Sagalassos: Burdur'un gizemli antik şehri, tarihin sırlı yollarında bir yolculuk
Sagalassos, tarih boyunca nasıl bu kadar büyük bir medeniyetin merkezi olmayı başardı? Roma İmparatorluğu'na ait eserler, bu gizemli kenti koruyan sırları mı ortaya çıkarıyor? Tüm detaylar haberimizde...
Burdur’un Ağlasun ilçesinde, Akdağ’ın eteklerinde 1700 metre yükseklikteki Sagalassos Antik Kenti, Roma İmparatorluğu'nun Pisidia bölgesinin en önemli şehirlerinden biriydi. Tarihi, MÖ 3. binyıla kadar uzanan Sagalassos, ilk kez 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas tarafından keşfedilmiş ve günümüze kadar çok iyi korunmuş antik kalıntılarıyla dikkat çekiyor.
Roma dönemine ait yapılarla dolu olan Sagalassos, özellikle Antoninler Çeşmesi, büyüleyici tiyatro ve Neon Kütüphanesi gibi muazzam yapılarıyla öne çıkıyor. Bu yapılar, Roma İmparatorluğu’nun zengin kültürel ve mimari mirasını gözler önüne seriyor. Ayrıca, şehirde yapılan kazılarda ortaya çıkan 5.5 metre boyundaki İmparator Hadrian ve Marcus Aurelius heykelleri gibi önemli eserler, Burdur Müzesi’nde sergileniyor ve Sagalassos’un tarihsel bağlarını pekiştiriyor.
Sagalassos, 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınarak, korunması gereken bir kültürel miras olarak kabul edilmiştir. Ziyaretçilere sadece tarihi bir yolculuk yapmakla kalmaz, aynı zamanda Akdağ’ın muazzam doğa manzarasına karşı bir gezinti sunar. Antik kentin yüksek konumu, burayı "bulutların arasındaki şehir" haline getirmiştir.
Tarihe ve antik kültürlere ilgi duyanlar için Sagalassos, Burdur’un en değerli hazinelerinden biridir ve unutulmaz bir gezi deneyimi vaat ediyor.