Yaylaköy oldu RESköy

Karaburunlular, Yaylaköy’ün etrafındaki tepeleri saran ve evlerin çok yakınına kadar gelen rüzgar enerji santrallerine (RES) karşı mücadelesini sürdürüyor. 70 yıldır heyelan tehlikesi yaşamamış Yaylaköy şimdi de 3. kez talep edilen kapasite arttırımına karşı eyleme hazırlanıyor.

Yaylaköy oldu RESköy
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Karaburun-Yaylaköy’de sular durulmuyor. 2013 yılından beri rüzgar enerji santrallerinin bölgeye kurulmasını istemeyen vatandaşların mücadelesi devam ediyor. 2019 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Afete Maruz Bölge ilan edilen Yaylaköy’de, RES’lerle ilgili 3. kez kapasite arttırımına gidilmesi için ÇED toplantısı düzenlenecek. Bölge halkı yarın bir eylem yapmaya hazırlanıyor.
“Karaburun Yarımadası’nın doğası yok oluyor” diyen Karaburun Kent Konseyi Genel Sekreteri Tayyar Gürhan Kırman, “Karaburun Yarımadasında, 2013 yılından başlayarak “Yenilenebilir doğal kaynaklardan faydalanarak elektrik enerjisi üretimi” denilerek kent sakinlerinin rızası dışında doğaya zarar verecek bir girişimde bulunuluyor. Rüzgar enerji santrallerinin dikildiği alanlar, Karaburun Yarımadasının 100 bin ölçekli çevre düzenleme planında Tarım, Orman ve Mera alanları olarak belirlenen yerler. Karaburun Yarımadasının yüz ölçümü 484 kilometrekare. Bu alanın yüzde 89’u ruhsat verilerek rüzgar enerji santrallerine ayrılmış durumda. Bu da yetmiyor ki kapasite arttırımı talepleri sürüyor” dedi.
Kırman sözlerini şöyle sürdürdü: “Kapasite arttırımı isteyen tüzel kişi, 2013 yılında 7 rüzgar türbin ile başladı, türbin sayısı 50’ye kadar çıktı. İkinci kapasite arttırımı ile 87 türbine çıkarıldı. Üçüncü arttırım ile bu sayı 128’e kadar çıkacak. Bölge halkının açtığı davalar sonucunda Yerel Mahkeme CED olumlu raporunu iptal etmesine rağmen kapasite artış talebinde bulunan tüzel kişinin başvurusu üzerine Danıştay 6. Dairesi Yerel Mahkemenin kararını bozmuşsa da bölge halkı doğaya zarar verecek söz konusu RES Projesini Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Dava hala sürmektedir. Bu şekilde Karaburun Yarımadası’nda ne yazık ki giderek doğa ve tarım yok oluyor. Proje henüz onaylanmadı ancak onaylandığı takdirde 15 yıllık meyve veren 30 bin zeytin ağacı yerlerinden sökülüp taşınacak. Köylünün yaşam kaynağı elinden alınmış olacak.”

Hayvancılık da bitiyor
Karaburun’un simgelerinden olan Kıl Keçisi yetiştiriciliğinin de tehdit altında olduğunu belirten Tayyar Gürhan Kırman, “Üreticiler, çobanlar meralarının RES için verilen ruhsat sahalarının büyük bölümünde kaldığını, hayvanlarının bu bölgelere girmesinin yasaklandığını, hayvanlarının RES’lerin yaydığı manyetik dalga ve ses kirliliğinden olumsuz etkilendiğini ve süt verimlerinin de düştüğünü söylüyor. Yetkililer geçmiş yıllarda 50 – 60 bin baş hayvana ulaşan popülasyonun 5 – 6 bin seviyelerine kadar düştüğünü, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yapılan çalışmalar ile şu an 20 bin baş hayvana ancak ulaşılabildiğini belirtiyorlar” dedi.

Haber: Aycan Pırasalar YAŞAR

Bakmadan Geçme