Türk kahvesi mi filtre kahve mi?
İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan,...
İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan, 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada kahve içme alışkanlığı ve kahve tüketiminde dikkat edilmesi gerekenler konusunda değerlendirmede bulundu.
Kahve tüketiminin günümüzde arttığını ve kahve içme alışkanlığında değişiklikler yaşandığını belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “20-25 sene önce kahve hayatımızı bu kadar kuşatmamıştı. Bildiğimiz tek kahve Türk kahvesiydi. Yerli ve yabancı kahve mekanları her yerde. Bizim alışkanlığımız daha çok çay içmekti. Çeşit çeşit kahve kültürü bize dışarıdan geldi. Sade kahve dışında şekerli, kremalı, dondurmalı, sıcak, soğuk vb. çeşitli kahvelerin çok fazla enerji içerdiğini de söylemek gerekiyor. Bir de kahve bardaklarının büyüklükleri ve fiyatları çok dikkat çekici” dedi.
Kahve bitkisinin tropikal iklim bölgelerinde yüksek rakımlarda yetişen çok yıllık bir ağaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. M. Emel Alphan, kahvenin dünyada en çok tüketilen içeceklerden biri olduğunu ifade etti. Kahve tüketiminin ülkemizde de arttığını kaydeden Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Türkiye’nin kahve ithalatı 2016-2020 döneminde yüzde 44 artarak 891 milyon 252 bin dolar seviyesine çıktı. Son verilere göre, dünyada en çok kahve tüketen ülke Finlandiya ve Norveç. Türkiye kahve tüketiminde dünyada 107’nci sırada yer alıyor. Finlandiya’da yılda kişi başına 12 kilograma kahve tüketilirken Türkiye’de yılda kişi başı 0,4 kilogram tüketiliyor” diye konuştu.
Kafeinin doğada 60’tan fazla bitki türünde bulunduğunu ancak çay ve kahve bitkilerinde baskın olduğunu kaydeden Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Kahvenin yapısında bulunan kafein (1,3,7-trimetilksantin) bir alkaloid türevidir. Kafein, mide ve bağırsaklardan hızlıca emilir ve karaciğerde metabolize edilir. Kahvenin sağlık üzerine olumlu ya da olumsuz etkileri hakkında pek çok araştırma yapılmıştır ve bu araştırmalarda kahvenin sağlık üzerine olan etkilerinin kahvenin türüne, pişirme yöntemi ve tüketim miktarlarına bağlı olarak değişebileceği ileri sürülmüştür. İnsanlarda, merkezi sinir sisteminin uyarılması, metabolizma, solunum hızında artış ve idrar söktürücü etkileri olan kahvenin özellikle rahatlatma, uyanık tutma ve uyarıcı etkilerinden dolayı tercih edildiği bilinmektedir. Kafeinin, beyindeki belirli kimyasalların seviyelerini değiştirerek enerji seviyelerini arttırdığı ve yorgunluğu azalttığı gösterilmiştir” dedi.
Kafeinin idrar söktürücü, kas ve sinirleri uyarıcı, mide salgısını uyarıcı ve metabolik hızı arttırıcı etki yaptığını kaydeden Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Çay ve kahvedeki alkaloid’lerin, böbreklerden elektrolit emilimini engelleyerek idrar atımını arttırdıkları belirtilmiştir. Tanenler ise bağırsak hareketlerini azaltarak, bağırsaklardan su kaybını önlerler. Ayrıca çay ve kahvede potasyum yoğun olarak bulunduğundan, ishalde su kaybının yerine konulmasında yardımcı olur. Bir bardak çay, 20-30 mg potasyum sağlar. İshal tedavisinde kullanılan sıvının hazırlanmasında, çayın tercih edilmesinin nedeni budur. Kafeinin uyarıcı etkisinden başka, kişisel özelliklere bağlı olarak, uykusuzluk, sık idrara çıkma, mide rahatsızlıkları, sinirlilik gibi yan etkileri de vardır. Gebe kadınların, kafeinli içecekleri sınırlandırmalarında yarar vardır” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. M. Emel Alphan, kahve veya çaydaki kafeinin miktarının, kullanılan çeşide, sıklığa ve bardağın büyüklüğüne göre değiştiğini kaydederek kafeinsiz kahve çeşidinde, kafeinin yüzde 95’inin azaltıldığını söyledi. Prof. Dr. M. Emel Alphan, bir fincan (50 ml) Türk kahvesinin 65 miligram kafein, bir kupa (240 ml) filtre kahvenin 120-270 miligram kafein içerdiğini söyledi.
