Taşıma zeytinle sofra kurulmaz
Sıla ARABACIOĞLU/ YENİ İZMİR – Ege Bölgesi'nde köylülerin en önemli geçim kaynaklarından birisi olan zeytinin üzerindeki...
Sıla ARABACIOĞLU/ YENİ İZMİR – Ege Bölgesi’nde köylülerin en önemli geçim kaynaklarından birisi olan zeytinin üzerindeki tehditler her geçen gün artıyor. Madencilik sektörü temsilcileri, ‘Zeytin ağaçlarını taşıyalım’ ve ‘Zeytine zararımız yok’ söylemlerini yineliyor. Ekoloji Uzmanı Prof. Dr. Doğan Kantarcı, taşınan zeytin ağacında verimin azaldığına ve tekrardan meyve vermesinin yıllar aldığını dile getirerek “Bu insanların elinden zeytinlerini alırsanız, nereye gidecekler? Bu da köyden kente göçe sebep oluyor” dedi.
“FAYDASI OLMAZ”
Zeytinliklerin genelde kireç taşından oluşmuş topraklarda yetiştiğini, eğimli arazideki zeytinliklerin ise orman alanındaki yabani zeytin ağaçlarının ve delicelerin aşılanması ile kazanıldığını belirten Prof. Kantarcı, “Her ağacı taşımak mümkün ama yeni yerine tutturmak mümkün değil. Anadolu’da zeytin meyvesi binlerce yıldır var, yeni başlamadı. Bir yerden söktüğünüz zeytin ağacını şu anda dikebileceğiniz bir yer yok. Şuradan zeytini alıp taşıyacağım derseniz gülerler adama. Zeytini taşıyabilmeniz için önce dallarını keseceksiniz sonra kütüğü dikeceksiniz. Kütükteki uyuyan gözler canlanıp 3-5 sene sonra kök salacak. Sonra tomurcuk patlayıp dal verecek. Ama o verdiği meyvenin bir faydası yok. Bir zeytin ağacından 10 teneke zeytin çıkıyorken, taşınan ağaçtan bir avuç ürün alınır. Köylü de bunu mu bekleyecek?” diye konuştu.
“KÖYLÜMÜZÜ KAYBEDİYORUZ”
Kantarcı, köyden kente göçe dikkat çekerek, “Ege’de köylü çam fıstığı, çam balı, zeytin ve biraz tarımdan geçimini sağlıyor. Bu köylünün çok fazla geliri yok, ancak kendi kendisine geçinip çocuğunu okutuyor. Hele ki bazı yerlerde sadece zeytinden geçimini sağlıyorlar. Bu köylünün elinden zeytinini söküp taşırsan ne ile geçimini sağlayacaklar? Ağacı taşırım demek kolay değil. Bin yıl önce burada insanlar yaşıyordu, bin yıl sonra da yaşamayacaklar mı? Bu insanların elinden zeytinlerini alırsanız, nereye gidecekler? Bu da köyden kente göçe sebep oluyor. Biz köylümüzü iç göçte kaybediyoruz. Üretim yapmazsak ne yiyip ne içeceğiz? Bunun ceremesini de herkes çekecek” ifadelerini kullandı.
Doğan Kantarcı, “500 yaşında zeytinler var, Osmanlı İmparatorluğu 600 yıllık. Buralara Yunan da girdi İtalyan da girdi, fakat hiçbirisi zeytinleri kesmedi. Hiçbirisi, ormanları kesmedi. Çünkü üretim yapılması gerekiyor. Sadece bunlar, bu memleketi altüst edip köylünün ekmeğini elinden alıyorlar” açıklamasını yaptı.
” AĞIZLARA SAKIZ ETTİLER”
Bergama Çevre Platformu Sözcüsü Erol Engel, “Madenciliğin, zeytine zarar vermediğini yıllardır ağızlarına sakız ettiler. Keşke zararı olmasaydı. Madencilik tamamen yok etmeye yönelik. Madenciliğin, zeytinciliğe zarar vermeden yan yana gitmesi tabiata aykırı. Yağ ürettik, zeytin ektik diyerek hep şirin gözükmeye çalıştılar. Mevcut siyasi iktidarlar madencilik yasasını defalarda değiştirerek geleceğe dair kaynakları bugünden tüketme yoluna gitti. Bu akılcı bir uygulama değil” dedi.