TİP’in vekil adayı Değirmenci: Meclis'te de hiç yalan söylemeyeceğim
14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ve 28’inci dönem milletvekili genel seçimlerine kısa bir süre kala İzmir’de...
14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ve 28’inci dönem milletvekili genel seçimlerine kısa bir süre kala İzmir’de seçim çalışmalarını sürdüren siyasi partilerden biri de Türkiye İşçi Partisi (TİP). Kentte birinci bölgeden aday çıkarmayan partinin ikinci bölgede ise 14 milletvekili adayı bulunuyor. TİP’in aday listesinde dikkat çeken isimlerden biri ise gazeteci İrfan Değirmenci.
Türkiye İşçi Partisi(TİP) İzmir 2. Bölge birinci sıra milletvekili adayı İrfan Değirmenci, seçim bölgesinde yoğun çalışma sürdürüyor. Yeni İzmir gazetesinden Özlem Kara ve Semi Tektaş’ın haberine göre, Değirmenci, sadece kendisinin değil en üç milletvekili ile meclise gitmek istediğini dile getirdi ve her iki bölgenin de adayı olduğunu vurguladı.
“21 YILLIK AKP İKTİDARINI UĞURLUYORUZ”
Milletvekili olmak gibi amacının olmadığını söylene Değirmenci milletvekili olma sürecini şu şekilde ifade etti:
“25 yıldır sigortalı gazeteci olarak çalışıyorum. Bunun son 17 yılında haber sunucusu olarak ekranda önce sabah haberlerinde sonra da ana haberde seyircinin karşısına çıktım. Halkımızın önünde büyüdüm desem yeridir. Her şeyi onların gözü önünde yaşadık. Bu süre içerisinde hiç onlara yalan söylemedim, şimdi oy verir de seçerlerse de Meclis’te de hiç yalan söylemeyeceğim, verdiğim en büyük vaat bu. İktidar değişiyor, 21 yıllık AKP iktidarını uğurluyoruz, lale devri bitti, sülale devri de bitiyor, bunu biliyoruz. Gezi’den bu yana hakkı yenilenlerin savunucusu oldum, içim kıpır kıpır ve yine halkı savunmaya devam etmek istiyorum. En iyi mücadelenin örgütlü mücadele olduğunu da biliyorum, son beş yıldır Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde dört kişiyle Erkan Baş, Sera Kadıgil, Ahmet Şık ve Barış Atay’la Türkiye İşçi Parti’sinin (TİP) ortaya koyduğu muhalefet beni öyle heyecanlandırdı ki çoğu insan gibi beni de öyle mutlu etti ki bu partide olmam gerektiğini hissettim. Emekli gazeteci olarak en azından gider Ankara il binasında çay ocağında dururum, yoldaşlara çay dağıtırım. İlk başvuru formunu internet üzerinden doldurdum. İlerleyen süreçte teşkilattan arkadaşlar beni aradılar, heyecanlanmışlar. Ertesi sabahta Erkan Baş aradı oturalım konuşalım dedi. Konuştuğumuzda da ben beni birinci sıradan seçilecek yerden aday gösterin demedim, kendileri düşündü. Benim nerede faydalı olabileceğimi düşündük, örgüt olarak İzmirlilerin karşısına beni vekil adayı olarak çıkartmaya karar verdiler. İzmir’den aday olunca çok heyecanlandım çünkü 2017 referandumunda hayır oyu kullanacağımı açıkladıktan sonra Kanal D’den kovuldum. Halk TV’de başlayana kadar geçen o sürede zamanımın çoğunu İzmir’de geçirdim. İzmir’in bu özgürlük havası, güler yüzlü insanları, oksijeni o kadar iyi geldi ki bana ikinci romanımı burada yazdım.”
“1 OY KEMAL’E 1 OY TİP’E”
İzmir’deki seçim çalışmaları hakkında konuşan Değirmenci, “Seçimler sosyal medyadan kazanılmıyor? Sosyal medya tarafında da büyük bir rüzgar esiyor, heyecan yaratılmış durumda, takipçi sayıları hızla artıyor sahaya da baktığınız zaman bu durum doğru orantılı ilerliyor. TİP’in son on günde rekor sayıda yeni üye kaydettiğini görüyoruz. Üye sayısında Türkiye’nin sayılı partileri arasında girdi. Şimdi de TİP olarak cadde cadde, sokak sokak esnafı geziyoruz, kahvehaneleri geziyoruz, hemşirelik derneklerine gidiyoruz, engelliler derneğine gittik, Bayraklı Cem Evi’ne gittik, Dersimliller Derneği’ne gittik. Çoğu yerde de bir oy, ‘Kemal’e bir oy TİP’e vermeyi düşünüyoruz’ cümlesini duydum. Dolayısıyla seçmenin karar vermiş olduğunu görüyorum, seçimde sürpriz yapmaya hazırlanıyor. Ben buna tip dalgası diyorum. İlk günden beri siyasetteki dip dalgası bu seçimlerde tip dalgası olacak” ifadelerini kullandı.
“SANA SÖZ ANNE”
Uzun yıllar önce ailesinin İzmir’de yaşarken ki bir anısını aktaran Değirmenci, “Yıl 1970 babam ve annem babamın görevinden dolayı İzmir Buca’da yaşıyorlarmış ve sonrasında babam kendisi üzerine atılan bir suç sebebiyle tutuklanıyor. İlk duruşmaya çıkabilmek için aylarca bekliyor. Babam da aylarca cezaevinde yatmış. Annem, bir başına hiç bilmediği bir şehirde eşi cezaevinde ailesine de durumu anlatamamış izah edememiş, bir bebek iki çocuklu bir kadın Buca’da bir apartmanın bodrum katında beklemişler. Bebeğin beslenmesi gerekiyor para yok, eşini görmesine izin vermiyorlar cezaevinde. Bir şekilde günlük işler bulup vesaire hayatını sürdürmüş. Bana ve ablama bakmış. Babamın suçsuz olduğu anlaşılıyor, hürriyetine kavuşuyor, iki yıl burada yaşamışlar. Ben İzmir milletvekili adayı olarak ilan edildikten sona annem bana dedi ki ben hiç Karşıyaka’yı görmedim, dedim 2 yıl yaşamışsınız İzmir’de nasıl görmedin? çıkamadım ki dedi. Ben Buca’da yaşadım, Buca’yı gördüm. Karşıyaka’yı hiç görmedim, hiç Kordon’da gezmedim, denizi görmedim ki dedi. Bunca yıl anneni hiç mi İzmir’e götürmedin mi diyenler var. Annem son 10 yıldır rahatsız, yürümekte zorlanıyor. Evde zaten bir yere gidemiyor. Onun öncesinde de hakikaten hiç fırsat olmadı. Ben çok çalıştım. Annemle İzmir’e gezmeye gelemedik. Annem şimdi İzmir’i görmek istedi, dedi ki, bir şekilde beni götüreceksin artık ben Karşıyaka’yı göreceğim. Tamam dedim, söz verdim. Bu seçim anneler gününe denk gelecek, onu anneler günü hediyesi olarak Karşıyaka’ya götüreceğim” dedi.
Haber Merkezi
(Y.K.)