ZAMİR VE EDAT AYRIMI

Değerli okurlar merhaba, geçtiğimiz hafta isim- fiil ve sıfatlardan söz etmiştim. Dilimizi ve dil kurallarımızı aktarmaya...

ZAMİR VE EDAT AYRIMI
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Değerli okurlar merhaba, geçtiğimiz hafta isim- fiil ve sıfatlardan söz etmiştim. Dilimizi ve dil kurallarımızı aktarmaya devam ediyorum. Bu hafta zamir ve edatları yakından inceleyelim.

ZAMİR

Bir zümreyi ya da bir varlığı zümre (topluluk) halinde ifade eden kelimedir. Peki, zamir cümle içinde hangi sebeple bir gramer unsur olarak doğmaktadır? Bir topluluk adını tür olarak kullandığımız zaman onu zamir göreviyle kullanmış oluruz. Cümle unsuru seviyesinde bir türün varlığını ya da zümresini temsil eden kelimedir. Zamir bir fiili icra eden kelimeyi temsil eder. İnsanlar birbirlerine karşı bulundukları mesafeyi, işaret ederek zamir yoluyla ifade eder: bu, şu, o… Bir şahıs bir cümleyi kendine göre ifade etmek zorundadır: Benim çaprazımdaki… Tabiatıyla burada ben X kişiyi ifade etmiş olmaz; orada kendisinin doldurduğu birinci kişiyi ifade eder.Dilimizde ilk önce işaret zamirleri ortaya çıkmış olmalıdır.

Daha sonra şahıs zamirleri kullanılmaya başlar.İşaret zamirleri de şahıs zamirleri de aynı zamirlerdir; ihtiyari olarak aralarında bir gramer farkı yoktur. Aralarında semantik fark vardır. Zamirin görevi cümle içindedir. Kişi önce kendini ifade etmek zorundadır. Sonra ikinci şahıs dediğimiz yanındaki şahsı ifade eder. Sonra da kendisine ve yanındakine nispetle uzakta bulunan üçüncü şahsı ifade eder.

Bu çocuk büyük adam olacak.

O ağlıyor.

Adam ağlıyor. (Adamın kendisi var. Adamı ismiyle kastetmiyor. Bir zümreyi kastettiği için zamirdir. Burada adam Ahmet olabilir, Hakan olabilir,

Salih olabilir.)

Sonuç olarak ben, sen, o ve kendi vb. kelimeleri cümle içinde kullanmazsak, başlı başına onların zamir olduklarını iddia edemeyiz. Ama kendisi ağlıyor dediğimizde kendi zamirdir. (Müstakil olarak ise isimdir).

Sonuç olarak ben, sen, o ve kendi vb. kelimeleri cümle içinde kullanmazsak, başlı başına onların zamir olduklarını iddia edemeyiz. Ama kendisi ağlıyor dediğimizde kendi zamirdir.

EDAT

Yapı itibariyle edatların bir ek gibi kelimenin sonuna gelme özellikleri var.

Bu durum edatın yardımcı unsur/tali unsur olduğunu gösterir.

Ahmet’ten sonra, senin gibi…

Yardımcı unsur ekleşmeye gelinceye kadar asıl unsurdan önce gelir. Bu yönüyle edat, ek kategori-

sinde değerlendirilebilir. Edat, anlam ile işlev arasında; bazen anlam bazen de işlevi karşılayan kelimedir.

Ahmet, Mehmet’in benzeridir.

Ahmet Mehmet gibidir.

Burada ismin anlamı işleve kayar. Benzer kişi dediğimizde ise anlam karşılanır.

O halde, edatlar henüz tam olarak ekleşmemiş kelimelerdir, diyebiliriz.

Ayrıca, isim çekim eklerini kabul etmeleri de onları şimdilik sadece isim kategorisinde değerlendir-

menin mümkün olduğuna işaret eder:

Gibiler ülkesinde gibi gibi sevme beni. “Feridun Düzağaç”

Emre gibileri kolay yetişmez.

Edatlar isim veya fiillerle kullanıldığında anlam kazanırlar.

Edatlar, ekleşme yoluna girmiş kelimelerdir. Bununla birlikte fiil olan edattan söz edilemez.

Bakmadan Geçme