• Haberler
  • Siyaset
  • Yeşil Sol Parti Adayı Yıldırım: 14 Mayıs özgürlük yolunda kilit bir tarih olacak

Yeşil Sol Parti Adayı Yıldırım: 14 Mayıs özgürlük yolunda kilit bir tarih olacak

Türkiye 14 Mayıs Pazar günü tarihi bir seçime giriyor. Hem Cumhurbaşkanlığı hem de 28. Dönem Milletvekili...

Yeşil Sol Parti Adayı Yıldırım: 14 Mayıs özgürlük yolunda kilit bir tarih olacak
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türkiye 14 Mayıs Pazar günü tarihi bir seçime giriyor. Hem Cumhurbaşkanlığı hem de 28. Dönem Milletvekili adaylarının yarışacağı seçime son 4 gün kaldı. Yenikiraz.com internet sitesinden Özlem Kara’nın haberine göre siyasi partililer de son hazırlıklarını tamamlarken, Emek ve Özgürlük İttifakı içerisinde yer alan Yeşil Sol Parti İzmir birinci bölge 2.sıra Milletvekili adayı avukat Abdul Mecit Yıldırım ile seçime ilişkin konuştuk.
Bu seçimin tarihi bir seçim olduğuna vurgu yapan Yıldırım, “Bir oy Kılıçdaroğlu’na, bir oy Yeşil Sol Partiye” dedi.

DENİZ POYRAZ’IN AVUKATI YEŞİL SOL’DAN ADAY

1)Yeşil Sol Milletvekili adayısınız, kendinizden biraz bahseder misin?

1986 yılında Mardin’de doğumluyum. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezun olduktan sonra avukatlığa başladığım tarihten itibaren dezavantajlı grupların uğradığı hukuksuzluklara karşı hak savunucusu olarak rol aldım ve politik nitelikli davalarda aralıksız bir biçimde adalet arayışının içinde bulundum. Aynı zamanda 2021 yılında HDP İl Başkanlığı’nda katledilen Deniz Poyraz’ın avukatlığını yapıyorum.

2) Neden Yeşil Sol’dan milletvekili adayı oldunuz?

Demokratik yaşam ve yönetim biçiminin hâkim olması, ekonomi başta olmak üzere diğer pek çok sorunun da çözümünün ön şartıdır. Zira totaliter yönetimlerin en belirgin özelliği olan tekçi siyasal baskıların yanında, parazit bir ekonomi elitinin oluşması da demokrasinin ve dolayısıyla sivil toplum denetiminin olmamasından temelleniyor. Bahsettiğimiz bu parazit seçkin gruplar, ülke ekonomisinin kamburu olarak; bir yandan halkın kaynaklarına çökerler diğer yandan ise piyasanın esas belirleyeni olan “güven ilişkisini” zedelerler. Bu haliyle yatırım ve üretimin de esas engeline dönüşürler. Bugün Türkiye’de iktidar etrafındaki seçkin parazit grubun somut hali “beşli çete” dediğimiz sermaye sahipleridir. Demokrasi diğer pek çok sorunun da çözüm yöntemidir. Ancak örnek minvalinde ekonomi ve siyasetten bahsetmeyi yeterli görüyoruz. Sonuç olarak; Yeşil Sol Partiyi seçmemizin temel gerekçesi, partinin demokrasiye olan yaklaşımında, programında ve hareket tarzında yatmaktadır. Partimiz siyasi programını “Üçüncü Yol” olarak tanımlamakta ve Türkiye’nin temel sorunlarına en gerçekçi çözüm önerilerini sunmaktadır.

3) Seçime geri sayım başladı. Milletvekili adayı olarak yaptığınız saha çalışmalarından bahseder misiniz nasıl geri dönütler alıyorsunuz?

