Prostat hastalıklarıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar
Prostat hastalıkları, genellikle ileri yaş grubuyla ilişkilendirilse de genç erkekleri de etkileyebilen önemli sağlık sorunları arasında yer alıyor.
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Şahinkanat, prostat hastalıklarıyla ilgili toplumda yaygın olan yanlış inanışlara açıklık getirdi.
GENÇ ERKEKLER DE RİSK ALTINDA
Prostatın yalnızca yaşlı erkeklerde görüldüğü düşüncesinin doğru olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Şahinkanat, “Prostatit (prostat iltihabı), özellikle 30-50 yaş arasındaki erkeklerde sık görülür. Ayrıca genetik yatkınlık, sağlıksız beslenme ve çevresel faktörler genç yaşlarda da prostat hastalıklarına yol açabilir” dedi.
BPH VE PROSTAT KANSERİ AYNI DEĞİL
İyi huylu prostat büyümesi (BPH), erkeklerin yarısında yaşla birlikte görülen doğal bir süreç olsa da bu durumun doğrudan kanserle bağlantılı olmadığını belirten Prof. Dr. Şahinkanat, “BPH ve prostat kanseri benzer belirtiler gösterebilir. Bu nedenle düzenli kontrollerle farkın belirlenmesi büyük önem taşır” diye konuştu.
PSA TESTİ TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL
Prostat Spesifik Antijen (PSA) testinin, prostat kanseri riskini değerlendirmede önemli bir başlangıç testi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şahinkanat, ancak tek başına kesin bir tanı koymadığını vurguladı. “PSA seviyesi enfeksiyon, iyi huylu prostat büyümesi veya diğer faktörler nedeniyle yükselebilir. Kesin tanı için prostat biyopsisi yapılmalıdır” dedi.
PROSTAT KANSERİ HER ZAMAN BELİRTİ VERMEYEBİLİR
Prostat kanserinin erken evrelerinde belirti göstermeyebileceğini belirten Prof. Dr. Şahinkanat, “İleri evrelerde idrar yapmada zorluk, kemik ağrıları ve kanlı idrar gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenle 50 yaşından itibaren (aile öyküsü olanlarda 40-45 yaşlarında) düzenli kontrol şarttır” ifadelerini kullandı.
PROSTAT HASTALIKLARI CİNSEL YAŞAMI BİTİRMEZ
Prostat hastalıklarının cinsel işlevleri etkileyebileceğini ancak bu durumun kesin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Şahinkanat, “Erken teşhis ve uygun tedavi ile sağlıklı bir cinsel yaşam sürdürülebilir. Cerrahi müdahale veya ilaçlar bazı durumlarda geçici ya da kalıcı etkiler oluşturabilir, ancak bu kişiden kişiye değişir” dedi.
HER TEDAVİ AMELİYAT GEREKTİRMEZ
Prostat kanseri tedavisinde her hastanın ameliyat olması gerekmediğini belirten Prof. Dr. Şahinkanat, “Hastalığın evresine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre aktif izlem, radyoterapi veya odaklanmış tedavi yöntemleri uygulanabilir” açıklamasında bulundu.
SAĞLIKLI YAŞAM PROSTAT HASTALIKLARINI ÖNLEYEBİLİR
Bol su içmenin prostat hastalıklarını tamamen önleyeceği düşüncesinin doğru olmadığını ifade eden Prof. Dr. Şahinkanat, “Su içmek genel sağlık için faydalıdır ancak tek başına yeterli değildir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve zararlı alışkanlıklardan kaçınmak, prostat sağlığı için daha etkili yöntemlerdir” dedi.
PROSTAT MUAYENESİ ACI VERİCİ DEĞİL
Erken teşhisin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Şahinkanat, “Parmakla yapılan prostat muayenesi kısa süren ve ciddi ağrıya neden olmayan bir işlemdir. Dijital rektal muayene ve kan testleri sayesinde erken teşhis mümkündür. Bu nedenle kontrolleri ertelememek gerekir” uyarısında bulundu.
Prostat hastalıklarıyla ilgili doğru bilgilere sahip olmak, erken teşhis ve etkili tedavi açısından büyük önem taşıyor. Uzmanlar, özellikle risk grubundaki bireylerin düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguluyor.