“Toplum, karpuz gibi ortadan ikiye ayrıldı”

28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan oyların yüzde 52'sini alarak üçüncü aynı makama kez...

“Toplum, karpuz gibi ortadan ikiye ayrıldı”
TAKİP ET Google News ile Takip Et

28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan oyların yüzde 52’sini alarak üçüncü aynı makama kez seçildi. Yenikiraz.com internet sitesinden Semi Tektaş’ın haberine göre, her iki cephede de seçim sonuçları istenildiği gibi olmazken Erdoğan’ın mevcut ekonomik politikalara devam edeceğiz açıklaması kimi ekonomi çevrelerde Türkiye ekonomisinin daha zor bir süreç yaşayacağına dair bir beklenti oluşturdu.

 ‘Birbirimizi anlamıyoruz’

Seçimlerin farklı sosyolojik alanları ortaya çıkardığını ve farklı sosyolojik alanları daha görünür ve daha renkli kıldığını ifade eden Doç. Dr. Sıdıka Yılmaz, “Türkiye’deki sosyolojiyi anlamak kolay değil. İkiye ayrılmış gibi duran iki ayrı grup var ve bunların artık birbirlerini anlaması imkansız hale gelmiş durumda. Bunu sosyal medya üzerindeki analizlerden yorumlardan daha kolay görüyoruz. Seçimle ilgili yaptığım küçük bir yorumu çok farklı analiz eden insanlar oldu. Ben artık toplum sosyolojisin çok farklılaştığını düşünüyorum. Akademik olarak da çok iyi değerlendiremediğimizin farkındayım. Herkes kendi bulunduğu habitat içinde düşünüyor bir diğerini anlama konusunda çok yeterli değiliz. Ortak konuşma alanlarımız var. O ortak alanlarda birbirimizi anlamıyoruz ve bir diğerinin neden bizi anlamadığına ilişkin kaygılarımız var, bu da çok doğal kaygılar aslında ama böyle bir gerçeklik artık yok. Birbirimizi anlamıyoruz, farklı diller oluştu, farklı kültürel kodlar oluştu, inanç düzleminde anlaşamıyoruz en ufak konular hakkında anlaşamıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Haber

Doç.Dr. Sıdıka Yılmaz

Türkiye’de ekonomik sıkıntılar yaşayan öte yanda da deprem nedeniyle evsiz kalan insanların verdiği oy üzerinde yapılan tartışmalara  felsefi açıdan yaklaşan Doç.Dr. Yılmaz, “Yokluk ve yoksulluk içinde olan insanların kendilerini yokluk ve yoksulluğa çeken bir gruba oy vermesi, marksist akılla bakılınca yanlış bilinç olarak değerlendirilebilir. Bunu deprem bölgesinde de gördük. Oradaki insanların ilgisizliğe karşı başka bir tepki vereceğini bekliyorduk ama gördüğümüz kadarıyla böyle olmadı. Dolayısıyla aslında Türkiye’nin politik alanda değil iletişimsel alanda bir iletişimci olarak baktığımda ortak kodların ne kadar dağıldığını ve birbirimizi anlayamayan bir toplum haline geldiğimizi düşünüyorum. Esas olarak birbirini anlar hale nasıl geliriz? Bu soruya cevap aramak gerekiyor. En lüks şeylerden biri insanın bir diğerini anlamasıdır. Bunu ortadan kaldıran nedenler neler? Bunların üzerine düşünmemiz gerekiyor sanırım. Ben meseleyi iletişimsizliğe bağlıyorum” dedi.