Seçimin tüm ülkenin kaderini belirleyeceği açık. Aslında seçimin Türkiye’nin topyekûn yönünü tayin edecek bir önemde. Siyasal ve ekonomik dönüşümler akla ilk gelen kategoriler. Ancak iktidarın aynı kalması veya değişmesi, Türkiye açısından kültürel ve mezhepsel alana varana dek, bütün değerler sistemini ve yaşam tarzını derinden dönüştürecek bir yol ayrımını işaret ediyor. Dolayısıyla alanda güçlü bir gerekçemiz ve enerjimiz oluştu. Gece gündüz ayırmadan ulaşabildiğimiz her yere ulaşmaya çalışıyoruz. Biz ve arkadaşlarımız insanüstü bir çaba ile alanlarda bulunduk. Çok geniş kesimlere temas etme şansı yakaladık. Somut olarak İzmir’de şahit olduğumuz ilk tepki, seçmenlerin tüm farklılıkları bir yana bırakarak tek bir noktaya odaklanmış olmasıydı. Bu odak noktası iktidarın gönderilmesiydi. Bu aynı zamanda halkın politik manevra yeteneğini gösteriyor. Bu süreçte sanılanın aksine, toplumda tamiri imkansız fay hatları olmadığına şahit olduk. Halkın birbirini anladığını ve kader ortaklığı yapabildiğini gördük. Biz de halkın bu beklentisine uygun davranarak seçimlerde “Bir oy Kılıçdaroğlu’na , bir oy Yeşil Sol Partiye” şeklinde hitap ettik.

4)Meclise girmeniz dahilinde vereceğesiniz ilk soru önergesi, anayasa değişikliği vs var mı? Varsa bunlar nelerdir?

Son 20 yılda Türkiye’de hak ihlalleri ve toplumsal sorunlar bilindiği üzere kronik bir hal aldı. Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin üzerinde yoğunlaşan baskılar ayyuka çıktı. Aslında demokrasi ve insan hakları anlamında gerçek bir enkaz yaratıldı. Özcesi düzeltilmesi gereken yığınla sorun söz konusu. Sorunlar arasında ayrım yapmaksızın topyekün bir çaba gerekiyor. Toplumu bir an evvel “Onurlu Barış ve müzakere” şartlarına hazırlamak, bütüncül çözüm yöntemleri açısından elzem bir hale geldi. Bu açıdan öncelikle toplumda yaratılan fay hatlarını kapatmak gerekiyor. Bu yönlü çalışmalarımız öncelikli genel uğraşımız olacaktır. Temel yaklaşımımız, kangren hale gelmiş sorunların topyekün çözümü için yoğunlaştırılmış çalışma olacaktır.

“BİZ ÜÇÜNCÜ VEKİLE DE ‘ZATEN ALDIK’ GÖZÜYLE BAKIYORUZ”

5) İzmir’den oy beklentiniz nedir, Yeşil Sol İzmir’den kaç vekille meclise girmeyi planlıyor?

İzmir’de partimize halkın güçlü bir yönelimi söz konusu. Biliyorsunuz önceki seçimde iki vekil çıkarmıştık. Üçüncü vekilimizi seçim sistemi sebebiyle AKP-MHP ittifakı almıştı. Ancak bu sene iki parti kendi amblemleri ile seçime giriyor. Her parti kendi yeterliliği ile vekil çıkarabiliyor. Haliyle biz üçüncü vekile de “zaten aldık” gözüyle bakıyoruz. Öte yandan halktan aldığımız mesaj toplamda en az beş vekil elde edeceğimiz yönünde.

6) Son olarak 14 Mayıs seçimleri sizin için neden önemli?

Mevcut iktidar bloku, toplumu ayrıştırma ve ekonomik darboğaza sürükleme, kadına şiddet, emek sömürüsü ve rant sistemi yaratma, kayyumlarla halkın iradesini kırma gibi pek çok anti-demokratik ve insan haklarına aykırı uygulamaları bir geleneğe dönüştürdü. Dolayısıyla en apolitik birey dahi güvende hissetmiyor bu aşamada. Bu düzeyde siyasi baskı ve iktidar yoğunlaşması bir sonraki evrede totaliter ve toplum mühendisliğini içeren bir siyaset tarzı yaratacaktır. Yani bizi bekleyen evre kurumsallaşmış faşizm ve diktatörlük evresidir. Bu düzenin tam karşısında ise özgür ve eşit toplum ile güvenceli bir ekonomik yaşamı kurma gücü yer alıyor. Bu bakımdan önümüzdeki seçimler tercihimizin yönünü de gösteriyor: Ya diktatörlük ya özgür yaşam olasılığı… Sonuç olarak ifade edilmelidir ki, 14 Mayıs seçimleri Türkiye’nin demokrasi ve özgürlük yolunda kilit bir tarih olacaktır.

Bakmadan Geçme