• Haberler
  • Gündem
  • Özgür Özel: Hatay'ı AK Parti'ye emanet edeceğime Lütfü Savaş'a emanet etmeyi tercih ederim

Özgür Özel: Hatay'ı AK Parti'ye emanet edeceğime Lütfü Savaş'a emanet etmeyi tercih ederim

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parlamento muhabirlerinin bir bölümüyle bir araya geldi. 31 Mart yerel seçiminde...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parlamento muhabirlerinin bir bölümüyle bir araya geldi. 31 Mart yerel seçiminde başarılı olmayı beklediklerini söyleyen Özel, hem AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hem de partisindeki muhaliflere seslendi. Özel, “Yerel seçim olduğu için seçmen kendisini ve kentini düşünecektir. Biz kamuoyu desteğini kaybetmeyiz. 1 Nisan’ı bekleyenler, ama Recep Tayyip Erdoğan ama parti içindeki üç-beş hazımsız avuçlarını yalarlar” dedi.

1994’teki gibi 31 Mart’ta ciddi sayıda belediye kaybedebilecekleri görüşüne karşı çıkan Özel, belediyecilikte seçmenleri hayal kırıklığına uğratmadıklarını, partileri destek vermese de seçmenden destek alacaklarını söyledi.

15 Nisan’da Filistin’e gidecek

VOA Türkçe‘den Yıldız Yazıcıoğlu‘nun haberine göre, CHP Genel Başkanı, 15 Nisan’da Filistin’e gideceğini açıklayarak, “Filistin’de Mahmut Abbas ile görüşeceğiz. İsrail’deki, Filistin’deki yakınlarını kaybetmiş olan birkaç aileyle görüşeceğiz. Ramallah’ta tedavi gören yaralılarla, aileleriyle görüşeceğiz. Oradan bütün dünyaya ve Türkiye’ye önemli bir çağrı yapacağız” şeklinde konuştu.

‘1994 yaşanırsa tüm seçmenler endişe etmeli, kentler kolay kurtulmadı’

CHP Genel Başkanı, “CHP yine 1994 hezimeti mi yaşayacak?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Birincisi, şimdi 1994 benzetmesi benim endişe etmem gereken bir şey değil, Türkiye’deki bütün seçmenlerin endişe etmesi gereken bir benzetme. Çünkü Melih Gökçek belediyeciliği o zaman başladı. Bunlar belediyeleri aldıktan sonra Türkiye’ye nasıl bir süreç yaşatıyorlar? Kentlere hangi süreçleri yaşatıyorlar? Görmek lazım. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) 1994’te aldığında İstanbul’un yeşil alanına, yabancılara konut arsa satışına, kent suçlarına bakılmalı. Mesela (Erdoğan) ‘Biz İstanbul’a dikey mimariyle ihanet ettik’ dedi. Tayyip Erdoğan geldiğinde dört gökdelen vardı. Tayyip Erdoğan bıraktığında 256. Ve dedi ki, ‘Biz İstanbul’un böğrüne hançer çapladık’ dedi. O yüzden 1989 iyi, 1994 kötü. 1994 yaşanırsa bu benim için kötü olmaz. Bu kentler için kötü olur çünkü kurtuluş kolay olmadı.”

‘DEM Parti, AK Parti ile görüşmeler yapıyor’

“İkincisi, bizim bir önceki seçim ile bu seçim arasında şöyle bir fark var: HDP bir talebi olmaksızın AK Parti’ye kaybettirmek için her şeyi yapıyordu. Bu seçimde ise gücünü AK Parti’ye değil biraz da muhalefete göstermek istiyor. DEM Parti’nin izlediği stratejiye baktığımızda kendi sözcüleri, milletvekilleri AK Parti ile 1 Nisan sonrasına yönelik, kayyum atama meselesi başta olmak üzere çeşitli görüşmeler yapılıyor. Bu iddialar yalanlanmadı. Ayrıca bize kazandırmak değil, gerekirse kaybettirmek üzerine bir başka strateji var. İYİ Parti ve diğer ittifak ortaklarımızla biz ittifak yapmak, ittifak değilse de ikili işbirlikleri yapmak için gayret gösterdik. Ama bunlar çok sınırlı kalabildi. O yüzden şartlar çok lehimize değil gibi gözüküyor.”

‘Parti içindeki birkaç hazımsız mücadele gösteriyor’

“İktidar medyası, parti içindeki birkaç hazımsızın, saçma sapan tavır içinde olan azınlığın sesini duyurabilmek için mücadele gösteriyor. Üç saat boyunca CHP konuşuyorlar. İliç varken CHP konuşacak kadar şuurunu kaybetmiş ve bizden korkulan bir süreç var” diyen Özel, “1 Nisan’ı bekleyenler, ama Recep Tayyip Erdoğan ama parti içindeki üç-beş hazımsız avuçlarını yalar. Çok güçlü, çok dinamik bir kadromuz var” diye konuştu.

Erdoğan’ın “oy yoksa hizmet yok” stratejisi içinse “Birincisi bence seçmen, tehdit, şantaj kabul etmez. Bu daha önce defalarca sınanmış bir şey. Kenan Evren tehdit ile sonuç alamamış, yapamamış. Recep Tayyip Erdoğan 2019’da yapamamış. 2024’te böyle bir şeyin işleyeceğini nasıl düşünüyorlar, anlamıyorum” dedi.

