• Haberler
  • İzmir
  • Soyer’den ‘İmamoğlu’ ve ‘Yavaş’ yanıtı: ‘İttifak’ sorusuna cevap!

Soyer’den ‘İmamoğlu’ ve ‘Yavaş’ yanıtı: ‘İttifak’ sorusuna cevap!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, gündeme dair açıklamalarda bulunmak için ‘Çalar Saat’ programına canlı bağlantı...

Soyer’den ‘İmamoğlu’ ve ‘Yavaş’ yanıtı: ‘İttifak’ sorusuna cevap!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, gündeme dair açıklamalarda bulunmak için ‘Çalar Saat’ programına canlı bağlantı ile katıldı. Soyer’in açıklamalarından öne çıkan kısımlar şu şekilde:

‘TÜRKİYE YANGIN YERİ’

*Türkiye yangın yeri. İnsanlar büyük bir umutsuzluk içinde. Bir yandan seçimlerin yarattığı hayal kırıklığı ve beklentinin karşılanmamasından doğan öfke… İnsanların sabrı taşma noktasında. Bu bir yandan toplumsal uyumu ve ahengi de bozuyor. Bir yandan insanların geleceğe duyduğu güvenin sarsılmasına yol açıyor. Ne yazık ki böyle bir iklimden geçiyoruz. Evet doğru, koşullar çok ağır ama biz bu sorunları aşabiliriz. Bunları da aşacağız, kimsenin kuşkusu olmasın. Biz İEF’in 92’ncisini açmaya hazırlanıyoruz. Tam da umutların kırıldığı iklimde insanların neşesini arttırmak için 10 günlük dev bir organizasyon yapıyoruz. 26 büyük konser gerçekleşecek, fuar gençlik teması ile yapılacak. 1 Eylül’de başlıyoruz, 10 gün boyunca dolu dolu geçecek. Türkiye’nin her yerinden gençleri çağırıyoruz.

*Bu temayı seçmemizin iki temel nedeni var. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başlıyoruz. Bu noktada nasıl Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti gençliğe emanet etmişse biz de gençlerin önderliğinde girmeliyiz diye düşündük. İkinci bir neden ise İzmir 2026 Avrupa Gençlik Başkenti olmaya aday. 5 finalist şehir kaldı. İzmir’de o şehirlerden birisi.

‘TEMELİ ATILACAK’

*Biz bu sene 820 yataklı bir dev yurt inşaatının ihalesine çıkıyoruz. Bunun dışında bugüne kadar yaptığımız çok sayıda yurt var. Hem kendi kaynaklarımızla hem de bağışçılarımız ile açıldı. Eylül ayında da bir yurdun temelini atacağız. Üniversite öğrencisi sayısı İzmir’de 190 bin rakamına erişti. Mevcut yurtlar ise bu rakamı karşılamıyor. Çok fazla sayıda ihtiyaç var. Konut krizi zirve yapmış durumda. Bu barınma sorunu önümüzdeki günlerde daha da yükselecek. Her konuda çok büyük bir daralma ve sıkıntı var. Gençlerimiz okurken bütün bu mağduriyetleri katmerlenerek büyüyor.

*İklim krizi dünyanın her yerini etkiliyor. Artık biz hasta bir gezegen ile yaşıyoruz. Bu hasta gezegen semptomlarını ortaya çıkarıyor. Bu semptomlar bazen taşkınlar bazen kuraklık bazen de fırtına olarak kendisini gösteriyor. Karşılaştığımız en büyük problem kuraklık. İzmir’de 15-20 sene öncesine kadar yer altının 15 metre altında su çekerken şimdi daha derinlerde bile bulamıyorlar. Çok büyük bir kriz söz konusu. Yer altı kaynaklarının bu kadar kötü durumda olması bir iki sene yoğun yağışlar ile çözülemez. Biz bununla ilgili birkaç çalışma yapıyoruz. Öncelikle neden bu kadar su tükettiğimizi ve ne yapmamız gerektiğini araştırdık. Tükettiğimiz suyun yüzde 77’sini tarımsal üretimde kullanıyoruz. Yüzde 10’u evsel tüketim, yüzde 13’ü sanayi. Bizim tarımsal üretimde suyu nasıl azaltacağımıza bakmamız lazım. Biz yerli tohumlar, yerli hayvan ırklarına dönüş yapmalıyız. Pandemi gösterdi ki kendi kendisine yeten ekonomi kurmak çok kıymetliymiş. Biz bunu kaybettik. İthal ettikçe ithal etmek zorunda kalan bir ülke olduk. Böyle olduğu zaman tarımsal üretimde kullandığınız suyu da aşağı çekiyorsunuz. Mesela kara kılçık. Biz tekrar canlandırmak için Seferihisar’dan beri 10 yıldır mücadele veriyoruz. Haziran ayında 8.25 lira açıklanan buğday taban fiyatından sonra biz kara kılçık buğdayını iki katı fiyatından alıyoruz. Kısacası bunu arttırmaya başladık. Aynı şekilde büyük baş hayvancılık yerine küçük baş hayvancılık yaygınlaşmalı. Büyük baş hayvanlar çok su tüketiyor. Özetle biz küçük baş hayvanların sütünü daha pahalıya almaya başladık ve fabrika kurduk. Bu fabrika aslında bir kale, süt fiyatının piyasada regüle edilmesini sağlıyor. Tüccarlar da bizim verdiğimiz fiyatın aşağısında vermiyor. Bütün bu hikaye hem su tasarrufunu sağlıyor hem üreticinin yüzünü güldürüyor hem de coğrafyamız ile uyumlu ürünler yetişiyor.

*Arıtma tesisinden çıkan suyu tarımsal üretimden kullanıyoruz. Ve metreküpüne bir kuruş alıyoruz. İkincisi de sünger şehir uygulaması. Binaların çatılarına düşen yağmur sularını toplayarak bir rezerv oluşturmaya başladık. Tahtalı Barajı’ndan gelen suyun çok daha fazlasını çatılardan toplayabildiğimizi fark ettik.

*Yerel seçimlerin dinamiklere genel seçimlere göre çok farklı. Genel seçimlerde kurulan ittifaklar yerelde mümkün olmayabilir. Merkezde yani çatıda kurulan ittifaklar yereldeki ittifaklara göre farklı olabilir. Yerelde dinamikler farklı işler. Ben Türkiye’nin her yerinde belediye başkan adaylarının en çok oyu alabilmek için uygun gördükleri her türlü ittifakı yapabilmeler gerektiğini düşünüyorum.

’30 MİLYON ÖTV’

*İEF nefes almak ve umut büyütmek için bir fırsat. O nedenle gençlik teması ile yapıyoruz. Biz kamu idareleri de bu yangından nasip alıyoruz. Biz 13 lira yetişkin 5 lira öğrenciyi taşıyoruz. Normal koşullarda bizim bir kişiyi taşıma maliyetimiz 41 lira. Biz ayrıca 27 lira vatandaş için ödüyoruz. Bu sürdürülebilir değil. Tüm belediyeler benzer koşullar altında. Yapılacak çok basit bir şey var. ÖTV mazottan kaldırılmalı. Bir yat sahibi yatına mazot dolduruyor, bir kuruş ÖTV ödemiyor. Biz sadece ayda 30 milyon TL ÖTV ödüyoruz. Adı ‘Özel Tüketim Vergisi’ ama biz kamu taşımacılığı yapıyoruz.

Haber Merkezi

 

Bakmadan Geçme