Yapay Zeka ve Robotlar kanseri nasıl yeniyor? Uzmanlar açıkladı!
Avrupa Gastroenteroloji Birliği (UEG) ile Avrupa Sindirim Sistemi Cerrahisi Derneği'nin (EDS) iş birliğiyle düzenlenen '17. Avrupa Sindirim Sistemi Cerrahisi Kursu', Acıbadem Üniversitesi ev sahipliğinde ve Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mert Erkan'ın başkanlığında gerçekleştirildi. Bilim dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getiren kurs, sindirim sistemi cerrahisinin geleceğine ışık tuttu.
Kongre boyunca, özellikle pankreas kanseri tedavisindeki son gelişmeler ve multidisipliner yaklaşımlar masaya yatırılırken; karaciğer, mide, pankreas ve kalın bağırsak kanserlerine yönelik yeni cerrahi teknikler, robot destekli uygulamalar, yapay zekâ destekli tanı sistemleri ve kişiye özel tedaviler ayrıntılarıyla ele alındı. Etkinlik kapsamında ayrıca Acıbadem Üniversitesi’nin geliştirdiği ve uluslararası literatürde “Acıbadem Protokolü” olarak bilinen tedavi yaklaşımının çarpıcı sonuçları da sunuldu. Kongrenin dikkat çeken alanlarından biri de CASE – İleri Cerrahi Eğitim Merkezi’nde verilen robotik cerrahi eğitimi oldu.
MARKUS BÜCHLER İSTANBUL'DAYDI
Kongreye onur konuğu olarak katılan, bugüne dek gerçekleştirdiği 13 binden fazla pankreas ameliyatıyla adını tarihe yazdıran, Heidelberg Üniversitesi’nden Ordinaryus Prof. Dr. Markus Büchler, genç cerrahlara yol gösterici açıklamalarda bulundu. “Pankreas kanseri tedavi edilebilen bir hastalık. Ancak yöntemin hastaya göre seçilmesi önemli. Robotik cerrahi her hastaya uygun değil, duruma göre agresif cerrahiye de başvurmak önemli” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Büchler, “Cerrahlar, ameliyat yapmamak için bir neden aramamalı, hayat kurtarmak için bazen agresif cerrahiye de başvurmalı” sözleriyle dikkat çekti.
TEKNOLOJİNİN CERRAHİYE ETKİSİ MASAYA YATIRILDI
Sindirim Sistemi Cerrahisi Derneği (EDS) Genel Sekreteri ve Münih Teknik Üniversitesi Hastanesi’nden Ordinaryus Prof. Dr. Helmut Friess, pankreas kanserinde artan vaka sayısına rağmen tanı ve tedavideki ilerlemelerin umut verici olduğunu belirtti. “3 boyutlu görüntüleme, özellikle karaciğer cerrahisinde büyük avantajlar sağlıyor. Bu sayede karaciğer hilus bölgesindeki damarların ve safra yollarının konum ilişkisi daha iyi anlaşılıyor, bu da cerrahi planlamayı kolaylaştırıyor” diyen Prof. Dr. Friess, robot teknolojilerinin sunduğu hassasiyetin altını çizdi. “Ameliyat robotlarının kullanımı sayesinde daha yüksek hassasiyet, daha iyi görüntü ve daha az travmalı, hassas bir rezeksiyon mümkün oluyor” sözleriyle teknolojinin cerrahiye katkısını aktardı. Geleceğe dair öngörülerini de paylaşan Prof. Dr. Friess, “Minimal invazif tekniklerle kişiye özel tedavilerin kombinasyonları gelecekte daha fazla ön planda olacak” diyerek bireyselleştirilmiş tıbbın önemine değindi. Ayrıca, “Hastaya özel aşı gibi bireyselleştirilmiş tedaviler, kanser tedavisinde daha fazla kullanım alanı bulacak” dedi.
