• Haberler
  • Sağlık
  • Prof. Dr. Güneri, 'Ağız kanserine karşı yılda bir kez hekim kontrolü önemli'

Prof. Dr. Güneri, 'Ağız kanserine karşı yılda bir kez hekim kontrolü önemli'

Ağız kanseri ve belirtileri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Güneri, 'Ağız kanseri toplumda meme kanseri ya...

Prof. Dr. Güneri, 'Ağız kanserine karşı yılda bir kez hekim kontrolü önemli'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Ağız kanseri ve belirtileri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Güneri, “Ağız kanseri toplumda meme kanseri ya da akciğer kanseri kadar tanınmayan ve daha çok erkeklerde görülen bir kanser türüdür. Son zamanlarda ağız kanseri vakaları 30’lu yaşlara kadar inmiştir ve tüm kanser türleri sıralamasında sekizinci sırada yer almaktadır. Çok sinsi ilerleyen bir hastalık olduğundan ve hastalık ilerleme sürecinde hastada hiçbir şikâyet yaratmadığından dolayı bizler hastalarımıza 3’üncü veya 4’üncü evrede tanı koyabiliyoruz. Bu sebeple de geç kalındığında da, yaklaşık 5 yıl içerisinde hastaların yarısını kaybediyoruz” dedi.

“AĞIZ HİJYENİ, ALKOL VE SİGARA TÜKETİMİ ÖNEMLİ”

Ağız kanserine neden olan etkenlere ve tanının gecikme sebeplerine değinen Prof. Dr. Güneri, “Ağız kanserini tetikleyen birçok faktörün olduğunu biliyoruz. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi, alkol ve tütün kullanımı ağız kanseri oluşumunda da birinci faktör olarak karşımıza çıkıyor. Biz her sağlıklı bireye yılda bir kez hekim kontrolü öneriyoruz; ancak 65 yaş üzerindeyseniz, ağız hijyeniniz iyi değilse, sigara ve alkol tüketiyorsanız daha sık doktor kontrolüne gitmenizi tavsiye ediyoruz. Ağız kanserinde geç tanı sebeplerinden ilki hastaların korktuğu için hekime gelmemesi ve ağız sağlığını önemsememesidir. İkincisi, hekimlerin kanser olgularını ağızda hep karşılaştığımız kanser olmayan diğer lezyonlardan ayırt etmekte zorluk çekmeleridir.” şeklinde konuştu.

“3 TEDAVİ YÖNTEMİ VAR”

Ağız kanserinin tedavisi ve tedaviye bağlı olarak hastaların yaşadığı zorluklardan bahseden Prof. Dr. Hülya Çankaya, “Ağız kanseri teşhisi konmuş hastalarımıza 3 ayrı tedavi yöntemi uygulanıyor. Bu yöntemler kanserin yerine, tipine, büyüklüğüne, hastanın durumuna ve birçok farklı faktöre bağlı olarak değişiyor. Birisi cerrahi tedavi; kanserli dokunun ve altındaki kemiğe yayılması durumunda kemiğin çıkarılmasıdır. Diğeri kemoterapi de dediğimiz ilaç tedavisidir. Üçüncüsü ise radyasyon tedavisi yani halk arasında bilinen adıyla ışın tedavisidir” ifadelerini kullandı.

Bu tedavi yöntemlerinin tek başına kullanılabileceği gibi birlikte de uygulanabileceğini belirten Prof. Dr. Çankaya, “Kemoterapi dediğimiz ilaç tedavisi ve radyasyon tedavisinde hastanın yaşantısını olumsuz etkileyen bazı yan etkiler görülmektedir. Cerrahi tedavi yapılan hastalarda ise büyük defektler yani yüzde ve boyunda deformiteler, estetik olarak bozulmalar meydana gelmektedir. Bu yan etkileri önlemek için hasta ağız kanseri tanısı alır almaz, hekimlerin hastalarını bize de göndermelerini istiyoruz.” şeklinde konuştu.

CEMİL ZEYBEKER

Bakmadan Geçme