• Haberler
  • Gündem
  • 'Vatandaşa bir dokun bin ah işit…' Durumumuz budur USTA!

'Vatandaşa bir dokun bin ah işit…' Durumumuz budur USTA!

'Yaşananlara şaşırmıyorum. Hayallerimizi, umutlarımızı çaldılar. Hayal bile kurmuyorum' dedi bir solukta Türkiye'yi özetledi. 'Anayasa var. Tanıyanı...

'Vatandaşa bir dokun bin ah işit…'  Durumumuz budur USTA!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

‘Yaşananlara şaşırmıyorum. Hayallerimizi, umutlarımızı çaldılar. Hayal bile kurmuyorum’ dedi bir solukta Türkiye’yi özetledi. ‘Anayasa var. Tanıyanı yok. Meclis var, tanıyanı yok’ sözlerini sarf etti, fabrikaların, limanların satıldığına değindi. ‘Cehalet bu ülkede hep var yüzyıllardır var. Ama hiç bu kadar özgüvenli ve örgütlü olmamıştı. Maalesef biz şu an cehaletin örgütlü ve özgüvenli haliyle karşı karşıyayız’ diyerek dikkatleri üzerine çekti. Kendinden emin duruşu ve ifadeleriyle Türkiye’nin gündemine girdi.

‘Nietzsche’nin çok sevdiğim bir sözü vardır. ‘Deri değiştirmeyen yılan ölür.’ Tıpkı fikir değiştirmeyen insanlar gibi’ dedi ve ekledi:

Bu ülkede zam gelmeyen bir şey var mı ki? Ona da şaşıralım. Artık şaşırmıyorum. Alıştım evet. Niye itiraz etmiyorsunuz vatandaşa?

Çünkü bu tür olaylara insanlar kitlesel bir şekilde karşılık verdiğinde devletten karşılık alabilir. Tek başına hiçbir şey fayda yapamazsınız ki.

Ekonominin gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fiyat olarak değerlendiriyorum. Kimine göre bugün Lozan bitti, uçacağız, kaçacağız. Yeraltı kaynaklarımızı çıkartıyorduk. Çıkartabildiniz mi? Evet, o gizli maddeleri okuyanların hepsinden bekliyorum artık nasıl okudular o gizli maddeleri bilmiyorum ama onlara kalsa bugün bizim topraklardan petrol fışkırması gerekiyor. 2024’e ertelendi şimdi.

2023, hedef 2024 mü oldu?

Siyasal İslamcılar’ın yalanları bitmez. Siyasal İslam’ın yirmi senedir ilmek ilmek işlediği de bu zaten. Ümmetçi bir halk. Ümmetçi bir kitle oluşturdular. Her şeyin Allah’tan geldiğine inanan bir millete hiçbir şey anlatamazsınız. Ekonomi de çöker. Zam da olur. Onlar saraylarda yaşasın. Halk açlıktan ölse Allah’tan geldiğine inandığı için, şükrettiği için hiçbir zaman problem olmaz. Siyasal İslam bu ülkeden maalesef kazıma şansımız yüzde sıfır. Bu halkla çok zor. Cehalet bu ülkede hep var yüzyıllardır var. Ama hiç bu kadar özgüvenli ve örgütlü olmamıştı. Maalesef biz şu an cehaletin örgütlü ve özgüvenli haliyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu ülkenin kurtuluşu yok. İnanın bana yok. İnsanlar iyimser olmaya çalışıyor ama yok. Bu ülkenin kurtuluşu yok. Muhalefet de beter. İktidar da beter. Böyle bir durumda halk da tam istedikleri kafada zaten.

Kılıçdaroğlu peki tam tersi şu an seçilmiş olsaydı?

Yani bir enkaz devralacaktı. Yani düzeltme şansı yoktu. Çünkü elinde sihirli bir değnek yok. Ülkenin kaynakları boşaltıldı. Fabrikalarımız satıldı. Kıyılarımız limanlarımız satıldı.

