Yanıt vermeyene 2 ile 8 bin lira ceza
2005'te hazırlanan yasayla, TÜİK'in istediği bilgileri mazereti olmaksızın belirlenen şekil ve sürede vermeyen veya eksik/hatalı veren...
2005’te hazırlanan yasayla, TÜİK’in istediği bilgileri mazereti olmaksızın belirlenen şekil ve sürede vermeyen veya eksik/hatalı veren birimler bir defaya mahsus uyarılarak, kurumlardan yedi gün içerisinde bilgileri düzeltmesi isteniyor. Uyarıların 7 günü aşması halinde bilgilerini vermeyen ve hataları, eksikleri gidermeyen hane halkı için 2 bin 186 TL idari para cezası uygulanıyor.
İdari para cezasının uygulanması dahilinde cevap verme yükümlülüğünün ortadan kaldırılmayacağı belirtilen yönergede, TÜİK’in araştırması ve derlenen kayıtları araştırmaları dahilinde bu yayımların engellenmesi, sorulara cevap verilmemesi dahilinde yine cezai sorumluluğu devam ediyor.
2 İSTİSNAİ DURUM
yenikiraz.com internet sitesinden Turgay Kılıç’ın haberine göre, TÜİK’in önergesinde yapılan araştırmalar dahilinde sorulara gerekli cevapların eksik ve hatalı verilmesiyle uygulanacak para cezasından kurtulmanın iki ana sebebi bulunduğu ifade ediliyor. Bu ise doğal afet ve yangın gibi öngörülemeyen hallerin oluşması, ağır hastalık ve ölüm hallerinin yaşanması olduğu işaret ediliyor. Bunun üzerine yapılan değerlendirmeler sonucunda kişilerin bedensel ve ruhsal sağlık durumları göz önünde bulundurularak karar veriliyor.
Avukat Mert Çakıcı, konuya ilişkin TÜİK’in 5429 sayılı kanun kapsamında bir kurum olmasıyla birlikte kabahat niteliğinde idari para cezası öngördüğüne işaret etti. Avukat Çakıcı, “Türkiye İstatistik Kurumu, 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu kapsamında faaliyet gösteren bir kurum. Kurumun ve kanunun amacı resmî istatistiklerin üretimine ve organizasyonuna ilişkin temel ilkeleri ve standartları belirlemek; ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda veri ve bilgilerin derlenmesini, değerlendirilmesini, gerekli istatistiklerin üretilmesini, yayımlanmasını, dağıtımını ve Resmî İstatistik Programında istatistik sürecine dâhil kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak. Bu noktada kanun, ‘kabahat’ olarak bir ‘idari para cezası’ öngörmüştür” dedi.
Avukat Mert Çakıcı
‘CEZALAR VİCDANİ DEĞİL’
Çakıcı, TÜİK’in kişi ve kurumlara idari para cezasının kesilmesi öncesinde bir yazı gönderdiğini belirterek, durumun vicdaniliğinin tartışılmaya açık olduğunu şöyle aktardı: “Kurumun istediği bilgileri vermeyen veya hatalı ya da eksik verenler uyarı akabinde idari para cezası uygulanacağı kanunda öngörülmüştür. Ve dahi idarî para cezası verilmesine karşın bilgi verme yükümlülüğü ortadan kaldırılmamakta. Çok fazla bilinmemekle birlikte yakın zamanda TÜİK tarafından kişi ve kurumlara yazı gönderilmekte; akabinde idari para cezası uygulanmakta. Konunun idari yaptırım olarak öngörülmüş olması karşısında istatistiki bir durum için kişilere idari para cezası uygulanmasının kanuniliği sağlanmış olmakla hukuki ve vicdaniliği tartışmaya açıktır. Bu noktada bir ceza öngörüldüğünden yapılan işlemin de kanundaki tanıma uygun olması gerekir.”
‘BAĞLANTI KURULABİLMELİ’
Çakıcı, eylemi gerçekleştiren kişi ve kurumların gerçekleştirdiği eylemin arasındaki bağın incelendiğine işaret etti. Para cezasının bu yönde gerçekleştirildiğini aktaran Çakıcı, şunları aktardı: “Zira idari para cezası kesilebilmesi için cezayı gerektiren eylemin ve eylem ile eylemi gerçekleştirenin arasındaki bağlantının açıklıkla saptanması, eylemin kanunda öngörülen tipiklikte ve bütün unsurlarıyla gerçekleştiğinin ortaya konulması gerekiyor. Bildirimin usulüne uygun yapılmaması veyahut tebliğlerde yaşanabilecek aksaklıklar dikkate alındığında yargısal denetim adına olası bir ceza halinde yasal yolların işleme alınmasıyla kişilerin menfaatine olabilecek. Bu şekilde kanunda yer alan cezai bir düzenlemenin hukuka uygunluğunun denetimi sağlanabilir.”
Haber Merkezi