Tarihin mirası: Malta

Malta, üçünde yaşam olan toplam beş adadan oluşuyor. Malta’yı doğal güzelliklerinin dışında öne çıkaran başlıca özelliğiyse yeryüzünde kilometre başına en yüksek kültürel ve tarihi mirasa sahip olması. Hatta başkent Valletta ve limanının tamamı UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde. Başkent demişken, şehir enlemesine 500 metre ve uzunlamasına da 1.5 kilometre ölçüleriyle Avrupa’nın en küçük başkentlerinden. Malta’nın Türklerle olan ilişkisi oldukça önemli. Osmanlı devletinin belki de çözülüşünün başladığı yer Malta.

ŞÖVALYE ADASI

Adada çeşitli topluluklar yaşam sürmüş (Yunan-Roma- Arap) ama en meşhurları St. Paul ve şövalyeleri. Soylu ailelerden seçilen şövalyeler, Osmanlıların Akdeniz’de ilerleyişinin önüne geçebilmek için Malta’ya yerleştirilmiş. Şövalyeler çok sevilmesine karşın en büyük şöhrete 1565’te Osmanlı devletinin Malta’yı kuşatmasıyla ulaşmış. Konumu sebebiyle Osmanlı’nın mutlaka sahip olmak istediği Malta, şövalyeleri tarafından başarılı bir şekilde savunulmuş. Kanuni Sultan Süleyman’ın döneminde, Osmanlı’nın yenilmez olduğu düşüncesi bu yenilgiyle son bulmuş. Öyle ki halen Malta halkı kuşatmayı püskürttükleri 8 Eylül tarihini

zafer bayramları olarak kutluyor.