Bir fincan (50 ml) Espresso kahvenin 130 – 200 miligram kafein içerdiğini belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, şunları söyledi; “Bir kupa (180-240 ml) instant – granül kahve 60-80 miligram kafein içermektedir. Bir kupa (240 ml) Amerikano kahve 100 miligram kafein içerirken bir çay bardağı (100 ml) demlenmiş siyah çayda 40-80 miligram kafein bulunmaktadır. Bir kupa (240 ml) yeşil çay ise 30-40 miligram kafein içermektedir. Bir kupa (250 ml) enerji içeceğinde 80 miligram ve daha fazla kafein bulunmaktadır. Kolalı içeceklerde de kafein bulunmaktadır. Bir kupa (220 ml) diyet kola 28 miligram, normal kola ise 21 miligram kafein içermektedir.”
Kahve tüketimi ile kan şekeri arasındaki ilişkiye de değinen Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Diyabet herkesi farklı şekilde etkilediğinden, bazı diyabetliler kafeini güvenli olarak tüketebildikleri halde bazıları kafeinsiz kahve tüketmek durumunda kalabilirler. Diyabetlilere genellikle sağlıklı insanlara önerilen miktarlarda kafein tüketmeleri önerilebilir (400 mg/gün). Ancak kahve tüketen diyabetliler bireysel farklılıklar nedeniyle kafeinin kan şekerlerini nasıl etkilediğini izlemek zorundalar” uyarısında bulundu.
4-5 KUPA İLE SINIRLANDIRILMALI
Kahve tüketiminde günlük miktarın sınırlı olmasının önemine işaret eden Prof. Dr. M. Emel Alphan, “ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), ‘sağlıklı yetişkinler’ için kafeine günlük 400 mg’lık bir sınır getirmiştir; günde ortalama 4-5 kupa kahve içilebilir miktar olarak kabul edilebilir. Kafein alımı günde ortalama 400 miligram sağlıklı kişi için güvenli görünmekle birlikte bireysel farklılıkları da dikkate almak gerekir” diye konuştu.
Prof. Dr. M. Emel Alphan, geçmiş yıllarda kahve ile yapılan çalışmalarda kahvenin zararlı olabileceği ileri sürülürken, son yapılan araştırmaların sonuçları aslında kahvenin sağlık açısından faydalarının olabileceğinin öne sürüldüğünü söyledi.
Kahvenin genellikle yüksek kafein içeriği nedeniyle hastalıklar açısından potansiyel risklere sahip olduğunu belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Diyetle ilgili yapılan araştırmalarda sadece bir tek besini sağlık durumuyla ilişkilendirmek zordur çünkü beslenme ile ilgili pek çok başka faktör sonuçları etkileyebilir. Kahve, genellikle yüksek kafein içeriği nedeniyle hastalıklar açısından potansiyel risklere sahiptir. Kafeinin günlük kullanımının ortalama 500-600 miligram olması (4-7 kupa) önemli sağlık riski oluşturabilir” uyarısında bulundu.
Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan, kahvenin bazı sağlık sorunlarına neden olması durumunda tüketilmemesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Kahve kan basıncının geçici olarak yükselmesine neden olabilir. Bu durumda dikkatli olunmalıdır. Gebe veya emziren kadınların kafein konusunda dikkatli olmaları gerekir. Filtrelenmemiş kahvenin aşırı miktarda alınması, kolesterol seviyelerinde hafif bir artışla ilişkilendirilmiştir. Bireysel özelliklere göre kahve, mide yanması, sinirlilik veya uykusuzluk gibi yan etkilere neden olabilir.”
HABER MERKEZİ