Şu an Trabzonspor’un bile Katar’a satılacağı söyleniyor

Normal. Trabzon’u komple satmasa da iyi. Yani sadece Trabzonspor’la kalsalar iyi. Komple de satabilir. İnanın bana komple de satabilirler. Ama biz buna halk olarak eğer mesela eskiden bu ülkede demokrasi az da olsa vardı. İnsanlar çıkıp ‘hükümet istifa’ diye bağırabilirdi ama işte bir dikta rejim inşa edildi. İnsanların itiraz şansları elinden alındı. Halk da bunu kabullendi ve sindirdi. E biz bir kitle olamadığımız zaman hükümet bizi ne kadar ciddiye alabilir ki? Hadi ben burada çıkıp ‘hükümet istifa’ diyeyim. Ne değiştirebilirim ki.

Yani bizim kitlesel bir şekilde bunlara karşılık vermemiz gerekiyor. E bunun için de halkın bilinçlenmesi gerekiyor. Bilinçlenecek misiniz? Bunlar zaten üniversitelerin içini boşaltarak, eğitim sistemini tam istedikleri düzene destek getirerek cahil bir halk yetiştirdiler. Yirmi senedir bunu yaptılar. Ümmetçi bir halk yetiştirdiler. Her şeyin Allah’tan geldiğine inanan bir halk yetiştirdiler. Her şeye şükür diyen bir halk yetiştirdiler. Orada olan bize oluyor. Yazık. Ülkem için üzülüyorum.

Peki siz ne yapmayı düşünüyorsunuz? Burada bir hayaliniz var mı? Yani hayalim var mı?

Burada bir hayalim yok. Zaten en büyük sorun da o. Hayallerimizi çaldılar. Ben bir inşaat işçisiyim. İnşaatta çalışarak geçinmeye çalışıyorum

Yani şu an için geçinmek çok zor. Artık bugünün iyi olduğunu düşünüyorum. Yarın çok daha kötü olacak. Bunu biliyorum. Hani öngörebiliyor insan şartları. Umudumuzu çaldılar, hayallerimizi çaldılar. Biz eskiden hem inşaatta çalışıp hem akşam başımızı yastığa koyduğumuzda bir ev hayali kurabiliyorduk. Bir ama artık yok. Ya düşünün ki bu ülkede gençlerin hayallerini çaldılar ama kimseye de tık yok. Bakın bunlar çalabilir

Devlet esas olandır. İktidarlar ise geçicidir. Halk işleri rayında götüremeyen iktidarları değiştirmekle mükelleftir. Bizim bunları değiştirmemiz gerekir. Bunlar bizim biat edeceğimiz ya da ‘biat edelim’ diye ‘eh onlara tapınalım’ diye bir durum değil. Futbol takımı tutar gibi, siyasi parti tutulmaz. Bakın bu ülkenin asıl en büyük sorunu da şu. Bu ülke bir ideoloji çöplüğüdür. Teme temel hak ve özgürlükler ideolojisinde biz halk olarak birleşmediğimiz sürece birileri sarayda yaşar biz de ay sonunu kara kara düşünürüz. Bizim en büyük problemimiz bu. Yani bu saplantılı ideolojik düşüncelerden kurtulmalı. Atatürk’ün yoluna dönmeli. Bilimli, evrensel bir eğitim sistemiyle, bilimsel bir eğitim sistemiyle tekrar hayata dönmeyiz. Eğer ülkemiz için üstümüze ne düşen varsa yapalım. Biz ülkemiz, devletimiz için üretelim, devletimizle bunu eşit bir şekilde pay edip halkına dağıtsın. Yani bizim isteğimiz bu ama bu halkla zor tabii. Umudum yok yani. Halktan umudum. Bu ülkeyi kurtarabilmemiz için bu halkın komplesini değiştirmek gerekiyor. Yani adam bu ekonomiyle seçime girdi ve yüzde elli iki. Yüzde elli olacağından adım gibi emindim. İnanın bana adım gibi eminim. Hiç şüphem yok. Zerre dahi şu kadar zam var. Bu kadar zamla yeter ki o gitmesin. Bakın bin yüz odalı bir sarayda oturuyor. Belki daha fazla. Günlük gideri o sarayın on sekiz milyonu. Düşünebiliyor musunuz? Korkunç bir rakam bu. Asgari ücretle kirada oturan biri onu alkışlıyor ya. O gider niye bu gider bu? Seni koruma uğruna niye bu kadar para ayrılıyorum sen devletin bütçesine niye bu kadar alıyorsun diye kimse sorgulamıyor. Üstelik onun vergilerini biz ödüyoruz ha. Maaşını ödeyen biziz. Ama onu sorgulamıyoruz. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ dediler. Ama halk buna müsait. Bakın onlar istediğini söyleyebilirler. Onlar söyleyebilir. Bu ülkenin en büyük yalancıları, siyasileridir. Ama biz niye buna inanalım ki mesela? E biz düşünebiliriz, sorgulayabiliriz. Yani işinde gitmeyen şeyleri görebiliriz. Yolunda gitmeyen bir şeyi görebilmek o kadar zor olmasa gerek.

