Osmanlı mimarisinin gözde eserlerinin tasarımcısı Mimar Sinan kimdir?

Yaklaşık 600 yıl geçmesine rağmen mimari eserleri içerisine gizlediği ve geride bıraktığı pek çok gizem hala çözülemeyen Mimar Sinan’ın teknikleri bugün bile bir sır niteliğinde kalmaya devam ediyor.

1490 yılında Kayseri’deki Ağırnas Kasabası’nda doğan Sinan, başta “Koca Sinan” lakabıyla tanındı. Türk olmayan gayrımüslimlerin arasından devşirilerek getirilen Sinan, 20’li yaşlarının başındayken acemi ocağına alındı.

Yavuz Sultan Selim döneminde İstanbul’a getirilen Sinan, zekası ile çevresindekilerin dikkatini çekerek kısa sürede gözde bir sima haline geldi. Mimar olmayı kafasına koyan Sinan, usta mimarların yanında çırak olarak eğitildi. Aynı dönemde Osmanlı’nın Mısır’a ve Çaldıran’a düzenlediği seferlere katılan Sinan, Kanuni Sultan Sülayman döneminde yeniçeri olarak Rodos ve Belgrad savaşlarına katıldı. Mohaç Meydan Savaşı’nın ardından zenberekçibaşı başı oldu.

Moldovya Seferi sırasında Prut Nehri üzerine 13 günde bir köprü kurulmasını sağlayarak Kanuni Sultan Süleyman’ın gözbebeği haline gelen Sinan, asker olduğu sırada Viyana’da, İran’da, Irak’ta, Mısır’da, Suriye’de ve Güney Avrupa’da bulunan mimari eserleri inceleme fırsatı yakaladı. Henüz şaheserlerini yaratmamış olan Sinan, bu gözlemlerin neticesinde Halep’te Hüsreviye Külliyesi’ni, İstanbul’da Haseki Külliyesi’ni ve Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’ni tasarladı.

Şaheserleri arasında ise Şehzadebaşı Camisi ve Külliye’si, Süleymaniye Camisi ve Selimiye Camisi bulunuyor. Bu 3 eser ile beraber Sinan toplam 81 camii, 51 mescit, 55 medrese, 26 darül-kurra, 17 türbe, 17 imarethane, 3 darüşşifa(hastane), 5 su yolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 hamam olmak üzere 375 eser tasarladı.

2. Selim, 1. Süleyman ve 3. Murad döneminde başmimar olarak görev yapmış Mimar Sinan, 17 Temmuz 1588 yılında İstanbul’da öldü. Türbesi Süleymaniye Külliyesi’ndeki Haliç Duvarı’nın önünde bulunuyor.

HABER MERKEZİ