Yapay zeka gazetecilik mesleğini öldürüyor mu?
Günümüzde hızla gelişen ve yaygınlaşan yapay zeka teknolojileri hemen hemen her alanda kendisini göstermeye başladı. Çeşitli...
Günümüzde hızla gelişen ve yaygınlaşan yapay zeka teknolojileri hemen hemen her alanda kendisini göstermeye başladı. Çeşitli şekillerde programlanarak gelişen yapay zekaların insanların yerine hayatın bir çok alanında üretime geçmesi ve insana göre daha hızlı ürünler ortaya çıkarması geleceğe yönelik insanların akıllarında belli başlı soru işaretlerinin yer almasına sebebiyet verdi.
Bu soru işaretlerinin ilki yapay zekaların yaygınlaşmasıyla insanların işsizlik sorunuyla yüz yüze kalacağı yönünde. Yapay zekaların birçok mesleği devre dışı bırakarak insanları zor durumda bırakacağı şeklinde birçok arguman söz konusu. Devre dışı bırakılacak mesleklerin başında da gazetecilik sektörünün geldiği görüşü mevcut. Özellikle belli başlı gazetelerin kadrolarında yapay zeka yazarlar, yapay zeka habercileri bulundurmaya başlamasıyla zaten sıkıntıda olan gazeteciliğin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı fikri bir paniğe neden oldu.
Yeni İzmir Gazetesi’nden Şaha Çimen’in haberine göre yapay zekanın gazetecilikteki etkileri, şimdiki ve ileriye dönük değişimlerini basın sektörünün çeşitli alanlarında çalışan uzmanları değerlendirdi.
“İŞSİZLİĞİ GETİRİR”
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, bir gazeteci olarak yapay zeka gazeteciliğe inanmadığını söyledi.
Gappi, “Yapay zeka gazeteciliği diye bir şey yok. Bu tamamen içerik üreticiliği. Robotlar bir gazeteci gibi gazetecilik yapamazlar. Gazetecilik tecrübe getirir, teknik bilgi gerektirir. Bütün bunlar olmadan sadece var olan şeye içerik üreticiliği diyebiliriz. İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak ele aldığımız konulardan biri yapay zeka gazeteciliği. Önümüze gelen her bilgi önce birkaç editöryal gözden geçirilmesi gerekir. Haberciliğin temel kavramları üzerine sorgulama gerekir. Gündemde olan içerikleri üretecektir ama gerçek bir haberciliğin yerini dolduramaz. Bizde bunu anlatmaya çalışıyoruz. Yaygınlaştığı takdirde bu meslek zarar görecektir. Bunun yaygınlaşmaması için burada hepimizin vereceği mücadele çok önemlidir. Habercilikteki kriterler sadece pratiği yükseltmek, tıklanma sayılarını artırmak olsa da var olan emeği göz önünde bulundurmak da hak ihlallerinin önüne geçecek. Bizim çabamız biraz da işlerin buraya gelmemesine yöneliktir. Çünkü yapay zeka habercilikten gerçek gazeteciler çıkmaz. İnsanın ürettiğini robotların üretiyor olması bir işsizliği beraberinde getirecektir. Bu da çok tehlikeli bir şeydir. İşte burada kurumun ve kanaat önderlerinin ne istediğini iyi bilmeleri gerekir” dedi.
Dilek Gappi, yapay zekanın gelişmesi sadece kanaat önderlerinin, iktidarların, erkin işine yarayabileceğini ifade ederken, sonuçların bu raddeye gelmemesi için gazetecilerin yapay zekaya karşı birleşmelerini, örgütlü halde hareket etmelerinin altını çizdi. Gelecekte gazeteciler olarak devam edilmesi isteniyorsa gazetecilerin bu konuda gereken mücadeleyi vermeleri gerektiğini söyledi.
YARATICILIK ÖLECEK Mİ?
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Fotoğrafçılık ve Grafik Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Alahattin Kanlıoğlu, yapay zekanın fotoğrafçılık üzerine olabilecek olası etkileri hakkında konuştu.