YAŞAM SÜRESİNİ ANLATTI
Kongre başkanı Prof. Dr. Mert Erkan, organizasyonun ev sahibi olarak sindirim sistemi kanserlerinin cerrahisinde çığır açan gelişmeleri değerlendirdi. “Sindirim sistemine ait en sık gördüğümüz tümörler mide ve kalın bağırsak tümörleri. Bunları da karaciğer ve pankreas kanserleri takip ediyor. Kongrede ağırlıklı olarak bu konular ele alındı. Karaciğer naklinin onkolojide yeni kullanım imkanları da var artık. Türkiye’de canlıdan karaciğer nakli yapıldığı için bu da önemli bir başlıktı” diyen Prof. Dr. Erkan, pankreas kanseri tedavisindeki yenilikleri şöyle anlattı:
“Özellikle pankreas kanserinde eskiden cerrahiye uygun olmayan hastalara ameliyat yapamıyorduk. Ancak artık genetik araştırmalar, yeni geliştirilen akıllı ilaçlar, hedefe yönelik tedaviler ve etkili kemoterapiler sayesinde pankreas kanserinde de çok önemli bir yol katedildi. Eskiden ameliyat olamaz denilen hastaların yarısına yakınına önce ilaç tedavisi verip, olumlu cevap veren ve tümörü küçülen hastalara tekrar değerlendirme sonrası ameliyat yaparak hastalığı kontrol altına alabiliyoruz.”
“Bu yöntemde hastaya önden kemoterapi ve radyoterapi uyguluyoruz, ardından cerrahi gerçekleştiriyoruz. Yöntemin pek çok avantajı var. En önemlisi, ön tedaviler sayesinde tümörün küçültülerek hastanın ameliyat edilebilir hale gelmesi. Ayrıca bu yöntemle agresif bir cerrahi yerine daha sınırlı bir ameliyat yapılıyor, damarlar korunuyor, hastanın yaşam kalitesi korunuyor ve yaşam süresi uzuyor. Bu sayede pankreas kanserinde 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 50’yi geçmiş durumda. Bundan yaklaşık 15-20 yıl önce 5 yıllık sağ kalım yüzde 5’lerdeydi.”
YAPAY ZEKA İLE HASTALIK OLUŞMADAN ÖNLENİYOR
CASE İleri Cerrahi Eğitim Merkezi’ndeki robotik eğitimlerin önemine değinen Prof. Dr. Erkan, “Robotik cerrahi çok hızlı gelişiyor. Acıbadem Üniversitesi bünyesinde yer alan CASE – İleri Cerrahi Eğitim Merkezi’nde genç meslektaşlarımız için çok kapsamlı bir robotik cerrahi eğitimi verdik. Modern tıbbın en önemli gelişmelerinden biri de yapay zeka. Yapay zeka, görüntüleme ve endoskopide tümörün nerede nüks edebileceğini tahmin ediyor. Bu sistem, klinisyene adeta bir navigasyon gibi yol gösteriyor” sözleriyle teknolojinin rehberliğine işaret etti.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TANI YÖNTEMLERİ GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRİYOR
Avrupa Pankreas Derneği Başkanı ve Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güralp Ceyhan ise, pankreas kanserine dönüşebilen kistik tümörlere dair önemli açıklamalarda bulundu. “Artık kişiye özel genetik testler sayesinde hangi tümörlerin kansere dönüşme riski taşıdığını görebiliyoruz. Buna göre ameliyat kararı veriyor veya hastayı sadece takip ediyoruz” diyen Prof. Dr. Ceyhan, yapay zekânın erken tanıdaki rolünü de vurguladı: “Radyologların gözünün yetmediği durumlarda yapay zeka devreye giriyor. Bu sistem hangi kistin kansere dönüşeceğini analiz edebiliyor, kanser riskini öngörüyor. Bu sayede kanser daha oluşmadan önlem alabiliyoruz. Erken tanı burada hayat kurtarıyor.”
Metastatik kanser hastalarının yaşam süresinde dramatik artış olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhan, “Özellikle metastazlı pankreas ve karaciğer kanserlerinde 20 yıl önce hiçbir şey yapılamıyordu. Şimdi bu hastalara önce kemoterapi veriyoruz, metastazları küçültüp sonra ameliyatla ana tümörü çıkarabiliyoruz. Eskiden en fazla 6 ay yaşıyordu bu hastalar, artık 5 yıldır sağlıklı bir şekilde kontrollere gelen metastatik hastalarımız var” diye konuştu.
“Artık 'yapacak bir şey kalmadı' dediğimiz hastaları ameliyat edebiliyoruz. Gelişen cerrahi teknikler, hedefe yönelik tedaviler, yapay zeka ve gelişmiş ilaçlar sayesinde bu mümkün oldu. Kanser tedavisi bir ekip işidir” sözleriyle kongrede öne çıkan umut verici tabloyu özetledi.