• Haberler
  • Gündem
  • Yeni yıl ağacı mı satılan yoksa umutlarımız mı? Bu satışın arkası ağır…

Yeni yıl ağacı mı satılan yoksa umutlarımız mı? Bu satışın arkası ağır…

Aysun Güler/YENİ İZMİR-Konum İzmir Eşrefpaşa pazarı. Genellikle evlerde ihtiyaç fazlası 2. el eşyaların satılmak üzere sergilendiği...

Yeni yıl ağacı mı satılan yoksa umutlarımız mı? Bu satışın arkası ağır…
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Aysun Güler/YENİ İZMİR-Konum İzmir Eşrefpaşa pazarı. Genellikle evlerde ihtiyaç fazlası 2. el eşyaların satılmak üzere sergilendiği pazarda gözümüze bir yılbaşı ağacı ilişiyor. Yeni yıla sayılı günler afta kalmışken bir pazar sabahı saat 6-7 sularında kullanılmış bir ağacı satmaya çalışan kişi, öğrendiğimiz bilgilere göre üç çocuk babası bir güvenlik görevlisi. Yılbaşına günler kala sabah soğuğunda satılmaya çalışılan o ağaç artık 2023 yılında umutların tükendiğinin bir kanıtı. Ortalama 500 TL’ye satılabilecek o ağacın parasıyla ya yiyecek bir şeyler alınacak ya da çocuklarının ihtiyaçları giderilecek. Gazetemizin yazarı psikolog Hazal Sansür konu ile ilgili açıklamalarda bulundu. İhtiyaçların karşılanamadığı toplumların olumsuz ruh halin hakimiyetinde olacağını kaydeden Sansür, “Yeni yıl bir kısmımız için heyecan, umut barındırırken bir kısmımız için aslında sadece bir gün. Yeni yıla günler kala satılan yılbaşı ağacı aslında bu duruma örnek. Beslenme ve barınma ihtiyaçları zor karşılayabilen aileler var. Maalesef ki yoksulluğun ruh sağlığı üzerine olumsuz etkileri çok büyük. Beslenme ve barınma ihtiyaçları karşılanmadığında, ruh sağlığının iyi olmasını bekleyemeyiz. En temel fizyolojik ve temel ihtiyaçların karşılanamadığı bir hal, benlik için büyük bir tehdittir. Beden ve ruh sağlığı bir bütündür. Bireyler hayata karşı umutsuz, belirsiz ve sürekli tehdit altında hissedebilir. İnsanlar olarak hepimiz biyopsikososyal varlıklarız. Yani sağlıklı yaşam için hem sosyal açıdan, hem de psikolojik açıdan birçok ihtiyaçlarımızı karşılamamız gerekir. Freud’un Yas ve Melankoli kitabını buna örnek gösterebilirim. Kayıp nesne gibi yoksulluğun da kaybı işleme süreci olduğundan bahsediliyor. Yoksullukta bireylerin en temel arzu ve ihtiyaçlarını karşılamasındaki engellenmedir. Açlık, belirsizlik ve tüm insancıl uyaranların yitirilmesidir” açıklamalarında bulundu.

“ÇOCUK KOPYALAR”

Ekonomik krizin ruh sağlığına etkileriyle ilgili gerçekleştirilen çalışmalara değinen Sansür, “Yoksulluk ve işsizlik yaşayan bireylerde, depresyon oranının 2 kat fazla görüldüğü saptandı. Ayrıca yoksulluk intihar riskini de 2-3 katına çıkarıyor. En temel ihtiyaçlarını karşılayamayan bir bireyin kendini yeterli hissetmesi, umut etmesi, canlılığını ve üretkenliğini sürdürmesi nasıl mümkün olabilir ki? Ve maalesef ki bireylerde depresyonun ağır geçirilmesinden en çok etkilenenler ise; çocuk grupları. Bu tarz aile yapılarında büyüyen çocuklarda daha fazla depresyon ve kaygı bozukluğu görülüyor. Çünkü bir çocuğun bilişsel ve psiko-soyal gelişimi erken çocukluk döneminde aldığı ilgiye, tutarlı ve sağlıklı zihinsel uyaran ve oyunlara bağlıdır. Anne veya babanın depresyon, kaygı, bağımlılık veya stres yaşaması, çocuklarda gelişimsel gecikmeler yaşamasına sebep olur. Ve çocuk ailesindeki melankoliyi kendine kopyalar” dedi.

Bakmadan Geçme