• Haberler
  • Gündem
  • Yaşları 0 ile 6 yaşındaki bu çocukların geçmişleri yok, gelecekleri ise hükümsüz…

Yaşları 0 ile 6 yaşındaki bu çocukların geçmişleri yok, gelecekleri ise hükümsüz…

Yağmur KARADAĞ/Yüreğinize cam kırıkları gibi oturuverir hikayeleri… Geçmişleri olmayan, gelecekleri ise hükümsüz olan çocukların. Suç işleyip...

Yağmur KARADAĞ/Yüreğinize cam kırıkları gibi oturuverir hikayeleri… Geçmişleri olmayan, gelecekleri ise hükümsüz olan çocukların. Suç işleyip hüküm giymiş annelerinin yanında cezaevinde doğan ya da cezaevinde büyümek zorunda kalan 0 ile 6 yaş arasındaki çocuklar… Bizim çocuklarımız. Onlar, yaşanmamış hayatın, yazılmamış öykülerin konusu olacak çocuklar.

Türkiye’de, annesi hükümlü veya tutuklu olan 0-6 yaş grubu çocuklar; kendilerine bakabilecek yakınları olmadığı zaman ceza infaz kurumunda anneleriyle kalıyor, annelerinin reddetmesi durumunda ise devlet korumasına alınıyor. 6 yaşına kadar annelerinin yanında kalan çocuklar, daha sonra annelerinden ayrılmak zorunda kalarak, yaşamlarına Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı kurumlarda sürdürüyor.

Anneleriyle cezaevinde yaşamak zorunda kalan 0 ile 6 yaş arasındaki çocukların dramını 2011 yılında Ege Life Dergisi ele almış, konuyu Türkiye gündemine taşımıştı.

Adalet Bakanlığı’nın izniyle Denizli Bozkurt Açık Ceza İnfaz Kurumu’na giren dergi ekibi, orada yaşananları objektif bir şekilde tüm detaylarıyla okuyuculara aktarmıştı.

Dergide yer alan bir bölüm şu şekildeydi: 

“Erdem’in neden kıvırcık, uzun saçlarını kesmek istemediğini, ismini yazmak istemediğimiz bir erkek çocuğun neden etek giymek istediğini anlatmak istiyoruz…

Yaklaşık 275 kadının bulunduğu bu duvarların içinde etek giyen, makyaj yapan kadınlara bakan bazı erkek çocukların da bu davranışı sergilemek istediğini konuşuyoruz. Kapalı cezaevine geri dönen bir kadının çocuğundan söz ediyorlar. Etek giymek istiyormuş. İdare rol eksikliğinin bunlara neden olduğunu söylüyor. Yarınlara eksik büyüyen çocuklar, her sabah 2 bin yıl yenik başlayacaklar belki de… Çocuk gelişimci psikologlar, anneleriyle büyüyen çocukların entelektüel ve cinsel kimlik gelişimleri açısından cezaevinin doğru bir yer olmadığını vurguluyorlar. Bu çocuklar, cezaevlerinde anneleriyle büyüyorlar. Bir zorunluluk yok, devlet koruma altına alabilir ya da dışarıda birinci derecede akrabalarına bırakılabilirler. 0-3 yaş arası 13, 3-6 yaş arası ise 10 çocuk, toplam 23 çocuk bulunuyor. Türkiye genelinde ise 2011 yılında 495 çocuk… Sadece yarı açık değil kapalı cezaevlerinde de var… Hayatın bu kuytu yerinde kelimeleri, renkleri, hüzünlü yüzleri, kapanan kapı seslerini, çok uzaklara bakan annelerinin gözlerinin nerede başlayıp nerede bittiğine tanık olarak büyüyen çocuklar…”

“BABALARINDAN KORKUYORLAR”

