Şizofreni erkeklerde daha erken ortaya çıkıyor

Uzmanlar, şizofreninin biyolojik, genetik ve çevresel etkenlerin birleşimiyle ortaya çıktığını belirtiyor. Hastalık, erkeklerde daha erken yaşlarda mı görülüyor? Erken tanı ve tedavi süreci hastaların yaşam kalitesini nasıl etkiliyor?

Şizofreni, bireyin düşünce yapısını, algılarını ve davranışlarını etkileyen kronik bir ruhsal bozukluk olarak tanımlanıyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alptekin Çetin, hastalığın genellikle ergenlik sonları ile erken yetişkinlik arasında ortaya çıktığını ve erkeklerde belirtilerin kadınlara kıyasla daha erken başladığını söyledi.
Hastalığın, halüsinasyonlar, sanrılar, motivasyon eksikliği ve bilişsel zorluklarla kendini gösterdiğine dikkat çeken Dr. Çetin, erken tanı ve tedavinin hastalığın yönetilmesi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Multidisipliner bir yaklaşım, ilaç tedavisi, psikoterapi ve aile desteğiyle hastaların yaşam kalitesinin artırılabileceğini ifade etti.

ŞİZOFRENİ BİREYİN GERÇEKLİK ALGISINI DEĞİŞTİRİYOR

Şizofreni, bireyin dünyayı algılama ve ona tepki verme biçimini önemli ölçüde etkileyebilen bir hastalık olarak tanımlanıyor. Psikiyatri Uzmanı Dr. Çetin, hastalığın belirtilerini şu şekilde sıraladı:
•    Pozitif belirtiler: Halüsinasyonlar, sanrılar, düzensiz düşünce yapısı ve dağınık davranışlar
•    Negatif belirtiler: Motivasyon eksikliği, sosyal geri çekilme, duygusal ifadesizlik ve iletişimde zorluk
•    Bilişsel bozukluklar: Dikkat dağınıklığı, karar verme zorluğu ve yürütücü işlevlerde bozulma
Şizofreninin erkeklerde kadınlara göre daha erken ortaya çıkabileceğini belirten Dr. Çetin, belirtilerin genellikle 15-30 yaş arasında başladığını ve bireyin günlük yaşamına doğrudan etki ettiğini söyledi.

HASTALIĞIN KAYNAĞI BİRÇOK FAKTÖRE DAYANIYOR

Şizofreninin kesin nedeni tam olarak bilinmese de biyolojik, genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşimi sonucu ortaya çıktığı belirtiliyor. Dr. Çetin, şizofreni gelişme riskine dair şu bilgileri paylaştı:
•    Şizofreni hastası bir ebeveyni veya birinci derece yakını olan bireylerde hastalık riski %10 civarında.
•    Tek yumurta ikizlerinde bu oran %40-50’lere kadar çıkabiliyor.
•    Beyindeki dopamin ve glutamat dengesizliği hastalıkla ilişkilendiriliyor.
•    Doğum öncesi enfeksiyonlar, stres, travma, çocuklukta ihmal veya istismar gibi faktörler riski artırabiliyor.

ERKEN MÜDAHALE VE TEDAVİ HASTALIĞIN ŞİDDETİNİ AZALTABİLİR

Şizofreninin tamamen önlenemeyeceğini ancak erken tanı ve uygun tedaviyle belirtilerin kontrol altına alınabileceğini belirten Dr. Çetin, araştırmaların erken müdahalenin atakların sıklığını ve şiddetini azaltabileceğini ortaya koyduğunu söyledi.
Tedavi sürecinin ilaç tedavisi, psikoterapi, aile desteği ve sosyal beceri eğitimlerini içerdiğini ifade eden Dr. Çetin, multidisipliner bir yaklaşımın kritik önem taşıdığını belirtti.

UYGUN TEDAVİ VE DESTEKLE YAŞAM KALİTESİ ARTABİLİR

Şizofreni tanısı alan bireylerin yaşam kalitesinin birçok faktöre bağlı olduğunu vurgulayan Dr. Çetin, şu değerlendirmelerde bulundu:
•    Tedaviye uyum, belirtilerin yönetilmesi ve hastalığın kontrol altında tutulması için kritik öneme sahip.
•    Aile desteği, bireyin sosyal hayata katılımını destekleyerek izolasyonu önleyebilir.
•    Stres seviyesinin düşürülmesi, belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilir.
•    Hasta ve ailelerin bilinçlenmesi, hastalıkla mücadelede daha etkin bir yol izlemelerini sağlar.

Dr. Çetin, şizofreniyle yaşayan bireylerin uygun tedavi ve destekle sosyal hayata katılım sağlayabileceğini ve yaşam kalitelerini artırabileceğini sözlerine ekledi.

 

Bakmadan Geçme