- Haberler
- Genel
- Soylu: 'Türkiye'yi nasıl durduracağız' diye dövünüyorlar, çıldırıyorlar, sapıtıyorlar
Soylu: 'Türkiye'yi nasıl durduracağız' diye dövünüyorlar, çıldırıyorlar, sapıtıyorlar
Adana'da AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı'na İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Adana 103. İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu ve AKP milletvekillerinin katıldığı toplantıda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bu ülkede terörle mücadele yapılmak istendi. İnsansız hava aracı istendi, bu ülkede predatör istendi, Amerika’dan yardım edin terörü boğalım, hani biz ittifakız müttefikiz bize yardımcı olun destek olun, dediler. Onurumuzla gururumuzla oynadılar. Bir ülkeyi, bir milleti, bir Anadolu coğrafyasını 600 yıl bütün dünyaya hakkaniyet götüren, hiçbir yerde sömürge olmayan sömürge yapmayan bu milleti ezmek istedikçe ezdiler” dedi.
Ardından konuyu Adnan Menderes’e, Turgut Özal’a ve Necmettin Erbakan’a getiren Soylu, “Döndüler rahmetli Mendres’e hakaret ettiler. Yetmedi Demirel’in eşine hakaret ettiler. Yetmedi, ilk kez bir Cumhurbaşkanının alnı secdeye gidiyor diye kendisini sevdiğimiz sempati beslediğimiz rahmetli Özal’a yapmadıklarını bırakmadılar. Yetmedi, rahmetli Erbakan’a neymiş Libya’ya gitmiş. Misafir ev sahibinin kuzusudur, çadıra davet etmişse çadıra gider. Bir çadırı rejim meselesi haline getirip alt üst etmeye çalıştılar. Başbakanlıkta hoca efendilere iftar verdi diye neredeyse Türkiye’yi tarumar etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar” diye konuştu.
“ERDOĞAN’A DA AYNISINI YAPMAYA ÇALIŞTILAR”
Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Her şeyimizle uğraştılar. Bu ülkenin insanı sabahlara gecelere kadar çalıştı etti, emekli oldu. Emekli maaşı alabilmek için akşamın saat altısında Ziraat Bankası önünde kuyruğa girmek zorunda kaldı; karda, yağmurda, çamurda. Hep gazetelerde okuduk, bize bunları hep çektirdiler, emekli maaşı sırasındayken kalp krizi geçirdi, öldü diye, dondu ve öldü diye bunların her birini yaşadık. Bize şunu hissettirmeye çalıştılar, biz olmadan size hiçbir şey yapmayız, kararı biz veririz. Sizin sahibiniz biziz, sizin bizim dışımızda adım atanınıza da hakaret eder iftira ederiz. Rezil rüsva ederiz, doğru yanlış önemli değil perişan ederiz, dediler. Bunların her birini yaptılar. Recep Tayyip Erdoğan’a da aynısını yaptılar. Bu salona Sayın İl Başkanımızı davetiyle bir tek şey için geldim. Eğer gelmeseydim, ülkeme, milletime, kendime eksiklik yapmış olurdum. Allah sizden razı olsun, bir gün olsun geri durmadınız.”
“GEZİ OLAYLARINI YAPTILAR, HER YERİ YAKIP YIKMAK İSTEDİLER”
Bakan Soylu, “27 Nisan’ı yaptılar korkutmaya çalıştılar geri durmadınız, Gezi olaylarını yaptılar her yeri yakıp yıkmak istediler geri durmadınız. Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. 17-25 Aralık’ı FETÖ sahtekarları yaptı geri durmadınız. Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. 6-8 Ekim olaylarını yaptılar, Recep Tayyip Erdoğan’a bu ülkeye ve geçmişteki vesayet sistemine karşı çıkarak sahip çıktınız. 15 Temmuz’da çıplak ellerinizle beraber bu ülkede darbelerin nasıl mağlup edeceğiniz gösterdiğiniz. Ben danışma meclisine gelmedim, bir iradenin partinin teşkilatının önünde saygıyla eğilmeye geldim. Allah sizden razı olsun” ifadelerini kullandı.
“AYASOFYA CAMİSİ’NDE NAMAZ KILMAYI BİZE YASAK ETTİLER”
Bakan Soylu, “milletin acısını ve sabrını içine attığını” ifade ederek, “Ayasofya Camisi orada durdu. Biz özgür, bağımsız bir ülkeydik ama orada namaz kılmayı bize yasak ettiler, üzerimize öyle bir vesayet koydular ki ‘Biz izin vermeden siz hareket edemezsiniz’ dediler. Siyaseti ürküttüler, korkuttular. Siyaset yapmak isteyenlerin annelerine, babalarına ‘Oğlum aman uzak dur bak başına ne geleceği belli olmaz’ dediler. Öyle bir zaman dilimi içerisinde devreye girdiniz ki bu ülkede yüzde 8 binlik gecelik faizlerle hepimizi terbiye ettiler” diye konuştu.
“BÜYÜK DAVANIN YÜCE GÖNÜLLÜLERİ OLARAK ÇALIŞIYORUZ”
“Biz 300 yıldır bizi ezmeye çalışanlara karşı bir büyük davanın yüce gönüllüleri olarak çalışıyoruz” diyen Soylu, “Biz işimizi yapmıyoruz, biz davamızın, millet davasının, insanlık davasının peşindeyiz. Biz etrafımızdaki coğrafyada karşı karşıya kalan ezginliği ortadan kaldırabilmek, onların baskılarını ortadan kaldırabilmek, komşularımıza yapılan zulmü kendi elimizle bertaraf edebilmek, berhava edebilmek davasının peşindeyiz. Biz Filistin’den Libya’ya, Lübnan’dan Orta Doğu’ya, Orta Asya’ya kadar, Yemen’e kadar, Balkanlar’a kadar oluşturulan bütün baskıları ortadan kaldırmak için zengin olmak zorundayız, güçlü olmak, kuvvetli kudretli olmak zorundayız. Ne kadar patlarlarsa patlasınlar, ne kadar çatlarlarsa çatlasınlar İHA’mızı SİHA’mızı yaptık, Kızılelma’mızı yaptık, arabamızı yaptık, uçaklarımızı yapacağız.” ifadelerini kullandı.
