• Haberler
  • Genel
  • “Sinan Ateş'i unutursam milletim hakkını helal etmesin”

“Sinan Ateş'i unutursam milletim hakkını helal etmesin”

İyi Parti lideri Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşuyor.

“Sinan Ateş'i unutursam milletim hakkını helal etmesin”
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İyi Parti lideri Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşuyor. Akşener’in konuşmasından öne çıkan detaylar şu şekilde:

“14 Mart Tıp Bayramı’nı, yürekten kutluyorum. İyi ki varsınız! İyi ki buradasınız! Başta vatanımızın kurtarıcısı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cesaretin sesi olan, Doktor Hikmet Boran’ı, İstiklalimizin, neferleri olan, tıbbiyelilerimizi ve istikbalin destanını yazan, tüm Milli Mücadele kahramanlarımızı; saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Aziz milletim; pandemide, yaklaşık 100’ü doktor olmak üzere, 600’ün üzerinde sağlık çalışanımız, hayatını kaybetti. Ayrıca, son yıllarda kışkırtılarak, azdırılan, sağlıkta şiddet eğilimi nedeniyle, görevleri başında saldırıya uğradılar, öldürüldüler. Ülkemizi derinden yaralayan, 6 Şubat depremlerinde ise, 94’ü doktor, 448 sağlık çalışanımızı kaybettik. 528 sağlık çalışanımız ise yaralandı. Onlara reva görülen, tüm zorluklara rağmen, depremden sonra bile, görev yerlerini terk etmeyen; ülkemizin her şehrinden, tüm engellemelere rağmen, deprem bölgesine, vatan sevgisiyle koşan; doktorlarımızın ve sağlık çalışanı kardeşlerimizin, özellikle bu zor süreçteki çalışmalarını, takdirle izledik. Her ne kadar, iktidarın başı ve liyakatsiz ekibi, onların, bu büyük fedakârlıklarına karşı, büyük bir vefasızlık göstermeye, devam etse de; bu kötülüğün, artık sonuna geliyoruz. Çünkü, o sene bu sene!

15 Mayıs’ta “giderlerse gitsinler” diyenler çekip gidecek, doktorlarımız ise baş tacı olarak burada kalacak. 15 Mayıs’tan itibaren mesleğinizi hak ettiğiniz koşullarda yapacaksınız. Önlüğünüzün beyazına çamur bulaştırmayacağız.

Sinan Ateş’i unutursam, unutturursam milletim bana hakkını helal etmesin. Sayın Erdoğan her işbilmezliğinde helallik istiyorsun ya, işte sana fırsat. İki güzel çocuğun, acılı annenin helalliğini alma fırsatı. Ayşe kızımıza söz veren sen değil miydin? “Bu işin peşine düşeceğim” diyen sen değil miydin? Hani milletin adamıydın, cumhurun reisiydin? Kendi kendine taktığın o sıfatların hakkını ver. Gün ortasında Başkentin göbeğinde işlenen bu cinayetin üstünden 3.5 ay geçti. Adalet hala yerini bulmadı. Açılan dava bir milim bile ilerlemedi. Suçlulara kelepçe takılacağı yerde adalete kelepçe takıldı. Failler yakalandı, yardım ve yataklık edenler serbest kaldı. Katiller yakalandı ama emri verenler serbest kaldı. Sayın Erdoğan, arkandan dönen dümenler karşısında bu kadar zayıf, bu kadar çaresiz olma. Adaleti gölgeleyenlerin karşısında bu kadar basiretsiz olma. Bu cinayetin asıl sorumluları kim açıkla. Sinan Ateş’in esas katillerini açıkla. Bugün Sinan Ateş’in canına kıyanların keyfi yerinde olabilir. Ama bu alçaklıkta eli olan, kolu olan kim varsa unutmasın ki Mayıslar bizimdir.

AK Parti iktidarı ve Bay Kriz enteresan seçim manevraları yapmaya başladı. Panik içinde her savrulmada ilkesizliklerini gözler önüne seriyorlar. 2019’da tekrarlanan İstanbul seçimlerinin hemen öncesinde benzer işlere girişmişlerdi. Seçim kazanmak için terörist başına sekreterlik yapmayı bulmuşlardı. Cumhur İttifakına yeni üyeler katılıyor. Allah tamamına erdirsin. Bu yeni birliktelikler sonrasında Sayın Erdoğan’ın seçim beyannamesine yeni başlıkların dahil olduğunu düşünebiliriz. Erdoğan’ın seçim beyannamesinde artık Türkiye’nin Şeyh Sait isyanı yüzünden özür dilemesi var. “Ne mutlu Türküm diyene” yazılarının silinmesi var. Kadınlara fıtratlarına göre yaşama zorunluluğu var, kadınlara zulüm var. Kadınlara yönelik şiddetin önünün açılması var. Cumhuriyet değerlerimize saldırı var, paralel eğitim kurumları var. Eğreti ata binen tez inermiş. Sizin için de aynısı olacak. Şurada 2 ay kaldı. Giderayak istediğiniz örgütü ittifakınıza katın. 2 ay sonra tıpış tıpış gidecek, toptan emekli olacaksınız.

Hizmet etmek isteyene zorluk çıkarıyorlar. Yaralara sebep olan şirketlere alelacele ihale açıyorlar. Biz yeni sorunlarla boğuşuyoruz. Eğer bu iktidarda zerre merhamet ve ciddiyet olsaydı şimdiye kadar bir çok istifa olurdu. Kızılay Başkanı insan içine çıkmaktan utanacağı yerde, koltuğuna sımsıkı tutunup, “Atatürk’ün emriyle yapılan satışlar var” diyor. “Biz bu işi batırdık, özür diliyoruz” demeleri gereken yerde beceriksizliklerine ve arsızlıklarına kılıf arıyorlar. Allah aşkına neden aranızdan tek bir kişi istifa etmiyor? Bu yıkımın tek bir sorumlusu yok mu?”

 

Bakmadan Geçme