Yani bugün on sekiz milyon giderden bahsediyor. Belki daha fazla. Yani fabrikalarımız satılmış kimseden çıkıyor. Mesela adam diyor ki ‘ya benim şeker fabrikalarım var kardeşim.’ Ben şu an dünyanın en pahalı şekerini tüketiyorum. Niye bizim tütün fabrikalarımız vardı değil mi? Biz şu an dünyanın en pahalı tütününü tüketiyoruz. E çünkü sattılar. Doğru mu? Buna itiraz etmediğimiz için daha çok satacaklar. İnanın bana daha çok satacaklar. Bu ülke birileri kim ‘Bop Projesi’ bu ülkede tıkır tıkır işliyor. Ancak biz bir düşman tarafından kuşatılsaydık şartlar böyle olabilirdi. Ben buna inanıyorum. Şimdi demokrasiden bas bas bağırıyorlar.

Bugün bu röportajı yapıyorum diye yarın tutuklanmayacağımın garantisi yok. Ülkede bir Anayasa var. Tanıyan yok. Bir Meclis var tanıyan yok, tek bir adam bir imza ile gece yarısı istediğini yapıyor. Kimseden çıt çıkmıyor. Kaderimize razı olmak hoşuma gitmiyor. Ama yapacak bir şey yok, kitle önemli. Biz ancak kitlesel olarak karşı durursak ses çıkarabiliriz. Tek başıma ne yapabilirim ki?

Bu ülkede insanların ülkesini sevdiğini düşünmüyorum. Çünkü ülkesini seven ülkesine hizmet etmek isteyen insanlar bu şekilde siyasi partilerde tutuklu kalmazlar.

Nietzsche’nin çok sevdiğim bir sözü vardır. ‘Deri değiştirmeyen yılan ölür.’ Tıpkı fikir değiştirmeyen insanlar gibi. Fikir değiştirmek lazım. Dünyaya bakmak lazım. Bugün bir Avrupa ile boy göstermek varken neden Ortadoğu’nun Arap ülkeleri ben anlamıyorum. Bunu eleştirmediğimiz için de giderek onlara benziyoruz. Zaten öyleydik. Aslında bu ülke özüne, fabrika ayarlarına dönüyor. Bu ülke Osmanlı tarafından yönetildiğinde bildiğiniz Arap ülkesiydik. Osmanlı hiçbir zaman ‘Biz Türk’üz’ dememiştir. Çünkü böyle bir şansları yoktu, bunlar kendilerini halife ilan ediyorlardı. Ve Araplar’dan başka halife olamazdı İslam dinine göre. Atatürk ile ilgili Rus bir generalin bir lafı var ‘Atatürk çok yanlış bir milleti kurtardı’. Çok despot, çok millete ve çağdışı millete müthiş bir yönetim biçimi getirmek istedi ama anca bu kadar.

Haber Merkezi

Bakmadan Geçme