Taş tozuyla sanat

Cemal Açık, 20 senedir taş tozuyla resimler yaptığını, doğa insan sanat üçgeninde taşları konuşturduğunu ve söz konusu uğraşına bir ‘’taş tablo’’ satın alarak başladığını dile getirdi.

Okul hayatından beri sanatla iç içe olduğunu ifade eden  Açık, emekli olduktan sonra kendini tam anlamıyla resim sanatına verdiğini belirterek, “Herkesin yapmadığı ve bilmediği bir uğraş’’ ifadelerini kullandı.

“TAŞLARI KONUŞTURUYORUM”

40 yıl önce Tarsus öğretmen okulunda bu sanatın dersinin okutulduğunu aktaran Açık, bu uğraşın gelişiminin yeterli olmadığını üzülerek dile getirdi. Farklı coğrafyalardan ilham alarak kendi çektiği fotoğrafları da sanatına katarak taştan tablolar yaptığının altını çizen Açık, ‘’Taşları tablo haline getirdiğiniz zaman size bir şeyler anlatıyor. Bu şekilde taşları konuşturuyorum’’ dedi.

TAŞ TABLO

Açık söz konusu sanatına yönelik şu ifadeleri kaydetti: “Resimlerimin hiçbirinde boya kullanmıyorum, taşların kendi rengini kullanıyorum. Doğadan bulduğum taşları topluyorum. O taşları parçalıyorum sonra havana girecek şekilde küçük parçalara ayırıyorum. Tekrar havanda dövüp eleklerden geçiriyorum, eleklerden geçirdikten sonra kullanacağım taşın büyüklüğüne göre o taşları yıkıyorum, tozu toprağı gidiyor bu sayede taşların mineralleri kalıyor, o mineralleri resmi çizdikten sonra üzerine yapıştırıyorum ve ortaya ‘’taş tablo’’ çıkıyor. Ayrıca bu uğraşı Kum resim sanatıyla karıştırıyorlar, bu tamamen farklı. Taşı kum haline siz getiriyorsunuz ama kum şeklinde değil, taşın minerallerini, iriliğini siz seçiyorsunuz. Bazıları daha ince olabiliyor ama kullanacağınız resmin boyutunu daha büyük yapabiliyorsunuz, eleklerden de ona göre geçiriyorsunuz.”

“GENÇLER BU SANATA YANAŞMIYOR”

Amacının bu sanatı gençlere aşılamak olduğunu vurgulayan Açık, “Gençlerin bu sanatla ilgilenmesini sağlamak istiyorum. Ama bana gelen gençler genelde benim kendi topladığım kırıp hazırladığım, şişelediğim hazır taşları almak istiyorlar. Ben de onlara dışarı çıkmalarını, doğayı teneffüs etmeleri gerektiğini, kuşların cıvıltısını, derenin şırıltısını dinlemenin bu işi icra etmek de ne kadar önemli olduğunu söylüyorum. Gençler kendi istekleriyle bir şeyler yapmalı ancak o zaman yaptıkları işten keyif alabilirler. Fakat hiç bir gencin buna yanaşmıyor. İşte insan doğa sanat üçgeninden kastım bu, ortak paydada buluşmak’’ dedi.

(Y.K.)