Türkiye'de 9 milyon diyabet hastası var
Diyabet, halk arasındaki adıyla şeker hastalığını 'Pankreasın vücut için yeterli miktarda insülin üretememesi ya da ürettiği...
Diyabet, halk arasındaki adıyla şeker hastalığını “Pankreasın vücut için yeterli miktarda insülin üretememesi ya da ürettiği insülinin vücut tarafından etkili bir şekilde kullanılamaması sonucunda ortaya çıkan, yüksek kan şekeri ile seyreden, kronik ve ilerleyici bir hastalık” olarak tanımlayan Acıbadem Hastanesi Endokrinoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Emre Bozkırlı, diyabetin yaşam boyu sürmesi ve başta gözler, böbrekler, kalp-damar sistemi gibi hayati organlarda neden olabildiği kalıcı hasarlar nedeniyle hastanın yanı sıra ailesini, çevresini ve hatta ülkesini etkileyebilen ciddi bir halk sağlığı problemi olduğunu ifade etti.
Bozkırlı, Türkiye’de nüfusun yüzde 14’ünü oluşturan 9 milyon kişiyi etkileyen diyabetin yeme-içme ve hareket alışkanlıklarındaki değişime bağlı olarak giderek artmasının öngörüldüğünü belirtti. Bozkırlı, özellikle erişkinlerde görülen diyabet türü olarak bilinen Tip 2 Diyabet’in kilo fazlalığı ile paralel seyrettiğini, obez olan veya kilo fazlalığı bulunan, bel çevresi kalınlığı kadınlarda 80 cm, erkeklerde 90 cm üzerinde olan bireyler, doymuş yağlardan, karbonhidratlardan zengin ve posa miktarı düşük beslenme alışkanlığı olanlar, hareketsiz yaşam tarzı olan, birinci dereceden akrabalarında diyabet öyküsü bulunanlar, dört kilogram üzerinde iri bebek doğurma öyküsü olan veya gebelik şekeri tanısı almış kadınlar, yüksek tansiyon, kan yağlarında yükseklik veya aterosklerotik damar hastalığı bulunan hastalar, daha önce açlık şekeri sınırda yüksek bulunmuş (100-125 mg/dL) kişiler, polikistik over sendromu öyküsü olan kadınlar ve başta kortizonlu ilaçlar gibi bir takım ilaçları kullanan hastaların diyabet gelişimi yönünden yüksek risk altında olduğunu anlattı. Hastaların bir kısmında tanı anında hiçbir şikayet görülmediğine dikkat çeken Bozkırlı, bu nedenle yüksek risk grubunda bulunan kişilerin düzenli kan şekeri kontrollerini yaptırmaları gerektiğini söyledi.
KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ
Halk arasındaki yaygın kanının aksine diyabet hastalarının yemeyip içmemesi değil, hastalıklarına uygun şekilde beslenmelerinin önemli olduğuna dikkat çeken Bozkırlı,“ İlaç tedavilerinin en önemli özelliklerinden biri tedavinin hastaya özgü olması zorunluluğudur. Tüm hastalara doktor kontrolünde yaşı, cinsiyeti, eşlik eden hastalıkları, böbrek, karaciğer fonksiyonlarının durumu gibi birçok faktör göz önünde bulundurularak ‘kişiye özel’ bir tedavi düzenlenmelidir. Diyabet bir ‘düzenli kontrol hastalığı’ olup, hastaların düzenli kan şekeri kontrolleri yapılmalı ve hastalar düzenli olarak muhtemel organ etkilenmeleri yönünden değerlendirilmelidir. Erken tanı almış, organ hasarları gelişmemiş, düzenli kontrolleri yapılan ve kan şekerleri kontrol altında seyreden hastalarda sonuçlar yüz güldürücüdür” ifadelerini paylaştı.
İHA