‘Şimdi Erdoğan ile Bahçeli’nin DEM’li çayları içme zamanı’

Özgür Özel “Kent uzlaşısı ile DEM Parti ile işbirliği mi?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Bu ‘kent uzlaşısı’ denilince ‘DEM ile CHP anlaştı’ ifadesi kullanılıyor. Kent uzlaşısını biz şöyle okuyoruz: Bizim de oy verebileceğimiz aday varsa destekleriz. Bazen sanki protokol yapılmış gibi DEM Partili seçmenler de oy verecek gibi yorumlar yapılıyor. Eğer DEM Parti bir yerde adayı kent uzlaşısı, kriterlerine müsait görüyorsa aday çıkarmıyor. Bunu da bizimle bir protokol kapsamında yapmıyor. Mesela Mersin’de, Adana’da anlaştık iddiası vardı. Nerede anlaştık? DEM Parti, Adana’da, Mersin’de aday çıkarıyor diye biliyorum. Onlar bakıyorlar. Bu mevzuda şimdi DEM’li çayları içme zamanı Erdoğan ile Bahçeli’nin. Şimdi Erdoğan ile Bahçeli’nin Türkiye’yi meşgul eden ifadelerinden bu süreci nasıl savunacaklarını merak ediyoruz.”

‘Hatay’da bir Hatay ittifakına ihtiyaç var, Savaş en güçlü seçenek’

Hatay’da yeniden aday gösterilen Lütfü Savaş’ın arkasında duran Özgür Özel şu ifadeleri kullandı:

“Anketler şunu gösteriyor: Hatay’da bir Hatay ittifakına ihtiyaç var. Aramızda Adalet ve Kalkınma Partisi ile üç dört puan bir fark var. Bazen önde, bazen geride ölçülüyor. Bunun sebebi de Hatay’da duygular çok yüksek seviyede. Hatta ölçme-değerlendirme ekibi bize ‘bu şartlarda aslında bu şehirde anket yapılamaz’ görüşünü de aktardı. Saygın anket kuruluşları çalışmalarının kiminde üç puan öndeyiz, kiminde dört puan gerideyiz. Hatay’da şu gerçek var: AK Parti ile CHP arasındaki yarışta, muhalif partiler, TİP, DEM Parti, diğer sol partiler taraf seçerlerse biz seçimi kazanıyoruz. Lütfü Savaş’a şunu dedim, ‘Sizi dışarıda bırakmayacak bir formüle ihtiyacımız var.’ Çünkü Lütfü Savaş’ın anket kırılımlarında AKP ve MHP seçmeninden çok ciddi oy alıyor. Bu bütün anketlerde böyle. Zaten yüzde 25’e, yüzde 75’lik bir sosyoloji var orada. Sadece kendi oyumuzu almaya çalıştığımızda yüzde 25 alırız. Dolayısıyla ‘Lütfü Savaş’sız da olmayacak. Bu şartlarda risk var, Savaş ile de olmayabilir mi?’ Lütfi Bey ile görüştük ve devam ediyoruz. AK Parti’nin karşısındaki en güçlü seçenek olarak bir başka alternatif yok orada.”

‘Hatay’ı AK Parti yerine Lütfü Savaş’a emanet etmeyi tercih ederim’

“Lütfü Savaş seçimi kazanır ancak CHP’den ayrılırsa: “Görüşmemizden ayrılırken en son Lütfü Bey, ‘Çok zor bir süreci birlikte geçirdik ama siz bana hiç haksızlık yapmadınız’ dedi. Çünkü işin esas sorumlusunun hükümet olduğunu görerek, Lütfü Bey’in günah keçisi ilan edilmemesine, Lütfü Bey’e ‘vurun abalıya’ dememeye, bütün sorumluluğu ona yıkmamaya dikkat ettim. Kendisiyle de kurduğumuz yapıcı bir diyalog var. Benim iktidarla kurduğum, kamuoyu önündeki ilişkilerde böyle işte sert polemikler falan oluyor. Ama ben parti içinde birlikte çalıştığım arkadaşlara karşı nezaket dilini hiç terk etmeyen ve yöneticiliği pozitif motivasyonla düşünen birisiyim.

Lütfü Bey, hiç ihtiyaç yokken döndü, ‘Bu süreçte beni herkes çok üzdü ama benim kadar üzülen ikinci bir kişi sizi gördüm. Teşekkür ederim. Ben 1 Nisan’da size buraya bizzat gelip teşekkür edeceğim. Borcumu ödeyeceğim’ dedi. Ben kazandığımız takdirde herhangi bir risk görmüyorum. Lütfü bey, bu seçimi kazanırsa çok ciddi bir siyasi başarı elde etmiş olacak. Kaybederse anlaşılır bir sonuçtu. Ama şu anda kazanmaya yakın bir noktadayız. 1 Nisan’dan sonrasına bir sürpriz olmaz. Bir de ben 1 Nisan günü Hatay’ı AK Parti’ye emanet edeceğime Lütfü Savaş’a emanet etmeyi tercih ederim.”

Bakmadan Geçme