Sinsi hastalık 30'lu yaşlara kadar indi

Kalp damar tıkanıklığı, her geçen yıl daha genç yaşlarda görülmeye başlanıyor. 30'lu yaşlar, artık kalp krizi riski için bir sınır mı? Bu gizli tehlike, ne kadar farkındasınız? Erken tanı hayat kurtarır mı? İşte kalp sağlığınız için bilmeniz gerekenler!

Egepol Hastaneleri Kardiyovasküler Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hakkı Kazaz, kalp damar tıkanıklığı riskinin günümüzde 30'lu yaşlara kadar indiğini belirterek, bu hastalığın erken tanısının hayat kurtarıcı olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Kazaz, kalp damar tıkanıklığının genetik faktörler, yaşam tarzı ve çevresel etkilerle ortaya çıktığını ifade etti ve erken dönemde yapılan kontrollerin önemini söyledi.

 KALP DAMAR TIKANIKLIĞI

Sinsi hastalık 30'lu yaşlara kadar indi

Kalp damar tıkanıklığı, belirti vermeden ilerleyen ve sinsi şekilde seyreden bir hastalık olarak dikkat çekiyor. Prof. Dr. Kazaz, "Kalp damar tıkanıklığı hastalığı belirti vermeden son derece sinsi ilerler. Bu hastalık, bireyleri olduğu kadar kalp doktorlarını da yanıltabilecek kadar gizlidir. Hiçbir rahatsızlığı olmayan bir kişi bile kalp krizi geçirebilir," dedi. Kazaz, bu hastalığın doğumla başlayan genetik bir rahatsızlık olduğunu ve genellikle yüzde 95'inde belirti vermediğini söyledi. Ayrıca, mide ağrıları, sırt ağrıları veya reflü gibi belirtilerin kalp damar tıkanıklığı ile karıştırılabileceğini belirterek, yanlış teşhislerin ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.

DÜNYADA ÖLÜM SIRALAMASINDA İLK 3'TE

Kalp damar tıkanıklığı, dünyada ölüm sıralamasında ilk üçte yer alıyor. Prof. Dr. Kazaz, "Bu hastalık, kalp ve akciğer yetmezliğine yol açarak insanların yaşam kalitesini düşürebilir. Ayrıca, ritim problemleri ve pıhtı oluşumuyla birlikte beyin başta olmak üzere birçok organın fonksiyonlarını kaybetmesine yol açabilir." diyerek hastalığın ölümcül etkilerini vurguladı. Kazaz, 30-40 yaşlarındaki bireylerin rutin kardiyoloji kontrollerini yaptırarak risk analizlerini gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi.

ERKEN TANI İLE HAYAT KURTARIN

Prof. Dr. Kazaz, 40 yaş üzerindeki bireyler için koroner tomografi anjiyografi gibi gelişmiş görüntüleme yöntemlerinin önemine değindi. "Renkli anjiyo olarak bilinen bu test, kalp damarlarıyla ilgili yüzde 95 doğrulukla doğru görüntüleme sağlar. Erken evrede yakalanan bir hastalık, tedaviye daha kolay cevap verir," dedi.

HASTALIĞA KARŞI DOĞRU TAKİP STRATEJİSİ

Prof. Dr. Kazaz, kalp damar tıkanıklığı teşhisi koyarken hastaların doğru analiz edilmesi gerektiğini söyledi. Efor testleri ve sintigrafi testlerinin bazen yanıltıcı sonuçlar verebileceğini belirterek, ailede kalp damar tıkanıklığına bağlı ölümler veya tedavi uygulamaları yaşayan bireylerin, kalp damar hastalığına karşı daha yüksek risk taşıdığını ifade etti. "Ailede birden fazla kalp damar tıkanıklığı nedeniyle can kaybı yaşanmışsa, 45 yaş üstü bireylerde bu hastalığın görülme olasılığı yüksek," dedi. Bu durumda uzman hekimler, kişiye özel tedavi süreçleri belirleyerek ilaç tedavisi, stent yerleştirilmesi, balon tedavisi ya da bypass ameliyatı gibi seçenekler sunuyor.

SAĞLIKLI BİR KALP İÇİN HAYAT TARZI ÖNERİLERİ

Kalp damar sağlığını korumak için bazı önemli tedbirlerin alındığını belirten Prof. Dr. Kazaz, sağlıklı bir kalp için günlük yürüyüş yapmanın, sigara içmemenin, kilo ve kolesterol kontrolü sağlamanın, stres yönetiminin ve yüksek tansiyon ile diyabet gibi hastalıkların tedavi edilmesinin büyük önem taşıdığını söyledi. "Hastalıkların tedavi edilmesi ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının benimsenmesi, kalp sağlığını koruma noktasında hayati rol oynar," diye ekledi.

Kalp damar tıkanıklığı riski her geçen gün daha genç yaşlara inmişken, erken tanı ve düzenli kontrollerin önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor.

Bakmadan Geçme