ÖSYM kapılarını ilk kez açtı
YKS başta olmak üzere, sınavların tüm hazırlık süreçlerinin yürütüldüğü kapalı merkezde sınav güvenliği, faraday kafesi ve sinyal...
YKS başta olmak üzere, sınavların tüm hazırlık süreçlerinin yürütüldüğü kapalı merkezde sınav güvenliği, faraday kafesi ve sinyal karıştırıcı jammer gibi özel sistemlerin yanı sıra 7/24 emniyet güçlerinin nöbetiyle sağlanıyor.
Sınava hazırlık sürecinde görevli personelin 45 günlük sınav kampı, kapalı merkeze giriş yaptıkları “kırmızı çizgi” ile başlıyor. Bu çizginin ötesine bir adım geçildiğinde, her ne suretle olursa olsun sınav tamamlanana kadar dış dünyayla iletişim kurulamıyor.Merkezdeki çöp bile soru güvenliği için 45 gün boyunca dışarı çıkarılmıyor. Bu sürede eksi 18 derecede bekletilen çöpler, sınav tamamlandıktan sonra bertaraf ediliyor. Kapalı merkezde kullanılan her türlü müsvedde kağıt veya baskı hatası olan soru kitapçıkları da toz haline getiriliyor. Merkezde, elektrik
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, 3 milyonun üzerinde başvuru yapılan YKS oturumları kitapçıklarının basım süreçlerine geçilmeden önce ÖSYM’nin kapalı merkezinde alınan güvenlik önlemlerini anlattı.
Kapalı merkezin kapılarının ÖSYM’nin 50. yılında ilk kez kamuoyuna açıldığını belirten Ersoy, çekimlerin de matbaanın boş olduğu bir zamanda gerçekleştirildiğini söyledi. bağlantı kabloları elektromanyetik dinlemelere karşı filtreleniyor.
GÜNDE 200 BİN SORU
Merkezde günde 200 bin soru kitapçığı basılıyor. Poşetlenerek RFID ile takip edilen kutulara yerleştirilen sınav evrakları, elektromekanik kilitlerle tırlara yüklenerek anbean takip edilerek merkezlere gönderiliyor.
Kapalı matbaada görevli personelin uzun soluklu mesailerinde tüm ihtiyaçlarının karşılanması için sinema, spor ve bilardo salonları, masaj koltukları, dinlenme alanları, yemekhane, yatakhane gibi özel alanlar hazır ediliyor.
Merkezde, her yıl 60’a yakın sınavda, 10 milyonun üzerinde aday için 10-45 gün süresince hazırlıklar yapıldığını anlatan Ersoy, bu merkezde tüm aşamalarda olduğu gibi üst düzey güvenlik önlemleri bulunduğunu vurguladı.
ÖSYM’nin sınav sorularının, kurumun gizlilik sözleşmesi imzaladığı binlerce yazar tarafından “kırmızı alan” adı verilen, yüksek güvenlik önlemlerinin alındığı yerde hazırlandığını hatırlatan Ersoy, soruların burada akademisyenlerce 3 kez denetlenerek şifreli soru havuzuna gönderildiğini belirtti.
Bayram Ali Ersoy, yıl boyu devam eden soru hazırlama aşamasının ardından sınavda çıkacak soru sayısının 10 katının, kriptolu sistemlerle kapalı matbaa merkezine getirildiğini belirtti.
Burada şifrelerinin çözüldüğünü aktaran Ersoy, daha sonra sorular üzerinde akademisyenlerin çalışmaya başladığını aktardı.
Her sınavda bir yazarın tek bir sorusunun yer alabileceğini, ikinci bir soruya izin verilmediğinin altını çizen Ersoy, “Dolayısıyla başka bir sınav güvenliğini de bu şekilde sağlamış oluyoruz. Hatta bir soru yazıldığı zaman en az 3-4 denetimden geçtiği için yazar, kendi sorusunu tanıyamayabiliyor. Bu çok önemli bir ayrıntı.” diye konuştu.
Yaklaşık 20 bin metrekare üzerine kurulu kapalı merkezde paketlenen soru kitapçıklarının nakil araçlarıyla da ilgili sınav merkezlerine gönderildiğini aktaran Ersoy, tüm bu süreçlerin yürütüldüğü kapalı matbaa merkezindeki güvenlik önlemlerine ilişkin şöyle konuştu:
“Kapalı matbaada akademisyen, uzmanlar, teknik personel, yemek, servis ve matbaa çalışanlarından oluşan 100’ü aşkın personel görev yapıyor. Sınav süreçlerinin yürütüldüğü bu alan, her türlü elektromanyetik dalganın engellendiği faraday kafesiyle çevrelenmiş, iletişimin yasak olduğu, sınav güvenliğinin üst düzey sağlandığı merkez. Bu merkeze cep telefonu dahil hiçbir elektronik eşya ile girilemiyor. Görevlilerimizin tamamı, x-ray cihazları ve el dedektörleriyle arandıktan sonra parmak izi okuma sistemlerinden geçirilerek merkeze alınıyor. Dolayısıyla üst düzey teknolojiyle her türlü sınav güvenliğini alıyoruz.”
Bayram Ali Ersoy, kapalı matbaaya giriş sürecinin “kırmızı çizgi” alanının bir adım ötesinde başladığını, buradan geçildiğinde her ne suretle olursa olsun dışarı çıkmanın mümkün olmadığını ifade etti.
Kapalı matbaa sürecinin YKS gibi büyük sınavlar için 45 güne kadar uzayabildiğine işaret eden Ersoy, “Bu süreçleri kısaltmaya çalışıyoruz, çünkü hocalarımızı ve diğer görevlileri, bu kadar uzun süre içeride tutmak zor ama en azından bu süreçte onları rahat ettirmeye çalışıyoruz. 4 yıldızlı otel konforunun sağlandığı merkez, sınav görevlilerimizin her türlü ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş durumda.” diye konuştu.
