Yenidoğan çetesinin duruşmasında 3. gün: Yeni ifadeler kan dondurdu!
İstanbul'da, yeni doğan bebeklerin ölümüne neden olan ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen Yenidoğan suç örgütüne yönelik davada, üçüncü duruşma bugün de devam ediyor.
İstanbul'da, yeni doğan bebeklerin ölümüne neden olan ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen Yenidoğan suç örgütüne yönelik davada, üçüncü duruşma bugün de devam ediyor.
22’si tutuklu 47 sanığın yargılandığı davada, duruşmanın ilk iki gününde altı sanık savunma yaptı. Bugün savunma yapan tutuklu sanık Cansu Akyıldırım, Mahkeme Başkanı'nın kendisine sorduğu hesap hareketleriyle ilgili soruya, "Birinci Hastanesi'nde Medisense Danışmanlık hizmeti veren şirket var. Motivasyon amaçlı çalışanlara dağıtılmak üzere Medisense'den bana para aktarılırdı ben de çalışanlara dağıtırdım. Para hareketleri bunlardan ibarettir" dedi.
ÖRGÜT ÜYELİĞİNİ VE SUÇLAMALARI REDDETTİ
Sanık Akyıldırım, 2012-2019 yılları arasında çeşitli hastanelerde yoğun bakım servislerinde çalıştığını, ancak suçlamaların tamamını reddettiğini söyleyerek, "2012 ile 2019 arasında farklı hastanelerin yoğun bakım servislerinde çalıştım. Çorlu Reyap'ta değil Esenyurt Reyap Hastanesi'nde çalıştım. Özel Birinci Hastanesi'nde çalıştım. TRG Hastanesi'nde de hasta bakım müdürü olarak çalıştım. Dolandırıcılık suçunu kabul etmiyorum. Maddi çıkarım olmamıştır. Ailemden aldığım maddi destek de vardır. Bu yüzden dolandırıcılık suçunu kabul etmiyorum. Bir örgüt veya çete olduğunu da düşünmüyorum bu yüzden örgüt üyeliği suçunu da kabul etmiyorum" şeklinde konuştu.
KADAN BEBEĞİN ÖLÜMÜ
Cansu Akyıldırım, yoğun bakımda hayatını kaybeden Kadan Bebek’le ilgili soruları yanıtlarken, o dönemde Birinci Hastanesi'nde çalıştığını ancak bebek TRG Hastanesi'nde doğduğunu söyledi. Olayı anlatan Akyıldırım, bebeğin durumu ağırlaşınca, hastaneye yardım için gittiğini öne sürerek, "Ben o dönem Birinci Hastanesi'nde çalışıyordum. Kadan bebek, TRG Hospital'de doğdu. Ben gönüllü olarak TRG Hospital'deydim. Fırat Bey yardıma gitmemi söylemişti. Bebek geldiğinde mosmordu. Kapıya en yakın olan yoğun bakım kısmına aldım. Oksijen verip Dursun beyi aradım ama ulaşamadım. İlker beyi aradım, Dursun beye ulaşacağını söyledi. Dursun bey de kısa bir süre sonra geldi. Akciğer filmi çekilmesi gerekiyordu. Ben bebeği kaldırınca sağ tarafında bir şişlik farkettim ve Dursun beye bildirdim. Ciğer filmi çekilirken bebeğin kalbi durdu, müdahale başladı" diye konuştu.
EPİKİZ VE DENETİM RAPORLARI
Mahkeme başkanının, "Konuşmalarda neden, 'epikizleri değiştirelim' ifadeleri var?" sorusuna Akyıldırım, "Ben sadece sisteme aktarıyordum Kopyala yapıştır şeklinde. Benim epikiz doldurma yetkim yok. Hiçbir şekilde de doldurmadım" diye yanıtladı. Fırat Sarı ile yaptığı yazışmalarla ilgili de, "Ben o dönem müdürdüm. Fırat Bey'e denetim raporlarını atıyordum" dedi. Cansu Akyıldırım, ilaç satışıyla ilgili soruya, "2023'te bir gün sabah Fırat Sarı beni aradı, 'bekle bir şey konuşacağız' dedi. Fırat, Hasan Basri ve ben oturduk. Fırat, Hasan Basri'ye, 'yaptın mı gerçekten' dedi. Hasan’da 'Paraya ihtiyacım vardı' dedi. Bunun üzerine Fırat, 'Söylesen yardımcı olurduk' dedi. Hasan Basri kredi çektiğini gösterdi. Ortalama 20 kutu kadar curusorf satıp para aldıklarını söyledi" şeklinde konuştu.
“MADDİ ÇIKAR SAĞLAMADIM”
Akyıldırım, bebeklerin öldürülmesinde herhangi bir maddi çıkar sağlamadığını iddia ederek, "Ben maaşlı çalışandım. Herhangi bir maddi çıkar sağlamadım. Ortada bir örgüt, çete olduğunu düşünmüyorum. Üye olduğumu da kabul etmiyorum. 7 aydır tutukluyum. Dosya, medya tarafından çok dallanıp budaklandı. Yanlış ithamlarda bulunuldu. Böyle bir dosyada yargılandığım için üzgünüm" ifadelerini kullandı.