“Ziyarete gelen babalarından korkuyormuş çocuklar… Korku ile erken tanışan çocukların sevinci geç olur, hüznü kederle bilenmiş, bilendikçe sonuna doğru ilerleyen bıçaklar gibi. ‘Kader Mahkûmu” kadınlar, hayatlarının geri kalan kısmı için konuşuyorlar muhtemelen. Kreşe girişte, çocuklar gelenlere pek alışık değil gibi görünüyorlar. Öğretmenleri ve müdürlerle beraber içeri giriyoruz. Köşede olanları gizlenerek izleyen, çemberin dışında görüntüsü veren bir çocuk dikkatimizi çekiyor. Genel Yayın Yönetmeni, biraz ürkek ve biraz da hırpalanmış bakışlı çocuğun ellerinden tutarak, oyuncakların olduğu alana çekiyor. Sonra omzuna alıyor… Ardından sıraya giriyor çocuklar… Onun sevinçten, bizim ise hüzünden gözlerimiz doluyor… Gülümseyerek yaşaran gözlerin bakışları namlu gibi… Sonra diğer çocukları da alıyor omzuna…

Mutsuz annelerin göğsünde büyüyen çocukların mutluluğunda eksik bir şeyler var. Her yerinden okunabilen bir mutluluk, her yerinden su almaya müsait hayatlar gibi, açık denizler gibi patladığında…”

2022-2023 VERİLERİ AÇIKLANMADI

Türkiye’de Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan 0-6 yaş arası çocukların sayısında kamuoyu ile paylaşılan veriler doğrultusunda, 2015-2018 yılları arasında artış olduğu, 2021 yılı içerisinde ise düşüş yaşandığı ifade ediliyor.

Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün raporlarına göre, 2015 yılında toplam 506 bebek ve çocuk anneleriyle birlikte cezaevinde büyüdü. Yaşları 0 ile 12 ay arasında olan erkek bebek sayısı 47, kız bebek sayısı ise 35 olarak belirtildi. 2015 yılında en fazla 1 yaş grubunda bebeğin olduğu, 1 yaşında toplam 128 bebek anneleriyle birlikte cezaevinde büyüdüğü ortaya koyuldu. Söz konusu sayının 2016 yılında 529 çocuğa, 2017 yılında 668 çocuğa yükseldiği görülüyor.  14 Kasım 2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu verilerine göre de 2018 yılı itibariyle Ceza İnfaz Kurumları’nda 743 çocuğun annesiyle beraber kaldığı, bu çocukların 543’ünün 0-3 yaş, 200’ünün de 4-6 yaş grubunda yer aldığı, 0-3 yaş arası 543 bebekten 37’sinin ise 6 aydan daha küçük olduğu belirtiliyor. 8 Mart 2021 tarihinde ise Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre ise Koronavirüs (Covid-19) küresel salgın hastalığı nedeniyle infaz sisteminde yapılan düzenlemelerle ceza infaz kurumlarında kalan tutuklu/hükümlü nüfusunun genel olarak azaldığı ve kadın hükümlü/tutuklulardan sadece 317’sinin yanında 0-6 yaş grubu toplam 345 çocuk bulunduğu kamuoyu ile paylaşıldı. 2022 ve 2023 yıllarına dair verilerin ise açıklanmadığını ifade etmek gerekmektedir.

GÜNDEME TAŞINMALI, ÖNERİLER ORTAYA KOYULMALI

Günümüzde hem psikologlar hem de sosyologlar, suç işleyip hüküm giymiş annelerin 0-6 yaş arasındaki çocuklarının onlarla beraber cezaevlerinde büyümelerinin ilerde çok sayıda olumsuzluklara yol açacağına dikkat çekiyor. Anneler ve çocukları koğuşun, çocuklar için hazırlanan kreşin dışında herhangi bir yere çıkamıyor. Bu çocuklar, aile ortamını göremeden, kısıtlayıcı bir yaşam döngüsü içerisinde, yeterli sayıda oyuncakla oynayamadan, bebek bezi, bebek pudrasına ulaşma noktasında sıkıntı yaşayarak, gerekli besinleri alamadan büyüyor.

Bu önemli durumun kamuoyunun gündemine taşınması da oldukça kıymetli. Cumhuriyetin 100. yılında bu çocukların durumunun siyasi partiler ve siyasi liderler tarafından gündeme taşınması, çocukların durumunun daha da iyileştirilmesi için neler yapılabileceğine dair önerilerin ortaya koyulması önem arz ediyor.

Haber

Özel Haber

Bakmadan Geçme