“ÇILDIRMA” İDDİASI
Soylu, dünyanın Türkiye’deki gelişmeler karşısında tedirgin olduğunu öne sürerek, “Türkiye eski Türkiye değil. Savunma sanayinde yüzde 20’den yüzde 80’e geldik. Daha neler olacak. Çıldırıyorlar tabii. Niçin, Gabar’da petrol buluyoruz, Bingöl’de demir cevheri çıkarıyoruz, Bilecik’te altın madeni buluyoruz. Sakarya’da Karadeniz gaz sahasında gaz çıktığını gördükten sonra ‘Biz bu Türkiye’yi nasıl durduracağız’ diye dövünüyorlar, çıldırıyorlar, sapıtıyorlar” cümlesini sarf etti.
KILIÇDAROĞLU’NA: 14 MAYIS KİME KARŞI KAZANILDI?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14 Mayıs’a sahip çıktığını belirten Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yeter söz milletindir’ diye sahip çıktı. Peki 14 Mayıs kime karşı kazanıldı? Cumhuriyet Halk Partisi’ne öyle mi? Kendi milletvekilleri Mehmet Bekaroğlu’nun dediği gibi ‘tek parti faşizmine karşı kazanıldı’, dün öyle söyledi. Şimdi peki sadece bu kadar mı? Hayır. Neye benziyor biliyor musunuz bu? Şuna benziyor; zamanın birinde Bekri Mustafa diye bir adam var. Bekri Mustafa çocukluğunda bir din eğitimi almış. Sonra da kendisini alkole vermiş, sabah akşam içiyor. Kasabasında bir cenaze, camide kılınacak. İmamı arıyorlar, imama ulaşamıyorlar. Musalla taşında cenaze var, cemaat var, imam yok. Tam da Bekri Mustafa o zaman dilimi içerisinde oradan geçmesin mi? Bekri Mustafa’ya ‘Sen bu namazı kıldırır mısın?’ diyorlar. Kafasını eğiyor, düşünüyor, ‘Madem imam yok, kıldırayım’ diyor. Geçiriyor sarığı kafasına takıyor, cübbeyi de giyiyor, namazı kıldırıyor. Sonra cemaati hiç görmediği bir şeyi görüyor. Eğiliyor diyor ki, sandukaya bir şeyler söylüyor, kalkıyor. Cemaat merak ediyor, Bekri Mustafa’ya diyor ki ‘Biz bir imamım sandukayla görüşüp konuştuğunu hiç görmedik, sen ona ne söyledin acaba?’ diyor. Bekri Mustafa cemaate dönüyor, ‘Ona dedim ki, öteki dünyadan bu dünyanın halini sorarlarsa Bekri Mustafa imam oldu, onlar anlarlar’ diyor. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun Demokrat Parti’ye ve 14 Mayıs’a sahip çıkması Bekri Mustafa’nın meselesi gibidir. Millet her şeyi anlıyor.”
Bakan Soylu, “Bir kere 14 Mayıs’a sahip çıkabilmek için 15 Temmuz’da havalimanına indiğin zaman tanklar içerisinden sıvışmak değil, 15 Temmuz’da demokrasiye, millete ve işgale karşı bu milletle beraber olmak lazım. Öyle 14 Mayıs’a sahip çıkabilmek için dönüp bu ülkenin polisine, jandarmasına, Türk Silahlı Kuvvetlerine, cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticareti yapma konusunda iftira atmamak lazım. Onların yaptığı terörle mücadele, uyuşturucuyla mücadele, bu ülkenin birliğiyle ve beraberliğiyle mücadele, sonuna kadar sizle beraber olacağız demek lazım. Türk Silahlı Kuvvetlerine iftira atmamak lazım” ifadelerini kullandı.
“BU MİLLET KOALİSYONDAN ÇEKMEDİ Mİ?”
Altılı masaya yönelik eleştirilerini sürdüren Soylu, şunları kaydetti:
“Şimdi birisi çıkıp ‘Anayasadan Türklüğü sileceğim’ diyor. Kim o? Ali Babacan ve arkadaşları. Ötekisi çıkıyor ‘Biz seçiliriz geliriz ama her an kriz çıkabilir’ diyor. Niye? ‘Eğer bizim dediğimizi yapmazlarsa kriz çıkar, biz o krizle beraber yeniden seçime gideriz’. Ya profesör olsan ne yazar? Bu millet koalisyonlardan çekmedi mi? Son 21 yıldır Türkiye’nin bugün büyümesinin, zenginleşmesinin, dünyayla rekabet edebilmesinin en temel nedenlerinden bir tanesi nedir? Siyasal istikrardır. Peki bu siyasal istikrar çerçevesinde Türkiye bu adımlarını atıyor. Yeniden eski koalisyon günlerine dönülecek. Yeniden birisinin yazdığı birisinin bozduğu olacak. Bunlar niye aday seçemiyorlar biliyor musunuz? Niye cumhurbaşkanı adayı seçemiyorlar? Bir taraftan büyükelçiler, bir taraftan Amerika, bir taraftan FETÖ, bir taraftan HDP, PKK, bir taraftan bütün vesayet sistemleri icazet verecek. Atalarımız ne güzel demişler; çok ebe çocuk boğar demişler.”