‘Yapay zeka fotoğrafçılıkta yaratıcılığı öldürüyor mu, sanatçı nerede tartışmaları başladı’ diyen Dr. Öğretim Üyesi Alahattin Kanlıoğlu, “Orası biraz karışık. Yapay zekanın fotoğraf üstündeki sürecini izlemek gerekir. Fotoğrafçılıkta yapay zeka konusunda üretilen eserler kimin olacak, sahiplenebilecek mi şeklinde çeşitli soru işaretleri oluşabilecek. Bir örnekle anlatayım. Amerika’da bildiğim kadarıyla telif hakları mahkemesi yapay zeka ile üretilmiş fotoğrafların telifinin kişiye ait olamayacağına dair bir karar vermiş ama bunların hepsi bir duyum. Kesin bilgi değil. Bilmediğim alanda çok şeyler söylemek istemem açıkçası. Gözle görülen bir etkisi illaki olacaktır ama o şu demek; çekerken fotoğrafı bitiren, arayan, araştıran, güzel anlar yakalayan fotoğrafçıların kıymetini azaltmayacak. Belki bu konuda bir sorun yaşayanlar teknolojiyle arası iyi olanlar yapay zekadan destek alıp araya hibrit bir şeyler çıkartacaklar ama bu hibrit çıkan şeyin ne kadar o kişilere ait olacak ne kadar sanat eseri olacak orası tartışmalı” dedi.
Bir fotoğrafçı olarak fotoğrafçılıkta yapay zeka ile herhangi bir öngörüsünün olmadığı belirten Alahattin Kanlıoğlu, devamında şunları aktardı:
“Ben teknolojiyi sonradan takip eden biriyim. Fotoğrafı çekmekten, kendim bitirmekten daha büyük haz alıyorum. Minimum düzenlemeyle photoshop dediğimiz basit ayarlarla bitirmeyi tercih ediyorum. Fotoğrafçılıkta yapay zekayı küçümsediğim için bunu söylemiyorum. Bu tarzı sevdiğim için öyle. Bilgisayarda yaşamış büyümüş insanlar çok farklı şeyler de çıkabilirler bilemiyorum. Eğer ki yapay zeka kendisini fotoğrafçılıkta da gösterirse iki grup fotoğrafçı çıkar. Bir tanesi yapay zeka ile iş üretip çekmeyi önemsemeyenler, ki fotografiker gibi bir isim vermek lazım onlara. İkincisi fotoğraf çekmeyi önemseyenler… Çok farklı ve hiçbir zaman da sonu gelmeyecek bir şey. Çekerken izleyicisini, fotoğrafçısına bir şeyler düşündürten farklı düşünme biçimleri öğreten fotoğrafları çekmek bugün de çok kıymetli yarın da çok kıymetli olacak. Eğer, böyle bir gelişme olursa fotoğraf çekmek yarın daha da kıymetli olacak. Çünkü bu işi yapabilen sayısı azalacak. ‘Bu iş kolay bilgisayar çözmüyor mu canım’ deyip yaklaşan insanlar çıkacak muhtemelen. Bakıldığında yapay zeka teknolojinin gelişimiyle beraber ortaya çıktı. Genel bir toparlama yapacak olursak, teknoloji istesek de istemezsek de ilerliyor. İlerleyen dönemlerde yapay zeka fotoğrafçılıkta ne gibi sonuçlar doğurur bilemem. Bunlar benim ön görülerim. Çünkü sanat alanında öyle büyük laflar edilmez” dedi.
“YÜKÜ AZALTABİLİR”
İzmir Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Murat Demircan ise konuyu hem olumlu hem de olumsuz yanlarıyla ele alarak bu sürecin ne şekilde işleyeceğine yönelik bazı görüşleri öne sürdü.
