıyorlar. Geçen gün Orhanlı Köyü Derneği’nin sosyal medyasında paylaştığı video gerçekti. Cumartesi Pazar günü bunu tercih etmelerinin sebebi de şu; o günlerde devlet dairleri, kaymakamlık, emniyet şube veya ilgili yerler tatilde oluyor. Gelip denetleyemiyorlar. Zaten belki onun için anlaşmalı bir şeydir. Hiç kimseyi suçlamak istemiyorum ama idare onlara ikinci bir kuyu açıp aldığınız kullandığınız suyu geri attın mecburiyetini getirdiler” dedi.
Duman dışarı salındığında ağır bir kükürt kokusunun etrafa yayıldığını belirten Muhittin Akbulut, “Kükürt kokusu magmadan geldiği için ağır metal kusuyor. Bunlar bir şekilde ağaçlara, bitkilere ve toprağa zarar verebiliyor. Ağır metal her zaman zararlıdır zaten. Mesela Foça’da metal işleyen fabrikalarımız vardı. Bundan dolayı çok fazla kanser hastalığı vardı orada da. Bu tesadüf değil. Kanser dumandan olur ağır metalden olur. İnsan, hayvan, bitki sağlığına çok kötü etki yapan bir olay” diye konuştu.
Haber Merkezi