Ersoy, merkezde kullanılan yüksek teknolojili matbaa makinelerine ilişkin de bilgi verdi.
“Türkiye’deki tek, dünyada da sayılı kapasiteye sahip matbaa teknolojisini kullanıyoruz.” diyen Ersoy, şöyle devam etti:
“Matbaada bir günde 200 bin soru kitapçığı basılabiliyor. 3 milyonun üzerinde başvuru yapılan YKS oturumları için bu sene 5,5 milyona yakın soru kitapçığının baskı süresi 30 günü bulacak. Üstelik, bir sınıftaki kitapçıklardaki soruların yerleri değiştiriliyor, bununla kalmıyor cevapların da yerleri değiştiriliyor. Dolayısıyla birbirine eş iki kitapçık bulmak mümkün değil. Böylece sınav esnasında kopyanın önüne geçmek için bir sınav güvenliği daha almış oluyoruz. Bu yıl YKS sorularının basımı için 1500 ton kağıt kullanılacak. Dijital baskı süreci, sınav paketlerinin oluşturulması, sınav kutularına ve ardından tırlara yüklenmesi ve ilgili sınav merkezlerine gönderilmesi 45 güne varan bir süreç.”
ÖSYM Başkanı Ersoy, soru kitapçıklarının basımının ardından özel makinelerle su geçirmez malzemeyle tek tek poşetlendiği, kutulara yerleştirildiği ve merkezlere gönderildiği sistemi de tanıttı.
YKS’nin yaklaşık 110 bin salonda yapıldığını dile getiren Ersoy, “Baskısı tamamlanan soru kitapçıkları hat merkezine uygun şekilde şehir, okul, bina ve salon bilgileri ile tekrar poşetleniyor. Böylece devasa bir sınav süreci yürütüyoruz.” dedi.
Soru kitapçıklarının bulunduğu kutuların takibini RFID etiketleriyle sağlandığını belirten Ersoy, “Daha sonra kutular, tek kullanımlık kilitlerle tekrar koruma altına alınıyor. Buradan soru kitapçıkları, elektromekanik kilitlerin bulunduğu ve cihazlarla anbean takip edilen tırlara yükleniyor.” diye konuştu.
Ersoy, kapalı merkezde hocaların kullandığı her türlü müsvedde kağıt veya baskı hatası olan soru kitapçıklarının öğütülerek toz haline getirildiğini bildirerek, öğütülen kağıtların da sınav tamamlanmadan dışarı çıkarılamadığını belirtti.
Kapalı matbaa sürecinin kameralarla 7/24 kayıt altına alındığını, merkezde kullanılan kabloların da tempest sistemi ile filtrelendiğini belirten Ersoy, “Düşünün faraday kafesi, sinyal kesiciler ve daha niceleri… Dolayısıyla soruları üst düzeyde güvenlikle koruyoruz. Uluslararası standartlarda böyle bir kapalı matbaa merkezi bulunmuyor.” diye konuştu.
Ersoy, soru kitapçıklarının tırlara yüklendikten sonra yine güvenlik önlemleri altında merkezlere gönderildiğini belirterek, “Soru kitapçıklarının taşındığı tırları, zaman ayarlı elektromekanik kilit sistemi ile koruma altına alıyoruz. Elektromekanik kilidin hangi saatte açılacağını merkezden kodluyoruz, anahtarlarının da log kayıtları tutuyoruz.” bilgilerini paylaştı.
Sınavların tamamlanmasının ardından kitapçıkların ve cevap kağıtlarının depolandığı Sınav Evrakı Toplama Alanı’nda da açıklamalarda bulunan Ersoy, “Burada tüm sınav evrakı dijital ortama aktarılıyor. Üst düzey teknolojiyle beraber optik okuyucular sisteme aktarılıp sınav değerlendirmesi yapılıyor.” dedi.
OTEL KONFORU
Ersoy, ÖSYM görevlilerinin sosyal ve fiziki ihtiyaçlarına ilişkin alanları da tek tek tanıttı.
Mutfakta, kapalı dönem boyunca yiyecek ve içeceklerin hazırlandığını dile getiren Ersoy, ekmeklerin bile merkezdeki fırınlarda pişirildiğini anlattı.
Merkezde tek bir pencere dahi bulunmadığından havalandırma işleminin özel sistemlerle yapıldığını aktaran Ersoy, “20 bin metrekarelik merkezde, tek bir noktada dar bir alanda temiz havayla temas edilebiliyor. Burası da yine faraday kafesi ile kaplı. Dolayısıyla 7/24 içeriye oksijen pompalanıyor.” dedi.
Ersoy, görevlilerin sosyal ihtiyaçları için sinema, spor ile bilardo salonları, tenis kortu, masaj koltukları, dinlenme alanları, yemekhane ve yatakhane gibi özel alanların bulunduğunu belirterek, “Personelin matbaa içerisinde kapalı dönemde zihinsel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak, spor yapmalarını sağlamak için de elimizden gelen tüm imkanları sunuyoruz. Kısacası hocalarımıza 4 yıldızlı otel konforu sunmaya çalışıyoruz.” diye konuştu.
Merkezin tamamen kapalı olması nedeniyle duvarları çeşitli görsellerle donattıklarını aktaran Ersoy, “Elimizden geldiği kadar dış dünya ihtiyacını güzel görsellerle sağlamaya çalışıyoruz. Burada çalışmak müthiş bir özveri istiyor. Görevlilerimize 45 gün boyunca bu özveriyi gösterdikleri için çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
HABER MERKEZİ