Soğuklarla savaşmanın 10 yolu

Kışın daha kolay hasta oluyoruz. Bunun önüne geçmek için basit ama etkili yollar var. İşte yollar:

Kışın gelmesiyle nezle, farenjit, larenjit ve sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları, influenza virüslerinin neden olduğu grip salgınları, bronşit ve zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonları sık görülüyor. Havaların soğuması nedeniyle kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunulması, havada asılı virüs ile bakterilerin yayılmalarını kolaylaştırıyor. Bu hastalıklarda oluşan öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı, yorgunluk ve ateş gibi sorunlar okul ile iş gücü kaybına yol açıyor ve sosyal hayatını olumsuz etkiliyor. Risk grubundaki kişilerde hastaneye yatışa, hatta hastanın hayatını kaybetmesine neden olabiliyor. Acıbadem Beylikdüzü Cerrahi Tıp Merkezi İç hastalıkları Uzmanı Dr. Gültekin Barut, sağlık tedbirleri aldığımızda enfeksiyonlardan korunabileceğimize dikkat çekerek “Grip aşışımızı yaptırarak, bağışıklık sistemimiz zayıfsa, kan düşüklüğü veya vitamin eksikliği, burun yolu ile solunum sistemimizde sıkıntılar varsa tedavilerle gidermeye çalışırsak, kışa daha iyi hazırlanmış oluruz” diyor. 

Üst solunum yolu enfeksiyonundan korunmada dikkat etmemiz gereken en önemli kural el hijyeni.  İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Barut, üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için almanız gereken önlemleri anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.

Enfeksiyon hastalıklarının birçoğu el ve ağız aracılığıyla bulaşıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Barut, enfeksiyonlardan korunmamız için ellerimizi sık ve doğru yıkamanın alacağımız en etkili önlem olduğuna işaret ederek  “Eşya, araç, gereç ve yüzeylerle temas ettikten sonra, bilekleri kapsayacak şekilde ellerin tamamı, avuç içleri, parmak araları olmak üzere, bol su ve sabunla, en az 20 saniye yıkamalıyız. Yıkama imkanı yoksa uygun el antiseptikleri ve dezenfektanlar kullanabiliriz” diyor. 

Günlük hayatımızda kapı kolları, yürüyen merdivenler, asansör butonları, toplu taşıma araçlarındaki tutacaklar, market arabaları ve kapı zilleri gibi sıkça dokunduğumuz bu yüzeyler adeta gizli mikrop yuvalarına dönüşebiliyor. Dolayısıyla, bu yüzeyleri tutarken kağıt peçete kullanmayı alışkanlık edinin. Eğer bu mümkün olmamışsa elinizi yıkamayı ya da dezenfektan ile temizlemeyi ihmal etmeyin.

Özellikle kronik hastalıkları olanlar, 65 yaş üstü kişiler ile sağlık çalışanlarının grip aşısı; risk grubunda olanların zatürre aşısı olmaları, önemli korunma yöntemi olarak tavsiye ediliyor. 

Eğer aile bireylerinden hasta varsa, kişisel hijyen ve izolasyona uymanız önemli.  Hasta bireyle yakın temastan kaçınmak, bir aradayken maske takmak, ortak malzemeleri ayırmak gibi önlemler, mikropların bulaşma riskini büyük oranda önlüyor.

Havaların soğumasıyla kapalı ve kalabalık ortamlarda çok zaman geçirmemiz bakteri ve virüslerin yayılımını kolaylaştırıyor.  İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Gültekin Barut,dışarıya çıktığınızda,  özellikle soğuk havalarda ağız ve burnunuzu kaşkol veya atkıyla kapatmanız gerektiğini vurgulayarak, “Bu şekilde en azından soluduğumuz hava ısınırken bir yandan da havadaki mikroplar da kısmen bloke oluyor. Yine aynı şekilde, kalabalık ve kapalı ortamlarda, toplu taşımalarda ağız ve burnu kapatan maske kullanmamız da mikroplardan korunmamızda fayda sağlayacaktır” bilgisini veriyor.  

Ortak ofis malzemeleri, sabit telefon ahizeleri, kapı kolları, mouse ve bilgisayar klavyeleri, masa ile yüzeylerin sık aralıklar ve uygun şekilde temizlenmeleri, mümkünse ortak kullanımın azaltılması gerekiyor. Zira, özellikle  öksürmenin ve hapşırmanın olduğu ortamda mikroorganizmalar yüzeylere de yayılabiliyor. Dolayısıyla her  sabah işe başlamadan önce masa ve bilgisayar klavyesi gibi  sık temas ettiğiniz yüzeyleri  temizlemeniz,  enfeksiyonlardan korunmanızda yarar sağlıyor. 

Bağışıklık sistemimizin güçlü kalmasında ve enfeksiyonlardan korunmada sağlıklı beslenmek son derece önemli bir işlev üstleniyor. İç hastalıkları Uzmanı Dr. Gültekin Barut “Sağlığımız için çeşitli türden ve mevsime özgü sebze ile meyveleri yeterli miktarda tüketmeli, dengeli beslenmeli, her gün 2- 2.5 litre su içmeli ve doğal ürünlerle beslenmeyi alışkanlık edinmeliyiz” diyor. Ayrıca güçlü bir bağışıklık sistemi için her gün yeterli ve kaliteli uyumaya da mutlaka dikkat etmemiz gerektiğine işaret eden Dr. Gültekin Barut, günlük çalışma şartlarında, gerekli durumlarda dinlenmeye  zaman ayırmanın da bağışıklık sitemimizin güçlü kalmasına katkı sağladığını belirtiyor. 

Düzenli egzersiz yapmanız, örneğin günlük 7.000-10.000 bin adım arası yürümeniz, özellikle uygun havalarda açık hava yürüyüşleri yapmanız, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riskinizi azaltıyor. 

Kapalı ortamın kalabalık veya havasız olması, solunum yoluyla ilgili hastalığı olan kişilerin  konuşma, öksürük ve hapşırık  yoluyla virüs veya bakterileri bulaştırma riskini artırıyor.  Bu nedenle, ev ve işyerinizi, ortalama olarak her saat 5 dakika gibi bir süre düzenli olarak havalandırmayı ihmal etmeyin. 

Günlük hayatımızda banka, alışveriş merkezi ve işyeri gibi birçok ortamda sık sık kalem kullanıyoruz. Böyle durumlarda kendi kaleminizi kullanmayı alışkanlık edinin. Bu mümkün değilse, kullanım sonrasında el dezenfektanıyla elinizi mutlaka temizleyin. 

Basın Bülteni

Bakmadan Geçme