“Kılıçdaroğlu, anlaşılamadı”

Doç. Dr. Yılmaz, Kılıçdaroğlu’nun farklı görüşleri bir araya getirmek gibi önemli bir işi yaptığını ama bunun tam anlamıyla anlaşılmadığını söyledi. Yılmaz sözlerini şöyle noktaladı: “Kılıçdaroğlu, Türkiye için farklı görüşleri bir araya getirme gibi çok önemli bir şeyi başardı ama bu anlaşılamadı. Aksine öyle birbirinden farklı insanlar bir araya gelip ne yapabilir ki diye eleştiri aldı yoğun bir şekilde. Türk toplumu bazı şeylere henüz açık değil, neden açık değil? Daha iyiyi arama becerisi niye farklılaştı? Bir taraftan kapitalizmin en hunharca halini yaşayan bir kitleyiz. Bundan kurtulabilmenin en elbette yolları var. Ben Kılıçdaroğlu’nun kendi janrında elinden geleni yaptığını düşünüyorum. Seçim sonuçlarına baktığımızda Türkiye’nin yarsının oyunu alarak yaptığını da görüyoruz Biz artık biliyoruz ki Türkiye 2 ayrı kutup. Bundan sonra şapkayı önüne koyması gereken sadece Kılıçdaroğlu ve o grup değil. Yeni baştan Türkiye’yi analiz etmek için belki komiteler kurmak gerekiyor belki konferanslar yapmak gerekiyor, birbirimizi anlamanın yollarını bulmak zorundayız.”

Haber

 Seçimi kazanan anlayış ne?

Bu seçimin Türk halkının ABD’ye ve Atlantik sistemine verdiği bir yanıt olduğunu söyleyen Ekonomist Hakan Topkurulu, “Bu seçimi sayın Cumhurbaşkanı ABD’den başlayarak tüm Avrupa ve Atlantik sistemine karşı kazanmıştır. Türkiye’deki işbirlikçilerine karşı kazanmıştır. Aradaki farkın 2 buçuk milyon oya yakın olması bence çok anlamlı. Az bir fark değil. Bu seçimlerde sayın Cumhurbaşkanı Türk milletiyle birlikte emperyalist sistemin Türkiye’ye müdahalesine karşı çıkmıştır. Seçimi kazanan bu anlayıştır” ifadelerini kullandı.

Haber

Ekonomist Hakan Topkurulu

“CHP, Amerika’nın operasyon partisi”

“Kılıçdaroğlu’nun ikinci turda da seçimi kaybetmesinin temel nedeni, CHP’nin Atatürk’ün 6 okundan tamamen uzaklaşması ve Amerika’nın bir operasyon partisi haline dönüşmesidir” diyen Topkurulu eleştirilerini şöyle sıraladı: “CHP yönetimi tamamen seçilmiş değil atanmış bir yönetimdir. Amerika Başkanı Biden 2020 yılından bu yana bu muhalefeti organize edeceklerini, altılı masayı kuracaklarını açık seçik televizyon ekranlarında anlattı. Kemal Kılıçdaroğlu, halkın güvenini kazanamadı, arkasına emperyalizmi aldı. Halk bu kadar ekonomik zorluklar ve bir deprem felaketi yaşamış olmasına rağmen sayın Cumhurbaşkanı’nın arkasında durdu.”

Haber

En Kritik Sorun Ekonomi

Türkiye ekonomisinin iki önemli problemin olduğunu söyleyen Topkurulu bunları şöyle açıklıyor: “Yeni kurulacak hükümetin önündeki en kritik sorun ekonomidir. Türkiye’nin çok ciddi ekonomik sorunları var. Bunlardan bir tanesi enerji ağırlıklı olarak enerji fiyatlarından kaynaklanan cari açık. Bir diğeri, Türkiye’nin bir türlü üstesinden gelemediği dolarizasyon problemi. Bu çok önemli çünkü dolarizasyon aslında Türkiye’de bir türlü bitiremiyor ve halihazırda Merkez Bankası’nın rezerv açığının olmasının ana nedeni dolarizasyon sorunun kafalarda bitirilememesi. Ve son olarak hâlâ tasarruf için dövizli hesap açılabiliyor olması bir diğer problem. Bunun için merkez bankası bütün rezervlerini yastık altına çekilen dolarlara harcıyor. Yeni hükümet bunun önüne geçmek zorundadır.”

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme