Yenidoğan çetesi davası yarın devam edecek

Yenidoğan çetesinin lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Sanık Fırat Sarı: Beni yok ettiler, çocuğumun, annemin yüzüne bakamıyorum'

Bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmalci davranarak ölmelerine neden olan yenidoğan çetesinin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın duruşması yarın saat 10.30'a ertelendi. Çete lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı duruşmada, “Beni yok ettiler. Ben çocuğumun, annemin yüzüne bakamıyorum. Bu medya telkininden kurtulmanız lazım” dedi.

Yenidoğan çetesi yönetici ve üyesi 26'sı tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı davanın 2. celsesinin görülmesine devam edildi. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada sanık avukatları, soruşturma savcısı ile duruşma savcısının birlikte fotoğraflarının sosyal medyada paylaşıldığını ifade etti. Sanık avukatları, tarafsız yargılama yapılmadığını öne sürerek, reddi heyet talebinde bulundu. Duruşmaya taleplerin değerlendirilmesi için 30 dakika ara verildi. Aranın ardından mahkeme tanıkları dinlemek istedi. Sanık avukatları, reddi heyet talebinin üst mahkeme Bakırköy 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilmeden acil işler dışında devam edilemeyeceğini dile getirdi. Mahkeme başkanının duruşmaya devam edileceğini söylemesi üzerine sanık avukatları yeniden reddi heyet talebinde bulundu. Mahkeme, duruşmaya 15 dakika ara verdi. Verilen aranın ardından sanıkların tutukluluk haline ilişkin savunmaları alındı.

Örgüt lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı savunmasında, “Samimiyetle her şeyi burada anlattım. Bu dosya sürecekse Sağlık Bakanlığı avukatları da savunma versin. Bebek ölümlerine baksın, karşılaştırma yapsınlar. Eminim biz tutuklandıktan sonra ölümler artmıştır. Beni yok ettiler. Çocuğumun, annemin yüzüne bakamıyorum. Medya telkininden kurtulmanız lazım. Hesaplarımı inceleyin. Param yok. Toplum sağlığına bir şey yapmadık. Yapılan haberlerle anneler travmatize edildi. Medya yaptı bunu. Tahliyemi istemiyorum. Medya haberleri hakkında bir şey yapmanızı istiyorum” dedi.

Örgüt yöneticisi olduğu ileri sürülen sanık İlker Gönen, “Burada bulunan sanıklar, hiçbir örgüt içinde bulunmadık. Dursun Eryılmaz, iş için Fırat Sarı'yla görüşmüş, diğerleri de iş için ya da farklı sebeplerle görüşmüş. Bir işletme, hastane, ilaç ya da diğer suç unsuru olan şeyler için burada bulunan kimseyle görüşmedim. Hiçbiri ile sürekli bir iletişimim bulunmuyor. Bu bizim örgüt olmadığımızın en büyük göstergesi. Biz bir kere bile örgüt adına toplanmadık, bir konu konuşmadık, plan yapmadık” dedi.

Söz verilen diğer sanıklar tahliyelerini talep etti. Duruşma, yarın sanık avukatlarının savunması ile devam edilmek üzere saat 10.30'a ertelendi.

İDDİANAME

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verildi, 10 bebeğin hayatını kaybettiği belirtildi. Fırat Sarı liderliğinde, yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devraldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hasta basamakları ile oynama yaparak SGK'dan üst sınırdan ödeme almak olduğu belirtildi. Çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak entübe olanı olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış gibi gösterip, bu yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK'ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan ağır göstererek daha uzun yatış sağlayıp SGK'dan yüksek ücret tahsil ettiği ve hasta yakınlarından fazladan para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği aktarıldı. Şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara, ölüme dahi sebep olduğu kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği'ne aykırı işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki yenidoğan suç örgütünün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hemşire yardımcıları ile verildiği, bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı kaydedildi. Hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bazı örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eliyle usule aykırı gerçek dışı epikriz raporları yazıldığı açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip, raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavi uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. düzey olmamasına rağmen 3. düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji, protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, yenidoğan suç örgütünün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', ‘nitelikli dolandırıcılık', ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik' suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi', ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi', ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık', ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma' ve ‘resmi belgede sahtecilik' suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapsi talep edildi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.
 

Bakmadan Geçme