Türkiye, gıda enflasyonunda Gana'dan bile…

Yeni İzmir Gazetesi’nde Semi Tektaş’ın haberine göre, Dünya Bankası'nın yayımladığı rapora göre gıda enflasyonunun en yüksek...

Türkiye, gıda enflasyonunda Gana'dan bile…
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yeni İzmir Gazetesi’nde Semi Tektaş’ın haberine göre, Dünya Bankası’nın yayımladığı rapora göre gıda enflasyonunun en yüksek olduğu dördüncü ülke Türkiye. Rapora göre Türkiye’de yıllık gıda enflasyonu yüzde 15 oldu. Vatandaşın cebindeki para sürekli olarak değer kaybediyor. Asgari ücrete yılda iki kere zam yapılmasına rağmen cepler dolmuyor. Küresel gıda fiyatları düşüş eğiliminde olmasına rağmen Türkiye’de gıda fiyatları 36 aydan bu yana sürekli artıyor. Pandemi ile tüm dünyada enflasyon rakamları artmaya başladı ama dünyada gıda fiyatları düşme trendine girmeye başlarken Türkiye’de bu düşüş bir türlü sağlanamıyor. Türkiye, gıda enflasyonunda Ruanda, Gana gibi gelişmemiş ülkelerin gerisinde kaldı.

 

TÜRKİYE DÖRDÜNCÜ SIRADA

Mayıs-Ağustos 2023 arasında yıllık gıda enflasyonun en yüksek olduğu ülke yüzde 44 ile Lübnan olurken onu sırayla yüzde 34 ile Mısır ve yüzde 15 Sierra Leone takip etti. Türkiye ise yüzde 15 gıda enflasyonu ile bu alanda dünyada dördüncü sırada bulunuyor. Türkiye bu alanda Ruanda, Gine, Gana, Pakistan, Surinam ve Malavi gibi ülkeler ile rekabet halinde. TÜİK verilerine göre Eylül 2020’den bu yana 36 aydan bu yana gıda fiyatları her ay aralıksız artıyor.

‘OECD’DE İLK SIRADA’

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Uğur Toprak, Türkiye’nin gıda enflasyonunda OECD ülkeleri arasında ilk sırada olduğunu belirtti. Toprak, “Küresel gıda fiyatları yaklaşık 12 aydır düşüş eğiliminde olmasına karşın Türkiye’de tersine gıda fiyatları Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre Eylül 2020’den bu yana 36 aydır düzenli olarak artıyor. Dünya Bankası tarafından hazırlanan listeye göre Türkiye nominal gıda enflasyonunda dünya dördüncüsü. Gıda enflasyonu en yüksek ülke yüzde 403 ile Venezuela iken hemen ardından 2. ve 3. lükte Lübnan (yüzde 274) ve Arjantin (yüzde 134) yer alıyor. Aynı zamanda Türkiye, yüzde 75,14’lük oranla 37 ülke arasında gıda enflasyonunun en yüksek olduğu OECD ülkesi oldu.  Küresel gıda fiyatları, temel ürünlerdeki arzların güçlü olması nedeniyle düşerken ülkemizde her ay artmasının ekonomik, sosyal, coğrafi, politik gibi birçok nedeni vardır. Tarımsal üretim yapısındaki gelişmeler, her yıl etkilerini çok daha fazla görmekte olduğumuz küresel iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan olumsuzluklar, mazot, gübre, yem ve elektrik gibi girdi fiyatlarındaki artışlar, tarım alanlarının madencilik, enerji, inşaat, sanayi vb. gibi tarım dışı kullanılması, köyden kente göç, üretimin planlı ve verimli olmaması gibi etmenler gıdada fiyat artışlarına neden olmaktadır. Gıda enflasyonunun yüksek olması gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkilemektedir. Bu da özellikle gıda ithalatçısı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunlarından biridir. Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı ülkemizde gıda harcamaları, çok büyük bir kesim için en fazla harcama kalemidir ve hane bütçesinde önemli bir paya sahiptir. Yükselen döviz fiyatları ve artan işsizlikle birlikte gıda enflasyonundaki artış vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde azaltmakta, özellikle de dar gelirli kesimi daha fazla etkilemektedir. Yurttaşlar indirim günlerini takip etmekte, hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırmakta, halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda dakikalarca beklemekte, çünkü 5 kuruşun dahi önemi oldukça büyük. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımız da var. Sonuç olarak enflasyon sabit bir geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcıdır” diye konuştu.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

“Artan nüfus ve gıda talebine rağmen artan sıcaklıkların sebep olacağı kuraklık ve aşırı hava olayları sebebiyle iklim değişikliği ile mücadelede önemli adımlar atılmadığı sürece bu tür salgınların olabileceği ve gıda güvenliğinin tehlikede olduğu uzun süredir vurgulanan bir sorundur” diyen Toprak, “Çiftçilik teknolojileri ve yönetim tekniklerini geliştirmek için araştırma ve altyapı yatırımlarının arttırılması gerektiğine işaret ederek tarım emekçilerine doğru teşvikleri vermek, söz konusu teşviklerle en yeni teknolojilerin yaygınlaştırılarak, su yönetimi ve gübre kullanımı konusunda daha iyi düzenlemelerin hayata geçirilmesi elzemdir. Tohum dahil dışa bağımlı olmamız girdi fiyatlarında yükselmeye, çıktı fiyatlarında da kontrolsüzlüğe neden olmaktadır. ‘Paramız var ki ithal ediyoruz’ mantığıyla fiyatı yükselen her gıda maddesi için çözüm olarak görülen ithalat da vatandaşın ucuz, yeterli ve güvenli gıdaya ulaşmasını sağlayamamakla birlikte, yerli üreticiyi de mağdur etmektedir.  Bu durum da ülkemizde gıda egemenliğini tehlikeye atmaktadır. Oysaki yaşamak nasıl bir insan hakkı ise, sağlıklı, güvenli ve yeterli gıdaya uygun fiyatlarla sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmek de bir insan hakkıdır ve bunu sağlamak da kamunun en önemli görevlerinden biridir” diyerek sözlerini noktaladı.

Haber

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Uğur Toprak

Haber Merkezi

Özel Haber

Bakmadan Geçme