Büyük medya kuruluşlarında yapay zekanın sektörle tanıştığını ancak geneli kapsar hale gelmesi için biraz zamana ihtiyaç olduğunu söyleyen Murat Demircan, bir yerde yapay zekanın iyi olabileceğini şöyle açıklıyor:
“Belki gazetecilerin üzerindeki angaryaları atması açısından faydalı da olabilir. Teknoloji geliştikçe hayatımızda insanın belki daha az çalıştığı, daha az emek verdiği bir döneme doğru da gidiyor gibiyiz. İlerleyen dönemlerde belki verdiğiniz bazı bilgilerle ya da eskiden yazılmış yazıları yapay zekaya verdiğinizde çok kısa sürede yapar hala gelecek. Zaman açısından bir kolaylığı beraberinde getirebilir. Şu an ve geçmişi değerlendirdiğimizde eskiden uzun zaman meydana gelen ürünler şimdilerde saatlerce üretilir hale geldi. Bu belki yapay zekanın hayatımıza girmesiyle dakikalar için de olabilecek. Köşe yazarının haftanın yedi günü yazı yazması çok yaygın bir durum değil. Ama bunu yapay zeka için konuşursak mesela bir konu hakkında üç beş done verdiğinizde 30 saniyede belki de yazıverecek” diye konuştu.
Yapay zekanın gazeteciler için bir rahatlama ortamı yaratabileceği gibi beraberinde olası bir işsizliği getirebileceğini belirten Demircan sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapay zeka hayatımıza daha yoğun girdikçe insanların çalışma sürelerinin azaldığı veya yeni işlere yönelmek durumunda kalacağı süreçler mutlaka yaşanacaktır. Gazetecilik için bunu konuşursak bir gazetecinin yaşarak yazdığı bir şeyi yapay zekanın programlayarak yapması çok tercih edilmeyebilir. Gazetecinin işini hafifletme konusunda iş görebileceğini düşünüyor ama onun dışında gazeteciliğin yerini alabileceğini düşünmüyorum. Yapay zekanın yazdığı bir köşe yazısının okuru tatmin edebileceğini düşünmüyorum. Yapay zeka gazetecilerin yaygınlaşmasıyla eğer bir işsizlik durumu da doğarsa belki devlet dediğimiz olgu belki daha farklı sosyal politikalar uygulayacak. İnsanlar buralarda çalışamadığı noktalarda hayatını devam ettirmek durumunda. Bu alanlarda insanların farklı alanlarda istihdamı için yeni eğitimler belki verilebilecek. İşsizlik maaşı dediğimiz argüman belki insanın karşısına daha sık çıkacak. İşsizlik gibi sonuçlar ortaya çıktığında buna yönelik çözümlerde üretilecektir. İnsanlar ölüme mahkum edilmeyecektir”.
“GAZETECİLİĞİN ÖNÜNE GEÇEMEZ”
38 yıldır gazetecilik mesleğini sürdüren gazeteci Necati Bahçeci de yapay zeka konusunda duygusu olmayan haberlerin bir anlamı olmayacağını ifade etti.
Geçmişten günümüze gazeteciliğin atladığı evrelerden söz eden Gazeteci Necati Bahçeci, “Bugün yapay zekayı kullanarak bir sanal spiker, bir metni oluşturabiliyorsunuz. Olumsuz tarafı ise siz istediğiniz kadar yapay zeka ile köşe yazıları ya da haber içerikleri hazırlayın. Ama bunların birtakım duyguları yok. O duyguları yazıya dökemiyorlar. Duygu olmamasının yanında da bazı verilerin tartışılıyor olması doğruyu da tartışır hale getirdi. Bunun için ne olursa olsun insanız, hiçbir şeyin olmayanını bilmemiz lazım. Bir haberde insanların sevinmesine, duygulanmasına, öfkelenmesine siz sebep olamıyorsanız bu işte bir ilerleme kat edemezsiniz. Bir duygusu olmayan yapay zekanın isterse harika köşe yazıları olsun, isterse harika haber içerikleri olsun, isterse harika bir alt yapı olsun. Ama o bana o duyguyu vermedikten sonra bir kıymeti yoktur” dedi. Yapay zeka haberciliği diye bir şey çıkarsa çok tehlikeli olur diyen Necati Bahçeci, “Bunu sadece gazetecilik olarak görmeyelim. Diğer sektörlerde de korkunç şeyler olabileceğini tahmin ediyorum. Sezgilerime dayanarak bunları söylüyorum. Şu an bahsettiğimiz oluşumların yaşanmaması için kontrollü olmamız lazım. Kontrolsüz gelişen yapay zeka hangi alanda olursa olsun çok tehlikeli sonuçlar verebilir” diye konuştu.